DURUM…
17 Ocak 2022 18:10:59
Dumanla, kuzgunla, güvercinle haberleşildiği dönemler olsa, tamam…
- yüzyıldayız kardeşim! Uzay istasyonundaki astronot telefonu açıp yakınlarıyla konuşuyor artık şıpınişi…
Hal böyleyken, TV’lere çıkıp, avrupada ve ABD’de enflasyon felâket, marketlerin rafları boş, halk gıda ürünü bulamıyor diyor…
Oysa, ABD’de yıllık enflasyon yüzde 7 civarında. Bizde, kuaförden yeni çıkmış enflasyon, yüzde 36 ! Ekonomistler, Ocak ayı enflasyonunun yüzde 45 olarak çıkmasının kendilerini şaşırtmayacağını söylüyorlar…
Bir aralar Erdoğan’ın da doktorluğunu yapan ve şimdi yurdışında çalışan Dr. Turhan Çömez, yukarıdaki sözler üzerine video çekip TV’lerde yayınladı. Avrupada boş raf filan yok, ekonomileri pek şıngır mıngır olmasa da bize uzaydan bakıyorlar yine de…
Hem sonra şu da var:
Elâlemin açlığı bizi doyurur mu ikigözüm kardeşim !
Milli ve yerli olmayacak mıydı yeni modelimiz ayrıca?..
Nebati, enflasyon 2023’te tek haneye inecek diyor…
Halk kitleleri 2023’e ya da seçim yılına kadar ne yiyip içecek peki ? Yoncaların bitmesini bekleyecek takati mi kaldı !..
AKP Genel Başkanı Yardımcısı Ünal, parti toplantısında güzel güzel dış güçlerin ekonomimizi nasıl kafakola aldığını anlatırken bir AKP üyesi kalktı ayağa, “işsizim açım” diye bağırdı…
Türkiye halkının sesiydi !
Zaten kendisi de öyle söyledi Halk TV’de daha sonra… Bakanın, “izleyin bunu” talimatını da gazetelerde okuduk…
İzleyeceğinize derdini dinleseniz ve çözmeye çalışsanız nasıl olur sayın Bakan ?
En son doktorlar seslerini yükseltti, yoksulluk sınırı düzeyinde maaş istiyorlar: 13 bin lira ! Çoğu doktor 6 bin lira maaş alıyor…
Sosyologlar ortasınıfın eridiğini söylüyorlar…
Ortasınıf ?
Küçük tüccarlar, esnaf, zenaatkarlar, küçük çiftçiler, bürokratların geniş kesimi, terminolojik bir ayrımla, burjuvazinin alt katmanları ile küçükburjuvazi…
Bu tespit doğru. Özellikle küçük burjuvazi gitgide proleterleşiyor.
Doktorlar da bunları dahil.
Aslında bu süreç, bizde, 19. yüzyılda başladı. Kapitalist-emperyalist devletler mal ihraç ediyorlardı bize. Bu süreç, 20. yüzyılın üçüncü çeyreğine kadar sürdü. Özellikle 1960’lı yıllardan itibaren Türkiye, Batı’nın açık pazarı haline geldi, mal ihracının yanısıra sermaye ihracı da başladı ülkemize…
Bunun doğal sonucu olarak içerde tekelleşme sürecine girildi. AKP iktidarı ile bu süreç hız kazandı…Tekelleşme, ortasınıfları eritmeye başladı. Emek-sermaye çelişkisi daha net şekilde duyumsanıyor artık…
En son AKP’li Ünal’a “işsizim, açım” diye bağıran müflis çiftçi, ortasınıfların proleterleşmesine tipik bir örnektir.
Sağlık konusunda alınan kararların ne kadar yalınkat olduğunun son örneği, test zorunluluğunun kaldırılması oldu. Bu, “saldım çayıra mevlam kayıra” aforizmasıyla “metafore” edilirken, pat, 24 saat geçmeden uçaklarda test yapılması tekrar zorunlu hâle getirildi.
Gırgır başladı:
Korona’ya sadece uçakla mı seyahat ediyor acaba ?
2023’e kadar böyle yuvarlanıp gitmesini istiyorlar !
Halkın o kadar takati kalmadı. Bunu duyumsatıyorlar da zaten. 2022’nin seçim yılı olması olasılığı bu nedenle yüksek…
ETİKETLER : Yazdır