AYNI ZİHNİYET !
08 Temmuz 2020 19:14:42
Sakarya’nın Hendek ilçesindeki havaifişek fabrikasında meydana gelen patlamayla ilgili haberleri okurken, birden, Ahmet Naim’in Karar ismindeki hikayesi geldi aklıma. Hikaye şöyledir:
Bir Fransız şirketine ait kömür ocağında yangın çıkar, yangın kısa sürede büyür. Bir grup işçi içerde mahsur kalmıştır.
Dışardan yapılan söndürme çalışmalarının faydası olmaz. Çünkü, içeriye hava taşıyan “nefeslik” bir tür baca işlevi görmektedir. Nefeslik kapatılmadan yangının yayılmasını önlemek mümkün değildir. Ancak, nefeslik kapatılırsa, bu kez de içerdeki işçiler boğularak öleceklerdir.
Fransız Direktör ocağın teknik ekibi ile muhasebe görevlilerini odasında toplar, yangın hakkında bilgi alır ve Muhasebe sorumlusundan nefesliğin kapatılması halinde içerde mahsur kalan işçilere ödenecek tazminat bedeli ile aksi durumda ocakta oluşacak zararı hesaplamasını ister.
Muhasebe sorumlusu sonuçları getirir. Nefeslik kapatılmazsa ocak, işçilerin yakınlarına ödenecek “kan parası”nın çok üzerinde büyük bir zarara uğrayacaktır.
Direktör, ocağın başmühendisini çağırır ve buyurur:
Nefesliği kapatınız !..
00
Hikaye, kapitalizmin özellikle sömürge ve yarı-sömürge ülkelerdeki, işçileri birer “organik malzeme”olarak gören vahşi yüzünü gösterir bize. Bir zihniyeti, daha çok…
00
7 işçinin öldüğü, 126 işçinin yaralandığı havaifişek faciasını bizzat yaşamış bir yaralı anlatıyor:
“İlk patlama, muska diye tabir edilen torpilin etken maddesinin üretildiği atölyede yaşandı. Muskanın ısındığını ilettik. Bize, hemen kolileri açın dediler. Bütün paketleri açtılar, güneşe serdiler ki bunların hepsi suç. Yeniden paket yapıp yerine koyduk. Ertesi gün o ilaç patladı ve bütün arkadaşlarımızı orada kaybettik.”
00
Ha Fransız Direktörün kararı, ha üretim durmasın diye tehlikeli maddeyi yasaklara rağmen güneşe serip havalandıran (!) patronun kararı…
Aynı tavanın balığıdır bunlar !
Ve aynı zihniyetten beslenirler…
İnsan yaşamını hiçe sayan bu tavrın arkasındaki hayalet, nefesliği kapattıran, tehlikeli maddeyi güneşe serip güneşe serip sonuçta patlamasına yol açan hayalettir: Vahşi kapitalizm.
Bu fabrikada 11 yılda 4 patlama olmuş. Her seferinde ismi değiştirip yeniden işletme ruhsatı alınmış. Fabrikanın sahibi, MÜSİAD’ın bölge temsilcisiymiş…
MÜSİAD, işçilerin cenazeleri henüz içerdeyken, patrona teselli yemeği vermiş, moral yüklemiş, üstelik sosyal medyada bu resmi paylaşıp, patronun ismini zikrederek yanında olduklarını söylemişler…
Yukarıdaki alıntıyı yaptığım haberde (Sözcü, 8 Temmuz) tepkiler üzerine patronun gözaltına alındığı belirtiliyordu. Kişisel görüşüm ifadesi alınıp bırakılır veya tutuklansa bile çok kalmaz içerde…
00
Güzelim ülkemizde iş bulmak çok zordur…
Ama, özellikle ocak veya fabrika işçisi olmak ondan da zordur…
İlkinde (eğer açlıktan ölünmezse) ölüm tehlikesi yoktur hiç değilse. İkincisinde, ölüm burnunuzun ucundadır hep…
Şimdi bu fişek olayına ne diyeceğiz ?
Resmi kayıtlara “işkazası” diye geçecektir.
“İşkazası” ha ?
Güldürmeyin insanı !..
ETİKETLER : Yazdır