ALIŞTIK AMA…
06 Temmuz 2020 00:12:48
İnsanın hem en iyi hem de en kötü tarafı her şeye alışmasıdır derler.
Bilginin anası sosyal pratiktir. Yukarıdaki söz inanın binlerce yıllık pratik yaşamından süzülüp geliyor…
Örneğin, Korona salgınına alıştık. Özellikle ilk günlerin paranoyal takıntılarından kurtulduk. Salgın kurallarına en titiz şekilde uyanlarımız bile zaman içinde vidaları gevşetti. Sürü bağışıklığı sözkonusu olmasa bile, süre dalgacılığının eteğine yapıştık…
Biliminsanlarımıza göre, Koronavirüs mutasyona uğramadı.
Biz uğradık: Korona uygun yaşam biçimimizde kendi kafamıza göre esnetmeye başladık.Bunda, biliminsanlarımızın artık bıktırıcı hale gelen birbirini tutmaz öğütlerinin (!) de etkisi oldu. Beyinlerimize yapılan aşırı yükleme, sigortayı arttırdı.
Esneme, gitgide boşvermişliğe doğru hareketlendi sonunda. O yoldayız.
Gerçi Korona hala bulaşıyor, hala canlar alıyor.
Ama, bu gerçeğe de alıştık.
Dahası sayılama kıtırlarına bile !..
Salgının ilk günlerinde Sağlık Bakanının Korona verilerini açıklamasını dört gözle bekler, ekranlara kilitlenirdik.
Açıklamalar hava tahmin raporları kadar bile ilgi çekmiyor.
Nazi Almanyasının ünlü propaganda bakanı Göbels’in şöyle bir sözü vardır:
“Yalan söyleyin halka, ama büyük yalanlar ! Israrla yineleyin bunları, sonunda mutlaka inanacaklardır…”
Belki ilginçtir ama, biz büyük yalanlara da (inanmasak bile) alıştık artık. İlgimizi çekmiyor. Ahali olarak “uyuyan güzel”e döndük…
Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi, kuşkusuz iyi bir şey değil.
Ama, ortada bir gerçek de var:
Edilgen bir toplum olduk, buna alıştırdılar bizi.
Gelgelelim, yaşamın diyalektiği, dünyadaki her şeyin kendi zıddını beraberinde taşıdığını, uygun koşullarda zıddına dönüşeceğini öğretir bize.
Son günlerdeki kimi kitle hareketleri, örneğin Baro Başkanlarının dibine kadar haklı ve demokratik tepkisi, “uyuyan güzel”in uyanmaya başladığını gösteriyor bir kıyısından.
Tarihten biliriz:
Toplumsal tepkilerin büyümesi karşısında iktidarlar yol ayrımına gelir:
Ya, demokratik tepkilere karşı baskıcı bir yol tutarlar.
Ya da, tepkilerden ders çıkartan demokratik bir yol izlerler.
Bizim gibi yeteri kadar gelişememiş ülkelerde gözlenen eğilim ilkidir.
Toplumsal diyalektik burada da kendisini gösterir elbette:
Antidemokratik baskılar demokratik tepkileri tetikler/büyütür…
Menderes döneminin son yıllarından bu yana, tüm iktidarların serüvenini yakından yaşamış birisi olarak AKP iktidarına bir çift sözüm var:
Baskıcı tavrınızı terkedin, demokrasi kanallarını açın.
Siyasi ikbal için toplumu germeyin !..
Hiçbir iktidar sonsuza kadar yaşamaz. Bu gerçeği sineye çekin…
ETİKETLER : Yazdır