ASLINDA NE OYLANACAK ?
09 Mart 2017 01:45:20
“Evet”çilerin belli başlı sloganları arasında en”ironik” ve “absürd” gibi görüneni şu bence:
“16 Nisan’da yetkiyi millete vereceğiz…”
Slogan, şu refleks soruları beraberinde yaşıyor:
Peki yetki şu an millette değil mi ?
Türkiye Büyük Millet Meclisi milleti temsil etmiyor mu ?
Hükümet ?
Cumhurbaşkanlığı makamı ?
İnsan haliyle kuşkuya düşüyor !..
Problem millet kavramında mı, yoksa kavrama yüklenen anlamda mı ?
Türkçe sözlüğü açıyorsunuz, millet sözcüğünün karşısında şöyle yazıyor:
Ulus.
Ulusun/milletin tanımını da biliyoruz:
Toprak, dil, iktisadi yaşantı ve kültür/milli ruh birliğine dayanan insan topluluğu…
Şunu da biliyoruz:
Millet,tarihsel birkategori. Yani başı sonu var.
Şunu da biliyoruz:
Türkler çok devlet kurdu, ama ilk milli devlet cumhuriyet devrimiyle kuruldu. Türkler, ilk kez, yukarıdaki tanıma uygun olarak cumhuriyet devrimiyle millet oldu.
23 Nisan 1920’de TBMM açıldı, yetki tek adamdan(padişahtan) millete geçti.
16 Nisan’da halkoylamasından evet çıkarsa, yetki yeniden tek adama geçecek. Tarih nehri U dönüşü yapacak.
Peki, bu açık gerçeğe rağmen evetçiler niye ısrarla 16 Nisan’da yetkinin millete geçeceğini iddia ediyorlar ?..
Sanırım şunun için:
Millet arapça kökenli bir sözcük ve “topluluk” anlamına geliyor. Bu anlamda Kuran’da da yer alıyor.
Ancak, kavramın Kuran’daki ya da İslamdaki içeriği başka laik rejimlerdeki içeriği başka.
İslamda millet, dine, (Osmanlı’da mezhebe)dayalı bir sözcük.İslam birliğini vurguluyor.(Osmanlı’da sünni-islam birliğini…)
Laisizmde ise, millet kavramı, etnik kökene ya da soy’a/ırka dayanıyor. Türk milleti gibi… Bu şekilde içerikleri farklılaşıyor.
İslam birliği/topluluğu anlamına gelen ümmet sözcüğü, milletin İslamcı versiyonu ile örtüşüyor…
Osmanlı’da, 18.yüzyılın sonlarına kadar, Müslümanlara, Kur’andaki tanıma uygun olarak “ehl’el mille” deniliyordu. Devlet içindeki gayrı-müslimler de, “ehl’e zimme” olarak anılıyordu.
19.yüzyılın başlarında ise, idari özerkliğe sahip gayrı-müslim topluluklar da millet olarak anılmaya başlandı.
Osmanlı’da millet kavramı, etnik kökene değil,din/mezhep kökenine dayalı bir kavramdı. Örneğin aynı dili konuştukları halde Osmanlı Ermenileri tek millet saymıyordu, protestan Ermeniler ile Katolik Ermeniler ayrı milletler kabul ediliyordu.
Buna karşılık değişik etnik kökenlerden oluşan Osmanlı Müslümanları tek bir millet sayılıyordu.
Örneğin, sünni-islama dayalı millet kavramı şöyle isimlendiriliyordu:
“Millet-i müteşerria-i İslamiye.”
Türkçesi:
Şeriata bağlı tüm Müslümanlar, özel anlamda sünniler.
“Millet-i hakime/millet-i galibe.”
Türkçesi:
"Ümmet-i Muhammed topluluğu, Müslüman çoğunluk” (Türkler, Araplar, Acemler, Arnavutlar, Boşnaklar, vb.)
Özetle,millet kavramı, Osmanlı’da islam topluluğu/birliği anlamında kullanılıyordu.
Osmanlı’da din/mezhep temeline dayalı millet sisteminin çözülmesi, 1850’lerde başladı. Süreç, İttihatçıların Abdulhamit’i devirdiği 1908 II.Meşrutiyet’ten sonra hızlandı. İlk Türkçülük/milliyetçilik akımları bu dönemde ortaya çıktı. Bu dönemde Türkçülüğü/Türk milliyetçiliğini savunanlara karşı İslam temeline dayalı Osmanlı milliyetçiliğini (millet-i muazzama-i Osmaniye/Büyük Osmanlı milleti) savunanlar arasında ciddi görüş ayrılıkları yaşandı…
Bu gün de öyle !
(Aslında konuyu köpürtmek mümkün. Bütün bu gelişmelerin, Avrupada kapitalizmin gelişimine koşut bir çizgi izlediğini, Osmanlının da bundan etkilendiğini, 1908’in yarım kalmış bir demokratik/laik devrim olduğunu filan söylemek mümkün… Ama, konuyu dağıtmanın, özün kaçırılması gibi bir riski var.)
Devam edelim:
Jöntürk kökenli laik İttihat Terakki hareketinin cumhuriyeti kuranlarla ideolojik bir yakınlığının olduğunu biliyoruz.
Peki, Osmanlı milliyetçiliğini günümüzde kim/kimler temsil ediyor ?
Etnik kökene değil, dine/sünni islama dayalı millet kavramını kimler savunuyor ?
Arife tarif gerekmez !..
Buradan bakınca, evet’çilerin “yetki 16 Nisan’da millete geçecek” sloganı, “absürd” ve “ironik” değil, kendi içinde tutarlı !..
Eğer yaklaşımımız cuk oturuyorsa, “16 Nisan’da yetki millete geçecek” sloganının açıklaması şöyle bir şey oluyor:
Evet halinde, Kuran’dak millet kavramına denk düşen bir değişim yaşanacak; bu anlamda yetki millete, onun seçeceği tek kişiye geçecek. Etnik kökene dayalı millet kavramının yerine, İslama dayalı millet kavramı yerleşmiş olacak…
Yerleşsin mi, yerleşmesin mi ?
16 Nisan’da bu oylanacak işte !..
Sorun, Tayyip Erdoğan sorunu değil, çok derinde…
Not: 8 Mart Dünya emekçi kadınlar gününü kutluyorum.
Gelecek yazıda bu konuyu işleyeceğim.
ETİKETLER : Yazdır