SEÇİM ÖNCESİ SENARYOLARIM…
08 Nisan 2024 00:21:35
Seçim öncesi yazdığım seçim sonrası senaryolarımdan ikisinin ana teması CHP ile İyi Parti’ydi.
AKP için senaryo yazmamıştım. Çünkü AKP’nin başında Erdoğan olduğu sürece orada radikal savrulmalar olmaz. Ufaktefek ağız dalaşı olur, olay biter.
Nitekim öyle olmadı mı ?
Van temalı bir-iki polemik yaşandı, o kadar. Bu ağır yenilgiyi CHP alsa, çarşı fena halde karışırdı. Ben de zaten bu olasılığı dikkate alarak yazmıştım seçim sonrası senaryolarını…
Son kurultayda seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu, ilerleyen yaşına rağmen bir kenara çekilmedi, siyasete devam kararı aldı. Ankara’da “ofis” açtı, bir anlamda mola verdi; daha doğrusu siyaset o’na mola verdirdi !
Bir sonraki olasılık söyleydi:
Kılıçdaroğlu, CHP’nin ağır bir seçim yenilgisi alması halinde duruma derhal el koyacak ve CHP’yi olağanüstü genel kurula götürecekti.
Kurultayda da aday olacaktı yeniden.
(Bu senaryo Kılıçdaroğlu siyasete devam ettiği sürece gündemde kalacak). Bu arada değişim hareketi, “avanturist bir savrulma” olarak tu kaka edilecek, seçimin onlar yüzünden yitirildiği algısı yaratılacak, Kılıçdaroğlu’nun koltuğuna dönmesinin yolu açılacaktı bu şekilde.
CHP’nin seçim zaferi, yazdığım iki senaryodan birisini, CHP ile ilgili olanı şimdilik senaryo alarak kaldı.
Özel, en azından CHP’nin olağan kurultayına kadar koltuğunu koruyacak.
Peki Kılıçdaroğlu ne yapacak şimdi ? “ Ofis”ini kapatıp mütevazi evine mi çekilecek ? Bu şekilde CHP etkinliklerinin eski genel başkanlardan birisi olarak konu mankeni mi olacak yoksa, devam mı diyecek ?
İkinci olasılık ağır basıyor, zaten siyasetin içinde kalacağını açıkladı.
Siyaset kronik bir bağımlılıktır, bazen ara da verilse bırakılmaz.
Çoktandır ışıklar içinde uyuyan sevgili kardeşim Erkan Yücel’in bir sözü geldi aklıma: Erkan, “siyaset çeket midir ki çıkartılıp bir kenara konulsun” derdi.
Bizde siyasetçiler aktif siyaset yapamaz hale gelinceye kadar bir kenara çekilmezler. Bir şekilde vitrinde kalırlar…
Örneğin Demirel ve Erbakan buna örnek değil midir ? Ölünceye kadar siyaset yapmadı mı ikisi de ?..
Geçiyorum.
Diğer senaryom İyi Parti ve onun genel Başkanı Akşener’le ilgiliydi. Çoklarının aksine ben, güncel politik ortamda mantıki bulmasam da, Akşener’in partisini tek başına seçime sokma kararını anlayışla karşılayanlardanım. Akşener’in kararını, İyi Partinin kendisini test etme hakkına bağlıyordum. Yahut kendisini bulmasına !
Buldu. Mayıs seçimleri öncesi yüzde 17’ye çıkan oyu seçimde baraja zar zor tutunabildi. Şimdi ise yüzde 3,5’la tabela partilerinin bir üst katında !
Bu niye böyle oldu peki ?
Akşener’in inişli-çıkışlı fevri davranışlarının bunda rolü var elbette. Ama, İyi Parti’nin 31 Mart’ta çakılmasının temel nedeni bu değil. Temel neden, İyi Partinin ideolojik ve siyasi bakımdan tam olarak bir yere oturamaması olması ! Yahut silik profili !..
Tamam, milliyetçi bir parti İyi Parti. Peki ne tür bir milliyetçilik bu ? Klasik milliyetçilik mi, ulusalcılık mı, yoksa radikal/ırkçı milliyetçilik mi ?
Bu netleşemedi. Çok sesli milliyetçi hareket içinde özgün/orijinal bir profile sahip olamadı bir türlü. İdeolojik kimliği netleşmedi.
Ne MHP’nin alternatifi olabildi bu yüzden ve ne de, öteki küçük milliyetçi partiler için bir çekim odağı… İki arada bir derede bir kimliğe razı oldu İyi Parti. Bunda siyaset arenasına CHP’nin himmetiyle girmesinin ve daha sonraki süreçte tuhaf bir ortaklığının içinde yer almasının da etkisi oldu…
Akşener’in ağır seçim yenilgisinden sonra çekilmesi gerekiyordu, ama o çekilmedi, olağanüstü kongre kararı aldı. Güçlü bir olasılıkla 27 Nisan’da da çekilmeyecek, belki tek aday olarak seçilip (!) genel başkanlığı sürdürecek. Bu şekilde Deva, Gerçek, Memleket vb. “küçük” partilerin küçük bahçesinde, siyasetin solgun gülleri arasındaki yerini alacak…
Soru açacağım:
İyi Parti yeni bir rüzgar yakalayamaz mı peki ?
Akşener’le bu şansı yakalayamaz gibi geliyor bana. Akşener; siyasal ömrünü tamamladı ! İyi Partiye yeni bir lider ve vizyon ile program gerekiyor. Ulusalcı bir program neden olmasın bu ?!.
ETİKETLER : Yazdır
Akşener'in misyonu tamamlanmıştır. İYİ Parti milliyetçilik çizgisinde de yürüse, liberal bir parti olarak merkeze de oynasa bu saatten sonra dikiş tutturamaz. Milliyetçi kanat MHP'ye gider. Liberaller de CHP'de toplanır. Çünkü MHP varken milliyetçilik çizgisiyle devam etmek isteyen bir İYİ Parti varlık gösteremez. Oylarının 16-17 bandını göstermesi, liberal yöneticilerin ağırlıkta olması ve iktidara ortak olabileceği düşüncesiydi. Ama Akşener'in bırakabileceğini sanmıyorum. Eşyalarını topluyor haberlerine rağmen...
- s.
- 1