İKTİDAR BİTTİ, MUHALEFET VERELİM !
06 Mayis 2022 19:50:47
Makarayı azıcık geriye saracağım ilkten:
Elâlem yükselen enflasyonunu indirmek için politika faizini yükseltirken arkadaşlar ne yaptı ? Faizi indirdi. Çarşı karıştı. O gün bu gündür iki yakamız bir araya gelmiyor…
TÜİK’İN, Nisan ayı enflasyonunu onu yıllık yüzde 69,97 olarak açıklaması buzdağının görünen yüzü aslında. Suyun altındaki enflasyon devasa ! ENAG’ın enflasyon rakamlarına bakın, gerçeği görün.
TÜİK’in kuaförden yeni çıkmış rakamları bile, Avrupa eflasyon liginde ilk sırada, dünya liginde altıncı sırada olduğumuzu gösteriyor. Afrika’nın adı sanı bilinmez ülkeleriyle yarışıyoruz…
AKP, 20 yıllık iktidarının enflasyon rekorunu kırdı bu arada.
Düşünüyorum:
Arkadaşlar beş ay önce politika faizini yükseltse, daha sonraki aylarda da durumu idare etse, TÜİK enflasyonu yüzde 70’e kafa kaldırır mıydı ?
Bu işten anlayanlar, en azından bu durumda olmazdık diyorlar.
Ekonominin başına ambar memurluğundan emekli Mücteba efendiyi getirsek, daha kötü netice olmazdı diyenler bile var…
Anlayın…
İktidardan hâlâ umudunu kesmeyen bir kesim de var ama. Gerçi onların da içleri biraz buruk, bir yerden bir ışık bekler modundalar. Enflasyon rakamları Nebati’nin gözleri dışında ışık vermiyor onlara da ama…
Şunu anlamıyorlar:
Sorunları yaratanlardan o sorunları çözmelerini beklemek saflıktır. Çözümünü bilseler zaten o sorunlar doğmazdı. Şu da var: Sorunları yaratanlar sorunların çapı ile geleceğini de göremiyorlar artık. Şükredin, sabırlı olun filan diyorlar…
Bu tutuma SP’nin muhafazakar lideri Karamollaoğlu bile tepki gösterdi. Mealen; bu lâfları hocalar söyler, ekonomiyi bu hale sen getirmedin mi dedi…
Gemi yürümüyor, deniz bitti çünkü, gemi karaya oturdu…
Kim kurtaracak peki ?
Namuslu kalemler bu soruyu, onları incitmeden, muhalefete sormaya başladılar bile. Haklılar. Ekonomiyi düzeltmek için AKP ile aynı araçları kullanacaklarsa nasıl farklı sonuçlar elde edebilirler ? Farklı araçlara/yöntemlere ihtiyaç var.
**
Cumhuriyet ekonomisinin geçmişine bir göz atalım:
Cumhuriyetin ilk sekiz yılında ekonominin patronu özelci Celal Bayar ile 1924’te İş Bankasını kuracak olan özelcilerdi. Şöyle diyorlardı: Devlet, özel sektörün yapamadığı/yapamayacağı alanlarda boy göstersin…Buna karşılık İsmet Paşa ile Recep Peker tam tersini söylüyordu… 1923’te toplanan İzmir İktisat Kongresi Bayar’lara geçit verdi. Devlet, müşfik kollarını özelcilere açtı.
Neler mi oldu o kısacık dönemde:
1924’te özel sektöre kaynak yaratmak için İş Bankası, bir yıl sonra da Sanayi ve Maadin Bankası kuruldu. 1927’de de Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkartıldı.
1923-1931 arasında tekellerin tamamı yabancı şirketlere verildi. Örneğin tuz tekeli bir A.Ş’ye, petrol ve benzin tekeli bir Amerikan şirketine (The American Türkish Inverstment), ispirto ve alkollü içecekler tekeli 1927’ye kadar bir Polonya şirketine, limanlar tekeli de devlet-özel sektör ortaklığından oluşan bir A.Ş.’ye verildi. Bu süreçte yabancılarla (Fransız-İtalyan) ortak maden (kömür) şirketleri kuruldu. Demiryollarının yapımı yabancı şirketlere verildi, örneğin Samsun-Bafta hattı özel sektör tarafından yapıldı…
Maadin Bankasının Osmanlı İmparatorluğundan devraldığı işletmelerin özel sektöre devri için yasa çıkartıldı…(Bkz.:Sina Çıladır, Taşkömürünün Devletçilik Dönemi, Kuledibi Yayınları, İstanbul).
(Bazı tarihçi ve yazarlara göre Atatürk bu döneme sıcak değildi…)
İşler özelcilerin beklediği gibi yürümedi. 1929 dünya ekonomik krizi, ilk adımlarını atmaya çalışan özelci cumhuriyet ekonomisini de vurdu. 1923-1931 döneminde Türkiye’nin özelcilikle kalkınamayacağı gerçeği ortaya çıktı. Devletçiliğe yönelindi…Türkiye ekonomisinin devlet odaklı temeli o dönemde atıldı. 1940’lı yılların sonlarına kadar süren bu dönem devrimci cumhuriyetin ekonomi ile üstyapıdaki altın yılları oldu. AKP’nin sata sata bitiremediği devlet işletmeleri bu kısacık zamanda kuruldu. Tam bağımsız Türkiye’nin temelleri bu dönemde atıldı…
**
Soru şu:
Muhalefet bunu yapabilecek mi ? Neoliberal kuşatmayı yarabilecek mi ?
Program bekliyoruz…
ETİKETLER : Yazdır