ÖZEL-BAHÇELİ TARTIŞMASI
12 Nisan 2024 00:14:57
CHP Genel Başkanı Özel ile MHP Genel Başkanı Bahçeli arasındaki Türkiye Cumhuriyetinin sandıktan çıkıp çıkmadığı polemiği, kimse kusura bakmasın ama, terim ve kavramların gerçek anlamlarından soyutlandığı bir sağırlar diyaloğundan başka bir şey değil.
Ayrıca tartışma, cumhuriyetin sandıktan çıkıp çıkmadığı sorusu ile de sınırlı değil, daha geniş:
Bahçeli’nin çıkışı, aslında Özel’in daha önce yaptığı bir açıklamaya yanıt niteliğinde. Şöyleydi Özel’in o açıklaması:
“Biz millete güvendik. Bazen devlet-millet rekabetinde CHP devletin kurucu partisi olduğu için yanlış tarafta duruyor. Esas olarak CHP halkın partisi olduğu için doğru taraf, milletin tarafı.”
Bahçeli ise bu sözlere şeyle tepki verdi:
“Devlet ile milleti karşı karşıya getirme sinsilikleri, bilahare devleti kötü gösterme niyetleri bilhassa 31 Mart seçimlerinden sonra hızlanmıştır ki, buna tahammül etmek ve görmezden gelmek milli iflasa çanak tutmak demektir.
Zira tarihimizin her döneminde devlet ile milletin kaderi bir ve aynıdır.
İkisini birbirinden ayırma ve ayrıştırma çabalarının uzun vadede hain senaryoların tedavülüne, milli güç unsurlarının zayıflamasına kapı aralaması muhtemeldir.
“Cam tavanı kırdık” diyenlerin Türk devletinin çatısını ve Türk milletinin varlığını dinamitlemesine asla fırsat verilmeyecektir.
Türkiye Cumhuriyeti sandıkta kurulmamıştır.
Türk tarihi sandıkta yazılmamıştır.
Herkes aklını başına almalı, rüzgar ektiği müddetçe fırtına biçeceğini unutmamalıdır.”
Özel, Bahçeli’nin bu sert çıkışını ise şöyle yanıtladı:
“Savaş meydanlarında bu ülke kurtulmuştur. Bu savaşın komutanı Türkiye Büyük Millet Meclisi olmuştur.
Üçer aylık dönemlerde başkomutanlık görevini Mustafa Kemal Atatürk'e devretmiş. Üç ayda bir yeniden oylama yapmıştır.
‘Bu ülke sandıkta kurulmadı’ demek ve sandık dışını çare göstermek bugüne kadar önüne gelen herkese darbeci diyenlerin herhalde sürçü lisanıdır ki bayramın yüzü suyu hürmetine biz de onu affederiz.”
Özel, ilk yaptığı açıklamada, millet ve devlet kavramlarını yanlış kullanıyor. Devleti, milletin dışında bir terim/kavram olarak algılıyor. Aslında kullanması gereken terim millet değil halk olmalıydı. Özel, millet ile halkı da birbirine karıştırıyor.
Millet, tarihi olarak oluşmuş istikrarlı insan topluluğudur ve dört ana karakterden oluşur. Bunlar; dil, kültür, toprak ve özgür/bütünleşmiş pazardan oluşur. O ülkede yaşayan her birey, milletin bir parçasıdır. Yani millet deyince akla o topraklarda/vatanda yaşayan herkes akla gelir. Tüm sosyal sınıflar ve tabakaların ve hatta etnik grupların birliği…Millet, tarihsel bir kategoridir, yani başı sonu vardır…
Devlet ise, çağdaş anlamda, belirli bir ülkede yaşayan insan topluluğunun egemenlik ve bağımsızlık temelinde oluşturduğu siyasal örgüttür. Devleti iktidar yönetir. Devletin niteliği, onu yöneten egemen gücün farklılığına göre değişebilir.
Sosyalist literatürde ise, devlet, egemen gücün/sınıfın halk üzerindeki yaptırım gücü olarak tanımlanır.
Buna göre bir devlet-millet rekabeti sözkonusu değildir, olsa olsa devlet-halk çelişkisi sözkonusudur. Bu, siyasi platformda iktidar-muhalefet çelişkisi şeklinde gözükür.
Özel gerçekte şunu söylemek istiyor bence: Biz, adımız gibi halkın partisiyiz. Amacımız devleti halk kitleleri ile kaynaştırmak. Çünkü devleti de biz kurduk…
Bahçeli, Özel’i devlet-millet ayrımcılığı noktasında sıkıştırıyor. Bu arada Türkiye Cumhuriyeti sandıkta kurulmadı sözleriyle uyarıyor !..
Peki bu “uyarı” ne anlama geliyor:
Ben şöyle anladım:
“Cumhuriyet, devleti milleti ile bir bütündür. O bütün sandıktan çıkmadı. Millet tarafından devrimle yaratıldı. Sandık yoluyla bu bütünlüğe kimse zarar veremez/verdirmeyiz.”
Bu uyarı aslında devletin niteliğini değiştirmek isteyen herkesi kapsıyor.
Özel millet terimi yerine halk terimini kullansaydı bu tartışma olmazdı. Çünkü millet ve halk farklı anlama gelen iki terim ya da kavram. Millet egemen güçleri de kapsayan bir terim. Halk ise egemen güçlerle çelişen bir kavram/terim
Şunun altını çözeceğim:
Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti sandıktan çıkmadı derken doğru söylüyor. Cumhuriyet, milli-demokratik nitelikte bir devrimdir ve sandıktan devrim çıkmaz. Devrim, eğer demokratik karakterde ise, sandığı da getirir, yahut temsili demokrasiyi de…
Buradan bakıldığında Özel’in cumhuriyet devriminin sandıktan çıktığını söylemesi yanlış. Çünkü sandık kurulu düzenin hukuki kuralları ile sınırlıdır ama devrim sınırı tanımayan bir alt-üst oluşturur.
Ama şunun da sırrını çizmek istiyorum:
Cumhuriyet sandıktan çıkmadı, ama bu onun halk iradesine dayanmadığı anlamına da gelmez. Halkın engin desteği/iradesi olmasaydı, milli devrim de başarılı olamazdı ve sonuçta cumhuriyet de kurulamazdı.
Devrimin ilk yıllarında kurulan iki halk meclisi, halkın siyasi önderliğe de fiilen katıldığını gösterir. (Özel de bunun altını çizen sözler söylüyor, ama bu yine de devrimin sandıktan çıktığı savını doğrulamıyor).
Terminoloji cambazlığı yapmıyorum. Türkiye’nin kaderine hükmeden siyasetçilerin kullandıkları kavramlara daha hakim olmaları gerektiğinin altını çizmek istiyorum.
CHP, milletin oluşumu ile devletin oluşumunda belirleyici rol oynadı, ama unutmayalım ki, sonuçta adı Millet Partisi değil, Cumhuriyet Halk Partisidir !..
ETİKETLER : Yazdır