HDP
22 Temmuz 2020 14:46:18
Bir önceki yazımda siyasi partileri konu almıştım. HDP’ye değinmemem dikkati çekmiş olmalı. Değinmedim, çünkü HDP’yi ayrı bir yazı konusu yapmayı düşünüyordum. Kim ne derse desin, HDP, yüzde 10-11 civarındaki oyu ile önemli bir parti. Ayrıca, bana göre, önümüzdeki seçimde kilit parti olmaya da aday…
Peki nedir HDP?
Şöyle tanımlamalar var…
“Kürt milliyetçilerinin siyasi temsilcisi…”
“Ayrılıkçı Kürt milliyetçilerinin partisi…”
Sondan başlayalım:
HDP, adını değiştirip “halkların partisi” algısı da yaratmaya çalışsa, temelde Kürt azınlığın partisi. Esas olarak onlardan oy alıyor. Buradan bakıldığında milliyetçi bir parti: Kürt milliyetçisi.
Milli hareketler, radikal ve reformist kimliklerle ikiye ayrılır.
Radikaller, ayrılıkçıdır, bağımsız bir devlet kurma amacındadır.
Reformistler, kurulu düzenle uzlaşır; nihai hedefleri özerkliktir.
HDP’de iki eğilim de var. Radikaller PKK’ya kendilerini yakın görüyor. Reformistler mesafeli…Bu iki akım çekişiyor…
Kendilerini radikal solcu sayan grup, PKK’nın önderliğinde milli kurtuluş savaşı verdiği savında.
Bu bir yanılgı. Öncelikle PKK, Kürt emekçilerinin öncü partisi değil. ABD’nin Türkiye’yi bölme planının piyonu ! Kendisi bağımlı olan bir siyasi hareketin bağımsızlık mücadelesi vermesi sözkonusu olamaz !
Kaldı ki, sola göre, azınlıkların ayrılma hakkı, mutlak bir hak değildir; görecelidir. Türkiye solunun, ABD’nin maşasına dönüşmüş PKK’ya karşı olmasının nedeni bu. PKK, ABD’nin vurucu gücü. ABD’de Ortadoğu’da milli devletleri yıkmak/bölmek için daima PKK’yı kullanıyor. PKK’nın Türkiye’deki varlığı da farklı değil.
HDP içindeki reformist kanat ise, giderek bu ayrılıkçı politikanın sonuçta kimin işine geleceğini kavramış gibi. Bu yüzden PKK’ye mesafeli davranıyor. Örneğin son yerel seçimde Apo’nun, AKP’nin isteği üzerine Kürt seçmenin İstanbul’da CHP’li İmamoğlu’nun desteklenmemesini istemesi, HDP’nin önderi konusundaki Demirtaş tarafından reddedilmişti.
APO, çoktandır, bir “hapisane kuşu”, kim yemini verirse onun için şakıyor! Apo’nun “önder”liği, son yıllarda iyiye hikayeye dönüştü. Konu mankeni artık!..
HDP’nin ılımlı kanadı legal siyasette kök salma yanlısı. Stratejik hedefi, söyledim, Türk aydınların desteğini de alarak, özerklik hedefini diri tutmak. Bunun için de içerde esnek siyasetler izlemeye çalışıyor.
Şimdi canalıcı soruya geliyorum:
HDP, hangi sosyal sınıfın üzerine oturuyor ?
Milli hareketlerin, sınıflarüstü olduğu söylenebilir. Ama, öyle bile olsa, hedefe ulaşıldıktan sonra belli bir sosyal sınıfın üzerine basarlar.
HDP şu an, Doğu ve Güneydoğudaki aşiret/ağalık ilişkilerinin etkisinden kurtulmuş değil. PKK da bu temele basıyor zaten.
HDP içindeki reformistler, PKK ile ve onun üzerine bastığı aşiretlerle mesafeli bir duruş sergilemeye çalışıyorlar.
Diyebilirim ki, HDP’deki alternatif hareket, bir “üst belirlenme” şeklinde karşımıza çıkıyor: Demirtaş ve grubu…
Bu grup, halen, stratejik hedefleri olan özerklik için her siyasi akım ile, iktidar dahil, uzlaşma yapabilecek bir esneklik içinde…
HDP, PKK ile bağını zayıflattığı oranda legal siyasette, daha etkin bir konuma
geçebilecektir. Bunun somut getirisi, seçimlerde Kürt olmayanların da oyunu almak şeklinde tezahür edebilir.
Diyebiliririm ki HDP yol ayrımında:
Ya, PKK’nın bölücü, Türkiye düşmanı çizgisinin çekim alanında giderek marjinalleşecek. . Ya da PKK ile ipleri kopartıp “halkların partisi” olacak. Gerçekten demokratik bir Türkiye’nin kuruluşuna hizmet edecek…
Yok, bu ikili yapısı sürdüğü sürece, seçim önceleri kilit parti olabilir belki, ama seçimden sonra yeniden başa sarar…
HDP, PKK ile kesinkes bağlarını kopartmalıdır. Kürt emekçi halkının legal partisi olmalıdır. Ülke bütünlüğü içinde gerçekten demokratik Türkiye’nin kuruluşuna omuz vermelidir.
ETİKETLER : Yazdır