ANLAYANA!..
12 Ekim 2011 17:48:21
Siyaset, belli bir toplumda çatışma halinde olan çıkarların uzlaştırılması faaliyetidir.
Bunu ben değil dünyaca ünlü dijital sözlük vikipedi söylüyor..
“Çıkarların uzlaştırılması”
İktidarın isteyip de bir türlü kumaşını bulup, dikemediği bir elbise!..
Siyaset bilimini anlatan bir kitapta Ünlü İngiliz Amirali John Arbuthnot Fisher‘ın
"Her siyasi parti, kendi yalanını yutarken ölür.", sözlerini anımsıyorum.
Ne kadar da haklı!..
Ülkedeki durumu nasıl da özetliyor Fisher’ın sözü.
Geçen yazımda Cam Cafe’de sabahtan akşama kadar bıkmadan-usanmadan yakaladığı kişiye sözde tecrübelerini aktarmaya çalışan, çaptan düşmüş siyasetçilerden bahsetmiştim.
Bu sözlerim birilerini çok kızdırmış, bakışlarından anlıyorum. Oysa o yazı mizahi bir gözlemdi.
“Biz sadece topluma hizmet için çırpındık” sözleri beni çileden çıkartıyor!..
Sizce, politik hayatı boyunca topluma hiçbir fayda sağlayamamış, bir siyasetçiden daha kötüsü ne olabilir ki?
Siz söylemeyin, ben söyleyeceğim.
Tabii ki iki siyasetçi..
Şaka bir yana, ne biri, ne ikisi, onlarcası hala etrafımızda dolaşıyor.
Ama bu arkadaşların Cam Cafe’yle sınırlı kalması da bir bakıma hoşuma gidiyor.
Virüs gibi yayılmaları engellenmiş oluyor!..
Başarılı bir siyasetçi, (sağ görüşlü ya da sol görüşlü fark etmez) toplumun her kesimince itibar görür.
Kendi emekli olsa da bilgisi ve tecrübelerini gençleri aydınlatmak için kullanır.
Kaliteli bir siyasetçi, gündemi iyi takip edip, gelişen olayları toplumun çıkarları doğrultusunda inceleyip, yorumlayan kişidir.
Bu siyasetçiler kendilerini her ortamda belli ederler,
Cam Cafe’de bile!..
Birde zenginse, onu destekleyen her zaman bir de gazeteci vardır hemen yanı başında!..
Aslına bakarsanız her siyasetçi, biraz bencildir!..
Kendisinden başkasının fikrine değer vermez.
Bu onun ‘bencil’ doğasında vardır.
Bu yüzden çaptan düşmüş siyasetçiler ve gazetecilerle oturup, konuşmak vakit öldürmekten başka bir şey değildir.
Birde Cam Cafe’de dedikoducu muhbirler vardır.
Bunlar ‘ağırlığınca adam’ bile değildirler..
Çalıştığı kurumun müdürünü ya da Başkanını kötüleyecek kadar ahlaksızdırlar.
Ters tepki alınca da, “ağzınızı aradım” deyiverir böyleleri..
Buradan birde böylelerine seslenelim ne dersiniz?
Ey arkadaş!..
Sen puşt olsan da, bizler olamayız!..
Çalıştığın kurumu ve başkanını ona buna satmak sana yakışıyor mu?
Dışarıya laf taşıyıp, sonra deşifre olunca kendini kamufle edip, hainlik lekeni başkasına sürmek delikanlıca bir davranış mı?
Ey arkadaş!..
Sen en iyisi çeneni kapat!..
Biz seninle en iyisi hiç siyaset konuşmayalım.
Çaylarımızı içip, keyfimize bakalım.
Bakarsın birde dördüncü bulup, 101 oynarız.
Sana tam 1 hafta süre!..
Ya dediğim gibi çeneni kapar, susar, yalanlarını yutarsın!.
Ya da haftaya deşifre olursun!.
Sen bilirsin!..
Ha söylemeyi unuttum.
Görünüşüme bakma sakın!.
Ben senden ‘ağır’ gelirim…
Not: Geçen haftaki yazımla ilgili şunu söylemeliyim.Anladınız tabii ki. O bir mizah denemesiydi. Yoksa, Cam Cafe harika bir yer. Ereğli&39;nin nabzını tutmak isteyenler buraya mutlaka uğramalılar..
ETİKETLER : Yazdır