Zonkişot
31 Mayis 2011 03:15:50
Zonkişot, Zonguldak’ta yayınlanan bir kültür-sanat dergisi. İki ayda bir çıkıyor. Zonkişot’un Mart-Nisan sayısını, derginin Genel Yayın Yönetmeni Özlem Yücesan göndermiş bana. Zonkişot’un bende, yurdun ve Zonguldak’ın değişik yörelerinden gönderilen gazete ve dergiler içinde ayrı bir yeri vardır. Diyebilirim ki çok kısıtlı olan günlük okuma zamanımın en büyük parçasını Zonkişot’a ayırıyorum. Bilenler bilir, günlük gazetecilik, kendinize ayıracağınız zamanın tümünü silip süpürür çoğu gün… Ne yalan söyleyeyim, Zonkişot’u ne zaman elime alsam, bir mizah dergisiyle karşı karşıya olduğum duygusuna kapılırım. Derginin adından geliyor bu.. Dergiye bu ismi koyanlar ne düşündüler bilemiyorum. Herhalde, yoz kültüre karşı tek başına mücadele bayrağı kaldıran Cervantes çağrışımlı bir tepkiyi yansıtıyor bu isim. Kadir Tuncer, (niye Yücesan değil de Tuncer), 17 Aralık’ta ZOKEV’in Zonguldak’ta düzenlediği Edebiyat Bienali’ne sunduğu Zonkişot eksenli “sunum”a, derginin adını açıklayarak başlasa ne iyi olurdu!.. Tuncer, sunumunda, Zonkişot’un Yücesan’ın Genel Yayın Yönetmenliğinden sonra kimlik değiştirdiğini söylüyor. Dergisinin yeni çizgisini ise şu sözlerle özetliyor: “Ciddi bir ekonomik-sosyal farklılığı olmayan kitlelere, evrensel boyutta emek eksenli moral-ahlak değerleriyle yaklaşan dergimiz, sanatın politikadan, yapıtın da sanatçıdan bağımsızlaşmasını, ya da bağımlılaşmasını değil, özerkleşmesinin talep etmektedir.” Derginin yeni kimliğinin (çizgisinin) bir başka özelliğini de, Aziz Kemal Hızıroğlu’nun ağzından şöyle belirtiyor Tuncer: “Okuyanları bilir, dergimiz yerel motifli, yerel gündemlidir. Değerli şair Aziz Kemal Hızıroğlu, Zonkişot’u, merkezdeki dergilere benzemeye çalışmayan, kendi kişiliğini oluşturmaya çalışan Anadolu’daki az sayıda dergiden biri olarak görmekten mutlu olduğunu söyler.” Bu sonuncu tanımı açmaya gerek yoktur, yeteri kadar açık. Ama, Tuncer’in dergisinin kimliğini açıkladığı paragrafın açımlanmaya gereksinimi var. Kime sesleniyor Zonkişot? “Ciddi bir ekonomik-sosyal farklılığı olmayan kitlelere…” Kim bunlar? İkinci tümce bunların kim olduğu şöyle açıklıyor: “..Evrensel boyutta emek eksenli moral-ahlak değerleriyle yaklaşan dergimiz…” Yani Zonkişot, bilimsel sosyalizmin moral-ahlak değerleriyle “ciddi bir ekonomik-sosyal farklılığı olmayan kitlelere” ya da emekçiler ile küçükburjuvaziye seslenen bir dergi.. Peki, bilimsel sosyalizmi rehber edinen bir kültürel-siyasal iddiası var mı derginin? Yok. Bilimsel sosyalizmin moral-ahlak değerleri Zonkişot’a yetiyor!.. Tuncer, bunu da şöyle açıklıyor: “..Sanatın politikadan, yapıtın da sanatçıdan bağımsızlaşmasını ya da bağımlılaşmasını değil, özerkleşmesini” talep ediyor Zonkişot… Dergi, sosyalist siyasete diyor ki, “sen kendi işine bak, ben kendi işime bakayım.. Çelişmeyelim, ama birbirimize karışmayalım!..” Derken ne görüyoruz? Müteakip paragraflarda Tuncer gırtlağına kadar yerel motiflere batarak kömür üzerine düpedüz sol-siyaset yapıyor!.. Bana kalırsa, Tuncer’in çizdiği çizginin biraz daha netleştirilmesinde yarar var. Yerim doldu. Zaman bulursam, Zonguldak’ta 1960 sonrası yayınlanan ilk sanat dergisi Yeni Ocak’ın serüvenini, Doğan’ı (Şadıllıoğlu), Ahmet Hamdi’yi filan anlatırım birgün… Doğan’ın şiir değil, dize düşündüğünü, birbirinden bağımsız dizelerle şiirini nasıl ördüğünü… Küçükburjuva elitizminin, “Sömürücüye Yumruk” çevresiyle nasıl çelişkili bir beraberlik oluşturduğunu… Son olarak şunu söyleyeceğim. Gerçekten kaliteli ürünler var Zonkişot’ta… Yazarları yerel olabilir, ama o ölçüyü çoktan aşmış ürünler var dergide.. Zaten ben, kültür ve sanatta yerellik kavramını reddeden birisiyimdir. Kültür-sanat evrenseldir. Ayrım şudur. İyi ürün vardır, kötü ürün vardır. O kadar.
ETİKETLER : Yazdır