SEN HANGİ DEMOKRASİDEN SÖZ EDİYORSUN NECATİ ?
21 Mayis 2020 12:43:01
Her gazete yazarı, özellikle bunların her gün yazanları, çalışma masasının başına daha oturmadan şu soruyu sorar kendisine:
Bugün ne yazayım ?
Sonra, konu “taharrisi”ne girişir:
Günlük gazeteleri tarar, okunması gereken yazıları okur, internette gezinir, TV’lere bakar, yazacağı konuyu kafasında netleştirir bu şekilde…
Aynı şeyleri ben de yaparım, bu sabah da yaptım. Ama, kafamda net bir konu şekillenmedi bir türlü.
Davutoğlu: “Beni kukla başbakan yapmak istediler” demiş.
Malumun ilamı !
Onu eledim…
CHP’li 8 vekil Anıtkabir’e sokulmamış.
Demek ki o raddeye geldi iş.
Onu da eledim.
İyi Parti Genel Başkanı Akşener’in 19 Mayıs İlanına ambargo koymuş bazı TV kanalları.
Baktım, “havuz”dan bunlar.
Olağandır dedim, onu da eledim…
Pandemiye ilişkin haberler ise, uzmanların işiydi.
Onu da eledim…
Sıkıntıyla sağa sola bakınırken bizim internet sitesinde Ereğli Gazeteciler Derneği’nin basın açıklamasını gördüm:
Dernek Başkanı İ. Necati Günay, Ereğli kaymakamı Çorumluoğlu’na münasip bir lisanla ateş püskürüyor…
Niçin ?
Kaymakam Bey basın açıklaması yapacağı toplantılara sadece üç “ulusal” ajansın muhabirlerini akredite ediyormuş, o kadar.
Günay buna tepki gösteriyor. Özetle diyor ki; “ajanslar aldıkları haberleri sadece abonelerine servis eder. Ajanslara abone olmayan veya olma ihtiyacını duymayan yayın kuruluşları kaymakamın açıklamalarına bu nedenle ulaşamıyor. Bu, haber alma özgürlüğüne aykırı…”
Haklı tabiii ama bir de madalyonun öteki yüzü var:
Kaymakamın akredite ettiği haber ajanslarının birisi İslamcı, birisi devlet ajansı, eteki de “havuz”dan…
Siz kaymakam olsanız, bunlar el altındayken, gider, düşünen, sorgulayan, didikleyen üstelik kimisi,-sözümüz meclisten dışarı-Atatürkcü cin gibi muhabirleri çağırır mısınız toplantınıza ?
Diyelim ki, kısıtlama yanlış olur diye çağırdınız bunları. Bir-iki aykırı soru, heyecanla veya öfkeyle verilecek bir-iki ölçüsü kaçmış yanıt, ortalığı Çarşamba pazarına döndürür ki çık çıkabilirsen işin içinden…
En iyisi, İslamcıya, havuzcuya, devlet ajansına konuşursunuz:Çanak sorular alıp bildiğiniz okursunuz; olur biter. Ne şiş yanar ne kebap !.
Doğrusunu söylemem gerekirse ben kaymakam Beye kızamıyorum, onu anlıyorum. Ben onun yerine otursam, onun yaptığını yapmazdım, ama yine de kaymakamın akredite politikasının anlayışla karşılanmasını gerektiğini düşünüyorum.
Şu da var:
Devletin muhatabı halktır. Devlet, halka seslenir. Basın bunun aracılığını yapar. Kaymakam Bey halkın tümüne değil de bir kısmına seslenmek istiyorsa, bu onun bileceği bir iştir sonuçta !
Günay, EGD başkanı olarak görevini yapıyor, ayrımcılığa karşı çıkıyor. Ayrımcılığın demokrasiyle ilgisinin olmadığını filan söylüyor…
İyi hos da, sen hangi demokrasiden sözediyorsun canım kardeşim ? Kağıt üzerindekinden mi, iki dudak arasındakinden mi ?
Güldürme beni !..
00
Benim en çok dikkatimi çeken, CHP Belediye Başkanı Posbıyık’ın yerel basına ambargo koyan kaymakam Beyle birlikte, İslamcı haber ajansının canlı yayınına çıkması oldu. N’oluyor derken, Posbıyık’ın canlı yayını, Atatürkçü bir bakış açısının platformuna dönüştürmesi işin rengini değiştirdi.
Programda Kaymakam Bey’in takındığı olgun tavrın da altını çizmem gerekiyor…
ETİKETLER : Yazdır