YÜZDE 2, YÜZDE 98’DEN NİÇİN BÜYÜKTÜR ?
02 Temmuz 2020 23:06:34
Basın büyük güçtür.
Ama, koşullu bir nitelemedir bu. O koşul yoksa, basının gücü, göreceli bir güce dönüşür.
Nedir o koşul ?
Bağımsızlıktır !
Girişteki cümleyi şu şekilde tashih etmek gerekir bu durumda:
Basın, (bağımsız’sa) büyük güçtür.
Tutucu siyasal iktidarlar, doğaları gereği, özgürlüklere karşıdırlar. Basın dahil herşeyin ellerinin altında olmasını isterler.
Hot-zotcudurlar: Başkalarının fikirlerine ve özellikle eleştirilere öfke duyarlar. Basının da sadece kendilerini desteklemesini, her söylediklerini kitlelerle paylaşmasını isterler.
Yandaş basın, bu kafa yapısının ürünüdür.
Yandaş basının, eğer onun yandaşlığını süzecek, kitlelere bunu anlatacak bağımsız bir basın yoksa ülkede, işlevi büyür. Kitleleri tek yanlı koşullamada önemli rol oynarlar.
Ama, ülkede bağımsız bir basın varsa, bunların gerçek güçleri, daha doğrusu güçsüzlükleri ortaya çıkar.
Bağımsız basın, yandaş basının gerçek rengini ortaya çıkartan bir tür turnusoldur.
Otoriter iktidarların bağımsız basını susturmak, en azından sindirmek için her yolu denemelerinin nedeni budur. Çünkü tek bir bağımsız yayın organı, yandaş basının bu pozisyonunu ortaya çıkartmak için yeter de artar bile. Bağımsız basın, gerçekçi/doğru bir yayın politikası ile yapar bunu. Yandaş basın ile polemiğe girmesi bile gerekmez….
00
Basınımızın yüzde 98’i AKP’nin elinde. Ama, pek işlerine yaramıyor. Çünkü yandaş basın, yandaşlığı gereği, kitlelerde güven duygusu yaratmıyor, karşılığını bulamıyor. Bu yüzden bunları kimsenin okuduğu/izlediği yok. En çok izlenen gazete, TV ve radyolar, bağımsız olanlar…
İktidarın son günlerde gazeteciler ile yayın organlarına karşı takındığı ters tavrın altında da bu gerçek yatıyor. Gazeteci tutuklamaları, çok izlenen bağımsız/muhalif TV’lerin ekranlarının karartılması, sosyal medyaya el atılması hep bununla ilgili.
Bu noktada görecelilik kavramı devreye giriyor, büyük ile küçük yer değiştiriyor: Yüzde 98, işlevsel bakımdan yüzde 2’nin gerisine düşüyor. Yüzde 2’ye bu büyük gücü veren son analizde muhalif olması değil, bağımsız olmasıdır. Çünkü otomatiğe bağlanmış muhaliflik de tek yanlılıktır, son analizde, yandaşlıktır…
00
Yandaş medyanın bu sıkıcı durumdan kurtulmak için kendisini ısrarla “tarafsız” göstermeye çalışması bilinen bir şeydir. Oysa, tarafsızlık diye bir şey yoktur, bağımsızlık vardır.
Yandaş, doğası gereği, taraftır. Bağımsız ise, tarafını kendisini seçer. Özgürdür. Gerektiğinde muhalefeti de eleştirir…
00
İktidar, bağımsız basın üzerinde baskı kurmaya çalışarak, gerçekte ayağına kurşun sıkıyor!
Boşuna olacak ama, sonuçta ülkemizin zararına olduğu için önereceğim:
AKP, bağımsız/özgür basınla kavgayı bırakmalıdır.
Tarih kitapları yazar:
Bağımsız Basına sırt dönen, halka da sırt dönmüş olur. Halkı yitiren, koltuğu da yitirir. Karşı tarafa ilk yelken açan da yandaşlar olur…
Basın ve siyaset tarihimiz bunun çarpıcı örnekleriyle doludur.
ETİKETLER : Yazdır