Durum
14 Haziran 2011 11:29:37
12 Haziran seçiminin en paradoksal sonucu nedir biliyor musunuz?
Sosyolojik bir ayrımla emekçilerin ya da işçi ve köylülerin oylarını AKP’ye vermesidir. Nispeten tuzukuru küçük burjuvaların ise muhalefet partileri arasında bölünmesi.
Etnik oylar da buna dahildir.
Bu garip duruma, sosyologlarımız bir yanıt arayacaklardır sanıyorum. Şimdiden bilinen, bunun yeteri kadar gelişememiş ülkelerdeki ortak seçim yazgısı olduğudur. Menderes’in DP’sinden bu yana bizde sürüyor bu yazgı…
Bu seçimde, AKP’nin, Menderes’in üç dönemlik kesintisiz iktidarını egale etmesi beni çok şaşırtmadı. İçten içe böyle bir sonucu bekliyordum doğrusu…
Bu satırları yazarken, AKP’yi mi kutlamam gerektiğine, yoksa emekçilerin kendi sınıfsal çıkarlarına ters bir partiye yeniden oy vermelerinin tuhaflığına isyan mı etmem gerektiğine henüz karar vermiş değilim bu yüzden. İlk tavrı benimsemenin samimi bir tutum olmayacağını düşünüyorum.
Frenklerin “absürd” dedikleri bir durum var ortada…
Kitlelerin yeteri kadar bilinçli olmamalarının yol açtığı bu paradoksal sonuca “demokrasinin zaferi” demek gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır…
12 Haziran’ın en başarılı partisi olarak CHP görülüyor… CHP, hem oylarını arttırdı ve hem de milletvekili sayısını…
BDP’nin desteklediği “bağımsızlar”ın sayısındaki çoğalma da Kürt Hareketinin son dönemde ivme kazandığını gösteriyor.
Travmatik provokasyonlara maruz kalan MHP’nin baraj kaygısı yaşamaması, onları da, görece olarak, “başarı” kavramının kulvarına çekiyor…
Sanki mağlubu olmayan bir seçimden geçti Türkiye !..
Beni korkutan da bu işte !
AKP’nin milletvekili sayısının düşmesi, O’nun tek başına bir anayasa yapma şansını sıfırladı. Mevcut aritmetik, bu yolu zorlayabileceği bir referandumun da önünü kesiyor.
Ne olacaktır peki?
Başbakanın “balkon konuşması”nda da belirttiği gibi, yeni anayasa, bir uzlaşma anayasası olacaktır.
Kimileri bunu çok demokratik ve çok uygun buluyor.
Oysa bu işin sadece biçimidir.
Burada önemli olan yeni anayasanın içeriğinin ne olacağıdır?
CHP lideri, Avrupa Özerklik Sözleşmesine “evet” dediklerini açıkladı seçimden önce. Bu, Kürtlere özerklik anlamına da gelir. Yarın bu konu meclise geldiğinde. Kılıçdaroğlu, parti grubunu özerklik konusunda bir arada tutabilecek midir, yoksa çatlamalar mı olacaktır? İkinci olasılık daha güçlü görünüyor.
Yeni anayasa, Cumhuriyet Devriminin temel ilkelerini tasfiye edileceği anayasa mı olacaktır özetle?
Bu çok önemli sorunun şu an net bir yanıtının ortada bulunmaması, gelecek yasama döneminin kaygı verici gelişmelere sahne olabileceğini de şimdiden gösteriyor…
Bu süreçte, CHP’nin kilit bir rol üstlenme konumunda bulunması, anamuhalefet partisini geçen dönemden çok daha önemli bir aktör haline getirecektir.
Seçimin yerel sonuçlarına gelince…
Bu konuyu da yarınki yazımızda ele alacağız.
ETİKETLER : Yazdır