1 MAYIS YASAĞI
30 Nisan 2024 00:17:51
İstanbul valisi Davut Gül, Taksim meydanını, 1 Mayıs kutlamalarına bu yıl da kapattı. Gerekçesi Şöyle:
“Güvenliği sağlayamam !”
1 Mayıs kutlamalarına katılacaklar başıbozuk bir grup değil. Türkiye’nin en önemli demokratik kitle örgütleri olan DİSK, TMMOB, TTB vb. örgütler tarafından organize ediliyor. Doğal olarak özgüvenlik sorunu onların sorumluluğunda. Kaldı ki 1 Mayıs kutlamalarına katılacak olanlar, aynı yoldan karışık şekilde stadyuma gidecek futbol takımı taraftarları değil. Dünya Emekçilerinin Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü’nü kutlamak için bir araya gelecek emekçiler ve aydınlar…Yani bunların birbiri ile çekişmeleri/kavga etmeleri sözkonusu değil.
Ayrıca çevreye zarar vermeleri de !
Burada devletin/kolluk güçlerinin görevi, kutlama için meydanı dolduranlara dışardan yapılacak müdahaleleri engellemektir.
Sayın vali, “güvenliği sağlayamam” derken, “meydanı dolduranlara dışardan yapılacak müdahaleleri önleyemem “mi demek istiyor ?
Onu demek istiyorsa, şu soru da kendiliğinden başını kaldırıyor:
Sizin göreviniz nedir ?
1 Mayıs’ın Taksim’deki kutlamaları sırasında geçmişte ciddi olaylar yaşanmıştı. Bu doğru. Ama, o olayların daha çok kolluk güçlerinin orantısız güç kullanmaları ile provokotif grupların saldırıları sonucu çıktığı da arşivlerde yatıyor…
Her toplu gösteriye anarşistler, profesyonel ajitatörler, provokatörler katılır; kitleleri olay çıkartmaya ya da çevreye zarar vermeye yönlendirmek isterler. Bu gibi “iç” müdahaleler genelde iç-güvenliği sağlayan öz savunma grupları tarafından anında önlenir. Dışardan yapılacak saldırıları önlemek ise, tekrar ediyorum, kolluk gençlerinin görevidir.
Ben sayın valinin argümanını kabül etmiyorum; çünkü gerçekçi değil. Ayrıca, devleti âciz gösteren bir içeriği de var. Sayın vali, “güvenliği sağlayamam” derken samimi değil.
Kaldı ki demokratik kitle örgütlerinin ve siyasi partilerin belirli günleri kendi seçecekleri alanlarda kutlamaları anayasal bir hak. Nitekim AYM’nin bu konuda alınmış kararları da var.
Peki öyleyse Taksim niçin yasak ?
Bunun iki sözcüklük bir yanıtı var:
Gezi fobisi !
**
Bizim siyasetçilerimizin her fırsatta, bazen hiç manası yokken konuşmalarının içine millet terimini yerleştirmeleri, milleti adeta kutsamaları bilinen samimiyetsizlikleridir. Her yerde ve her koşulda kendilerini milletle özdeşleştirmek için çırpınırlar.
Ama, milleti toplu olarak karşılarında pek görmek istemezler. Millet, onların kafasında mitinglerde filan kendilerini alkışlayanlardan ibarettir. İş demokratik gösterilere gelince, onların kafalarındaki millet kavramı, nerdeyse “düşman”a dönüşür, göstericilerin dağıtılmasını isterler.
Demokrasi pekliğidir bu !
Millet islamda “din/islam topluluğu” anlamına gelir. Sosyolojide, yurttaşlar topluluğu.
İktidarlara göre en iyi millet, ensesine vurulunca ağzından lokması kolayca alınan kaderci bir topluluktur.
Taksim’in 1 Mayıs gösterilerine kapatılmasının nedeni, yüzeyde Gezi fobisidir dedim, temelde ise demokrasi fobisidir !
Yasak kararı tabii yanlış. TAKSİM 1 MAYIS’TA EMEKÇİLERE AÇILMALIDIR !
Diyelim ki yasakta ısrar edildi. Peki bu durumda emekçiler 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak için direnmeli mi ?
Bir soru açarak bitireceğim yazımı:
Emekçiler 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak için direnmeli mi ?
Bence bu formalist bir yaklaşım olur. Demokrasi ve demokratik haklar her yerde savunulabilir. Yasak kararı antidemokratizmin en somut ve çarpıcı bir örneği olarak ortada zaten. inatlaşma ve onun sonucu çıkacak olaylar, ekonominin ta ortasında yeraldığı ilkbahar-yaz gündeminin tali plana düşmesinden başka bir işe yaramaz.
Dünya Emekçilerinin Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü’nü coşkuyla kutluyorum.
ETİKETLER : Yazdır