
GEREKEBİLİR EDEBİYAT-2
25 Ocak 2021 12:49:04
Hasan Hüseyin Yalvaç
Şu anda yaşamaya çalıştığım Tekirdağ Saray’ın güzel insanlarından biriydi Sevim Hamdi Alp. Bu güzellikten kasıt kimyasaldır. Çünkü yüreğindeki insan sevgisi, paylaşımcılığı, bir iş yapılacaksa, gerekiyorsa elini taşın altına koyma cesareti. Tüm bu kimyasal kimlik, fiziki görünümün dışında insanı insan yapan ana paydadır. Herkeste de kolay kolay bulunmuyor.
Buralara gelince, kitap ve yazma sevdası nedeniyle tanıştık, dost olduk ve 15 Haziran 2018 günü de yitirdik o güzel insanı.
10 Mart 1929 günü Saray’da doğdu. Babası Ağır Ceza Hakimiydi. Mustafa Kemal’i Trakya Manevraları nedeniyle 19 Ağustos 1937 günü Saray’a geldiğinde görme şansı oldu ve ömrünün sonuna kadar o şansın niteliğini içselleştirip, yaşam pratiğine aktardı.
Ölümünün birinci yıl dönümünde belli olanaklarla anmaya çalıştım ama ikinci anmayı salgın hastalık engelledi. Üçüncü anma bu haziranın koşullarında netleşecek, kayıt altına alacağım.
Sevim Hamdi Alp’in Kasım 2010’da ilk şiir kitabı “Istırancalar Sevdası” yayımlanır. İkinci şiir kitabı “Istıranca Sarısı” Ocak 2012 tarihlidir. Düz yazılarından oluşan “Neden Mustafa Kemal?”, Mayıs 2014 tarihinde yayımlanırken, kitabın genişletilmiş ikinci baskısı Eylül 2015 tarihinde yapılır. Ocak 2017 tarihinde toplu şiirleri “Istıranca’nın Kollarında Ergene’den” adıyla yayımlanır.
Bu yazıyı yazarken ayrımına vardım ki, Sevim Hamdi Alp ilk kitabını 81 yaşında yayımlamış. Önemli bir olay. Bilgisayarın acemisi olduğum için düşündüklerimi gerçekleştiremedim. Her zaman olduğu gibi bu konularda elim ayağım olan sevgili Hakan Sürsal’a başvurdum. Sevgili kardeşim bana döndüğünde, erkeklerde, Lt. Jim. Downing 104 yaşında; kadınlarda ise Bertha Wood 100 yaşında ilk kitaplarını yayımlamışlar. Düşündüğüm olmamıştı. Gözümüzü ülkemize, Türkiye’ye çevirmeliydik. Bu durumu Saray/Tekirdağ ve diğer edebiyat araştırmacılarına bırakmayı yeğledim. Eğer ülkemizin ilk kitabını 81 yaşında yayımlayan en yaşlı insanıysa Sevim Hamdi Alp, seçilmiş yerel yöneticiler ve atanmış yetkililer bu konuda bir şeyler yaparlardı diye düşündüm.
Gerekebilir edebiyat bilgilerine devam edeceğim. Ama bu yazıyla şunu söylemiş olayım: ‘değerlerine sahip çıkmayan toplumlar değersizleşmeyi baştan kabul etmişlerdir’ sözü gün geçtikçe yaygınlaşıyor dünyada ve ülkemizde. Bu çürüme salgın hastalıklara benzemez.
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış







