FATİH ÇAKIR YALAN MI SÖYLÜYOR?..
19 Ocak 2021 13:09:17
Eski Dershaneci, yeni gazeteci (!) Fatih Çakır, bir açıklama yaparak; Demokrat Gazetesinin ‘muvazaalı satışına’ karşı çıktı.
Çakır’ın açıklamasında ‘alacak’ konusunun muhatabının kendisi olmadığını, eski sahip Yalçın Keleş olduğunu belirtti.
Çakır aynı zamanda üstü kapalı olarak ‘ben gazeteyi alırken, hiçbir sorun yoktu, varsa’da haberim yoktu’, dedi.
Yalan söyledi!..
Çünkü Demokrat Gazetesinin satış aşamasında bizzat Fatih Çakır’la defalarca telefon görüşmesi gerçekleştirildi.
Kısaca başa dönelim..
Demokrat Gazetesinin babam Sina Çıladır ve ekibi kurdu.
Kar-kış, yağmur-çamur, gündüz-gece, hastalık-sağlık demeden tam 23 sene Demokrat Gazetesini günlük olarak vatandaşların hizmetine sundu.
Öyle ki, son 9 ayın da babam, tek kuruş maaş almadan hergün ofise giderek; gazeteyi çıkarmaya devam etti.
Ardından seçimler geldi ve babam Sina Çıladır, dönemin AK Parti Milletvekili Fazlı Erdoğan’ın da baskılarıyla gazeteden ayrılmak zorunda bırakıldı. (Bu konuya daha sonra gireceğim)
Babam, ailemizin tüm ısrarlarına rağmen, dava açmak istemedi.
Demokrat’ı çocuğu gibi görüyordu.
Babam’dan sonra Demokrat’ın Yazı İşleri Müdürlüğüne babamın öğrencilerinden şuan Haber Hayat Gazetesinin sahibi Doğan Gönüllü geçmişti.
Şimdilerde Demokrat Radyo’da idarecilik yapan Hülya Çoker’de gazetede reklam işlerinden sorumluydu.
Sonunda babam ailemizin kararına uydu ve dava açmaya karar verdi.
Davanın bitmesi, alacağın rücu etmesi, Yargıtay süreci falan tam 8 sene sürdü.
Dava bitti, rahat bir nefes alındı derken Demokrat Gazetesinin yani Yalçın Keleş’in yanında çalışan reklamcı Hülya Çoker’e senetli olduğu ortaya çıktı.
Çoker ve Keleş arasında 240 bin TL tutarında bir senet yapılmıştı.
Yani Demokrat Gazetesinde sigortalı olarak çalışan Hülya Çoker, Demokrat Gazetesinden 240 bin tl alacaklıydı.
Önümüzde 2 seçenek vardı:,
2.alacaklı olarak ya Çoker’in alacağının bitmesini beklemeliydik. Yada Hülya Çoker hakkında tefecilikten suç duyurusunda bulunmalıydık.
Biz, 1. seçeneği seçtik.
Çoker’in bir suçu olmadığını düşünerek; bekleme kararı verdik.
Çoker’in alacağını tahsili tam 2,5 sene sürdü.
Parayı ödeyemeyeceğini bildiğimiz Yalçın Keleş’e haber gönderdik.
Gazete’yi alacağa karşılık bize devretmesini önerdik.
Teklifimizi kabul etmedi.
Derken, Fatih Çakır girdi devreye!..
Keleş kanunda bir boşluk bulmuştu.
Gazete, Keleşler Radyo ve Televizyonculuk Ltd. Şti’nin bünyesinde faaliyet gösteriyordu.
Eski kanuna göre, gazeteyi devralmak isteyen borçlarıyla bu şirketi de devralmak zorundaydı.
Fakat yeni kanuna göre, böyle bir zorunluluk yoktu.
Gazete, şirket bünyesinden bağımsız olarak borçlardan sorumsuz şekilde devredilebiliyordu.
Yalnız yeni kanun şunu da öngörüyordu.
Yeni sahip, ispatlandığı takdirde borçtan sorumlu tutulabiliyordu.
Bu detayı Yalçın Keleş atlamıştı.
Yada Fatih Çakır’ı kandırmıştı.
Çakır, Demokrat gazetesini devralmaya hazırlanıyordu.
Hemen kendisini aradım.
Fatih Çakır’a süreci aynen aktardım.
Çakır’ın kendisinin böyle bir yükün altına girmeyeceğini, emek düşmanlığı yapmayacağını, böyle bir durum varsa ya oturup konuşulacağını yada kendisinin bu devirden vazgeçeceğini söylemesi içimizi bir nebzede olsa rahatlatmıştı.
Çakır meğerse yalan söylüyormuş!..
Telefon görüşmesinde bana ‘Ben emekçinin ekmeğine göz dikmem. Böyle bir durum varsa, ya oturur anlaşırız. Yada devirden vazgeçerim’, diyen Çakır, sessiz sedasız Demokrat Gazetesini devralmıştı.
Tesadüfen öğrendiğimiz bu devirden sonra Çakır, defalarca aramama rağmen bir daha telefonlarını açmadı.
3.şahıslarla bize haber göndererek; ‘Zaten Yalçın Keleş’ten 100 bin TL’nin üstü alacağım vardı. Bu gazeteyi bedelsiz aldım. Yoksa bende alacağımı, alamayacak, mağdur olacaktım’, şeklinde haberler göndermeye başladı.
Yani Çakır, 23 yıllık emek sömürüsünü, ‘Ben yanacağıma, siz yanın’a getirmişti..
Ve bunu yaparken, bırakın bir siyasiye, bir insana bile yakışmayacak kıvraklık sergilemişti.
İşte Çakır’ın bu ikrar’ı ‘muvazaalı satış’ demekti!..
Borçlar Kanununda da açıkça belirtildiği gibi; ‘Bedelini ödemediğin mal senin değildir.’, dı..
Keleş ve Çakır işbirliği ile aslında icra'dan mal kaçırmışlardı.
Hukuk mücadelemiz Keleş’le de, Çakır’la da devam ediyor!..
Eninde sonunda adalet yerini bulacak.
Fakat zaman zamanda, bir emekçinin öyküsü sizlere hatırlatılacak.
Hatırlatılacak ki, herkes kimin ne olduğunu iyi bilsin!..
Şimdilerde, AK Parti İl Başkanı olabilmek için binbir kulis yapan Fatih Çakır’ın 23 yıllık bir emeğin buharlaştırılmasında nasıl etkin rol oynadığı ve nasıl gazete sahibi olduğu her zaman hatırlansın!..
ETİKETLER : Yazdır