BETERİN DE BETERİ VARDIR?
24 Ekim 2011 20:07:27
Bir haftadır zamları konuşuyoruz, sanki yeni bir şeymiş gibi: Farkında olamadıysak anım-satalım; yaşamımızın hangi gününde zam ol-muyor ki !
Bu zamlar muazzam bir güncelleme oldu. Beceriksiz iktidarlar, kötü yönetimlerinin fatu-rasını halka yükleyerek gelmediler mi bg gün-lere kadar? Bu sabahki haber daha muazzam: “Yeni yılı bekliyor asıl zamlar.” Yapsınlar, yap-sınlar ! Bu millet vurdukça tozar; tâ Osman-lı’dan beri…
Kamer Genç, “İki feneri de kirlettiler” demiş. Kirlenmeyen ne kaldı Allah aşkına ! Yaşamı da, toplumu da kirlettiler: Siyasetiyle, dilimizle, yaşantı biçimimizle, hukukumuzla, ahlakı-mızla ne hallerdeyiz?: Gözümüzü yummuşuz âdeta, kör gibiyiz her şeye…
Fakirle zenginin aynı vergiyi ödediği bir ülke-yiz. “Ekmek bulamazsanız pasta yiyin” öğüdü verenlere bir tepki var mı? Hangi iktidar vatan-daşını yolunacak kaz gibi görmedi; yoklayalım belleklerimizi !
Savruk ve savurgan bir ulus olduğumuzu kimse yadsıyamaz: Örnek mi? İşe Ankara’dan başlayalım:
“Hollywood’vari plato kurulacakmış.” Oysa An-kara’nın doğal platoları var değil mi ? Her türlü film çevirmeye uygun. Aktörlerin sık sık kılık değiştirdiklerini; senaryoların, filmin her türü-nün çevrildiğini, gizli-açık ilişkilerin göz önün-de sürdürüldüğünü görmemek mümkün mü? Her şey bacak gibi görünüyor…
Dünyada bizim kadar aracı olan bir başka ülke gösterin: “Tayyip Bey’e alınacak Airbus A-330 tipi uçağa Esenboğa’da özel hangar yapılı-yor”muş. Kralları aratmayan bir araç filosu, 1000 kişilik koruma ordusu hangi ülkede var? Biz bu kadar zenginsek, bu zamlar niye? Aynı zamları memura, işçiye, emekliye, asgari ücret-liye niye vermiyorlar?
Bir ülke düşünün ki; maket üzerinden konutan satılıyor. Kooperatif skandalları yaşa-nıyor. Banker olayları, hayali İhracat, Tasarruf Bonoları faciaları yaşamış, bankaları bat-mış/batırılmış ama hiç birinden ders alın-mamış olsun !
Çeşitli amaçlarla, çeşitli yolsuzluklarla saf insanlar çeşitli duygu sömürüleriyle dolan-dırılmış ama aynı düzenin hâlâ sürdüğü bir ülke gösterin ! Yok böyle bir ülke; bunlar ancak bizim ülkede olur…
Ekim’in ortasında ülkede kar fırtınası şoku yaşanıyor. Rize bir yılda üç kez sel-heyelan fe-laketi yaşadı. Kütahya’daki deprem sonrasın-da çadırlarda yaşayanları unuttuk bile. 1999 depreminin acıları hâlâ dinmedi. Antalya’yı sel aldı götürdü. Biz bir haftadır neleri konu-şuyoruz? Yeni anayasa, Tayyip Bey’in Obama’yı fırçalaması, Açılım, Zamlar. Ağlaması dindirilmeyen anaları, kadın cinayetlerini, tutuklu vekilleri, AB ilerleme raporunu gündeme getiren var mı? Hepsini unutturdu Tayyip Bey’in ana acısı, Kızılcahamam Kampı, Cumartesileri de çalışılmalı asparagası…
Ama her şey bu kadar da kötü değil aslında: Pastırma yazı başlıyor,,,
Şarkıcı Nilüfer’in göğüs kanseri oluşu, Kılıç-daroğlu’nun boş dosyaları sallayışı, tiryakilerin dumanaltında kalışı kaçırmasın keyfinizi: Fe-nerbahçe bu hafta da lider. Doğalgaz sıkıntısı çekmeyecekmişiz. İşsizlik azalmış;hatta 293 binkişi iş bile bulmuş. Eğer buzamlar yapılma-saymış, maazallah Yunanistan’dan da beter olurmuşuz.
Bu afyonu yutmadınız< herhalde. Demek ki, beterin de beteri varmış. Yemini artıran atlar-danız yani…
Gücellenen vatandaşlar ne düşünüyor merak edersiniz diye aktarıyorum. Ortak kanı şöyle:
“Bu gidişle bu ülkede yaşanmaz.Allah bunlara biraz insaf ve vicdan versin. Erdoğan da lüks uçaklara binmesi. 1000 kişilik koruma ordu-suyla gezmesin. Gençlere iş bulun-sun. Bun-Peki bu zamlar her yıl yinelenmiyor mu? Bun-larda hiç utanma kalmamış”…
Peki bu zamlar her yıl rutin hale getirlmedi mi? Getirildi. Seçmenin %50’si bunu bilmiyor muy-du? Biliyordu. Ama ne hikmetse (?!.) sandık başındaki tılsım mı etkiliyor onları? Galiba! Neden? Tamamen duygusallıkla…-
ETİKETLER : Yazdır