İNSANIN KENDİSİNİ BİLMESİ
28 Eylül 2017 00:48:23
Adalet ve eşitlik kavramlarını tam olarak ifade edemediğimizden dış dünyaya karşı bakış açımız sabit kalıyor. Yaşam şartları her ne olursa olsun insan zamanla vicdanından yoksun düşmemeli. Şimdilerde yoksulluk içinde barınan kişiyle karşı karşıya gelsek küçümser bir yüz ifadesiyle karşılıyoruz o insanı. Bu benliğimize o kadar çok işlemiş ki mesela bir esnaf içeri giren müşterinin herkesten aynı maliyeti aldığı halde o müşteriyi konumuna göre yargılamamalı. Karşımızdaki insan kim olursa olsun yüzümüzden gelen sıcak bir tebessümle selamlama edasıyla karşılamalıyız. Bizi biz yapan değerleri zamanla insanlık yanımızı kaybederek yitirmemeliyiz. Vicdanımızdan yoksun düşmememiz bizim kendimizi bilmemizden geçer ve “kendini bilmek” sadece insanın kendisine yönelik almış olduğu kararlar doğrultusunda oluşmaz. Hür yaşamanın hakkını verebilmek yalnızca kendi hayatımızda atacağımız adımlar değildir.Nereye doğru baksak muhtelif hadiselerle karşılaştığımız anda işte o zaman kendimizden yenik düşmekten daha çok sorgulamaya başlarız. İşte insanın kendisini tanıması vicdanına kulak vermesiyle başlar ve kendisini tanımış olur. Kendini tanıyan insan “Doğrularımla ve yanlışlarımla ben buyum.” der ve yanlışlarını düzeltmeye çalışır.Hayatta en güzel hissiyatta bu değil midir?
Başı belli olup da sonu belli olmayan “ömür” diye barındığımız zaman diliminde yaşantımıza sevgiyle yaklaşarak gelip geçici anlamlar niteliğinde hayatımızda adaletsizlik bulundurmayalım.
ETİKETLER : Yazdır