KASABA SİYASETÇİLİĞİ!..
31 Agustos 2013 02:14:33
Düşmanımın düşmanı dostumdur felsefesi, kasaba siyasetçiliğimim temel felsefesidir.
Düşmanlar değiştikçe, dostlar da değişir!..
Bu nedenle kasaba siyasetçileri güvenilmez kişilerdir.
Kasaba siyasetçiliğinin bir diğer özelliği, atılan her adımın oya endeksli olmasıdır. Bu da kaçınılmaz olarak, kasaba siyasetçisini ilkesiz bir siyasetçi haline getirir.
Bir kasaba siyasetçisinin oy için yapmayacağı hiçbir şey yoktur.
Kişilik, saygınlık, onur, siyasal etik, vb. Bir kalemde satılır!..
Kasaba siyasetçiliğinin belirli bir ideolojik rengi de yoktur. Ne sağcıdır, ne solcu!.. Ama, öte yandan her ikisidir de!..
Kasaba siyasetçileri anlaşılamaz kişilerdir:
Oy için girmeyecekleri kılık yoktur!..
Erkekseler kırmızı pantolon bile giyebilirler!..
Her kasaba siyasetçisinin en büyük düşü, milletvekilliğidir.
Bunu, millete hizmet etmek için değil, öncelikle dokunulmazlık elde etmek için isterler!. Çünkü özellikle koltuk sahibi taşra siyasetçilerinin çoğunun, siyasal yaşamları boyunca kırmadıkları ceviz kalmaz!.
Bir kasaba siyasetçisinin milletvekilliği aday listesine, seçilebilir bir sıradan girmek için atmayacağı takla, yalamayacağı popo, satmayacağı dost yoktur!..
Çünkü, koltuk bağımlısıdırlar!..
Kasaba siyasetçiliği bir fenomendir.
Peki, kasaba siyasetçiliği öyledir de, Başkent siyasetçiliği, farklı mıdır?..
Hayır!..
Başkent düzeyindeki kariyer, sadece yalanacak popoların büyüklüğünü ve kalitesini değiştirir!..
Ama, burjuva siyasetçiliğinin en somut yüzü, yine de, kasaba siyasetçiliğinde sırıtır.
Seçimler yaklaşıyor, kimbilir daha nelerini göreceğiz bunların!..
Not: Çok az sayıdaki ilkeli taşra siyasetçilerini tenzih ediyoruz..
YILMAZ SÖZÜNÜ TUTAR MI?..
2008 yılında Eskişehirde çalıştığım Posta Gazetesini bırakıp Kdz. Ereğliye geldim.
Yerel seçimlere yaklaşık 6 ay vardı..
Dönemin CHP Belediye Başkan adayı mevcut belediye başkanıydı.
Seçimlerde kendisini desteklemek adına şuan elinizde tuttuğunuz gazeteyi Ereğlide çıkarmaya başladık.
Kasaba siyasetçileriyle de o günlerde tanışmaya başladım.
Bunlardan birisi de dönemin Saadet partisi Başkanı İsmail Yılmazdı..
Seçimler yaklaşırken Saadet Partisinin de bir söz hakkı olduğuna inanarak, kendisine söz vermek için mikrofon uzattık.
Yılmazın bozuk Türkçesi her ne kadar işimizi zora soksa da, 4 kişilik uzman kadromuz sayesinde röportajın üstesinden gelmeyi başardık.
Çok iyi hatırlıyorum da, 2 hafta boyunca orta sayfamızı meşgul etmişti, Yılmaz bey.
Sanırım, röportajın hakkını vermemek için röportajı ince eleyip, sık dokumuş ve harf hataları nedeniyle kendisinden büyük eleştiriler almıştık.
Neyse bunların hepsi geçmişte, kaldı!..
Kaldı kalmasına ama gün geldi, devran döndü!.
Şu sıralar AK Partiye geçen İsmail Yılmaz, Gülüç Belediye Başkanlığına soyunarak, aday adayı oldu!..
Hayırlısı olsun!..
Ama şu gerçeği unutmamak gerek!.
Bir gazeteciye sözünü tutmaktan aciz bir siyasetçi, Gülüç halkına verdiği yada vereceği seçim sözlerini tutar mı?.
Sizce?..
MEZARLIK
Geçtiğimiz gün meslektaşımız Altanı mezarı başında ziyaret ettik.
Ne demişler geçmiş hala acı veriyorsa, geçmemiş demektir!..
Bu durum da aynen böyle..
Mezarlıktaki duamızı bitirdikten sonra, şöyle bir etrafa bakmak istedim..
Şehir mezarlığında, mezarların arasında sanki parsellenmişcesine bir sürü boş mezar olduğunu gördüm.
Konu, Kdz. Ereğli Belediyesi ile alakalı bir konu olduğu için olabilir, diye düşündüm.
Bunu araştırıp, tekrar size döneceğim.
İşin diğer bir ilginç tarafı ise, mezarlıktaki yetkililer tarafından şehitlere ayrıldığı söylenen yerdeki mezar!..
Çok tanıdık bir isim.
Beklide sizde gelip geçerken o ismi Okumuş olabilirsiniz!..
Bunu da bir daha ki hafta sizlere açıklayacağım.
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış