GELİNEN NOKTA
23 Ocak 2017 00:20:23
Anayasa değişikliği teklifi, TBMMnde kabul edildi. Meclis, en önemli yetkilerini Cumhurbaşkanına devretti. Bu şekilde sembolik bir kuruma dönüştü. Eğer halkın çoğunluğu TBMMnin kararını onaylarsa, yani halkoylamasından evet oyu çıkarsa, Türkiye, kağıt üzerinde, yeni bir rejime geçecek.
Yeni rejim ya da Başkanlık Sistemi, genel seçimler normal zamanında yapılırsa, 2019da yürürlüğe girecek. Erken seçim kararı alınırsa, cumhurbaşkanlığı seçimi yenilenecek. Bu durumda yeni rejime daha erken geçilecek.
Peki erken seçim olur mu ?
İlk bakışta olmaz gibi görünüyor
Çünkü
Erken seçim halinde yeniden seçilmeleri riske girecek olan milletvekillerinin, zorunlu kalmadıkça, erken seçim kararı alması zor gözüküyor.
İkincisi, cumhurbaşkanı Erdoğanın 2019a kadar makamında kalma hakkı var. Seçim erkene alınırsa, bu kez cumhurbaşkanlığı seçimi de yenilenecek. Yeniden kazanma olasılığı yüksek de görünse, Erdoğanın bir riske girmeyeceği görüşü ağır basıyor. Çünkü, cumhurbaşkanlığı seçiminde başka adaylar da olacak.
Gelgelelim öte yandan, Erdoğan, tüm yetkileri bir an önce eline alabilmek için erken seçimi gündeme taşıyabilir. Sanırım buna Bahçelinin de bir itirazı olmaz.
Bir erken seçim halinde byLockcu oldukları iddia edilen AKP milletvekilleri de elenmiş olur
Yani
Erken seçim için koşullar hem yok, hem var !..
Nisan başında yapılması nerdeyse kesinleşen halkoylamasından hayır çıkarsa, anayasa değişikliği teklifi ile buna koşut olarak Başkanlık sistemi tarih olacak
Bu şekilde meclisin halk iradesini temsil ettiği ezberi de bozulacak !..
o o o
Diyelim ki halkoylamasından evet oyu çıktı. Bu durumda en geç 2019 Kasımında Başkanlık Sistemine geçilecek.
Yeni sistemde siyasal mevzilenmelerin hem biçimi ve hem de içeriği değişmiş olacak.
Çünkü, parlamentarist sistemde, ortak payda, sistemin kendisidir.
İktidar-muhalefet karşıtlığı/mücadelesi bu demokratik zemin üzerinde yapılır.
Başkanlık sisteminde ise, meclis en önemli yetkilerini Başkana devrettiği ve Başkanın demokratik yollardan görevinden uzaklaştırılması hemen hemen imkansız olduğu için, ortak payda bulunmayacak. Bunun yerini, Başkanlık yanlıları ile karşıtları şeklinde bir saflaşma alacak.
Başkanlık karşıtları parlamentarizme yeniden dönüşü savunacağı için, bu aynı zamanda bir rejim mücadelesine dönüşecek.
Yeri geldi soralım:
İyi mi olacak, kötü mü ?
Umarım bu sorunun yanıtının pratikte de alınacağı bir değişim olmaz.
Çünkü, dünya örneklerine bakarak da söyleyebiliriz ki, ikinci olasılık, ilkinden baskın !
Yok, olursa eğer, bu durumda halk, iktidar kavramı başkanda somutlaşacağı için, başkanlık yanlıları ve karşıtları şeklinde ikiye bölünecek. Bir başka deyişle rejim yanlıları ve karşıtları şeklinde
Bu durumda iktidar-muhalefet kavramlarının içeriği değişecek
o o o
Güzelim ülkemiz dar bir geçide girdi. Ekonomik kriz, Suriye, PKK, FETÖ ve IŞİD belaları ile hepsinin üzerine tuz-biber eker gibi gelen sistem değişikliği teklifinin yarattığı ve daha da yaratacağı sosyo-politik karambol, dar geçitin dikensi unsurları
Bugünkü soru şu:
Dar geçitten geçebilecek miyiz, yoksa içerde sıkışıp kalacak mıyız ?
Bu sorunun yanıtını Nisan başındaki referandum verecek !..
MİGROS
Özel sorunlarından sözetmeyi seven birisi değilimdir. Ancak, bazı özel sorunlar, halkın ortak sorunlarının küçük bir parçasıdırlar.
MİGROS süpermarketinde karşılaştığımız bir olay bunlardan birisiydi.
Konuyu burada ele almamın temel nedeni bu
Eşimle birlikte geçen cumartesi günü MİGROS süpermarketine gittik.
Devasa binada alacaklarımızı ararken (ne yazık danışacak pek görevli de yoktu ortada), bir ara güneş gözlüğümü düşürdüğümü farkettim. Sağa sola bakındık, yok
Eşim, yönetime başvurup anons ettirelim dedi. Belki bulunur
Kasaların bulunduğu yerdeki bir görevliye sorunumuzu anlattık.
Bizi bir başka görevliye yönlendirdi. Yönlendirildiğimiz pek şık ve ağır makyajlı bayan görevliye yeniden anlattık bu kez derdimizi. Tamam dedi,
Bekliyoruz
Dakikalar geçiyor, bir şey yok.
Eşim, bayan görevliyi yeniden uyardı
Tık yok.
Aralarında sohbet ediyorlar
Sonra bir daha
Tık yok.
Bir daha
Bir ara bayan görevli mikrofonun önüne oturdu, ama mikrofon ya bozuktu ya da görevli bayan bu işe vakıf değildi ki anons filan yapılmadı.
Ve eşim, haklı olarak, patladı; terbiye ve nezaket kurallarını aşmadan görevlileri eleştirdi
Bir sonuç alamadan oradan ayrıldık sonra
MİGROS, büyük bir firma, ama anlaşılan, büyüklüğü ile eşdüzeyde bir yönetim anlayışına sahip değil Ereğlide
Yazık
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış