
Bülten-66: Sonuçlar, sebeplere bakılarak anlaşılır; tersi de doğrudur
22 Agustos 2013 21:20:27
Yargıtaya hareket alanı bırakmamak üzere verilmiş olan bu cezalara hiç şaşırmadım diyemem; şaşırdım, çünkü Yargıtayın kımıldayamaması için bunların yarısı da yeterliydi
Aylarca, yıllarca sürmesi planlanmış bir tertibin, kurulmuş bir tezgâhın büyük cezalarla sonuçlanacağı belliydi. Ama herhalde&8213;ben de dahil&8213;hiç kimse, tarihin bugüne kadar yazmadığı bir cezalandırma zincirinin kurulacağına ihtimal vermedi. Kısaca söylemek gerekirse, düşünceyi durdurmayı hedefleyen emperyalist azmışlar, Türkiyedeki işbirlikçilerine tarih yazdırmayı başarmışlardır
Ne var ki, bu cezalandırma isterisinin sağladığı bugünkü sonuç, aynı zamanda kendi istikbâllerinin de sebebi olacaktır
Bunu tersinden de ifade edebiliriz: Bu kararları bir paket halinde kurgulayanlar ve onların işbirlikçileri ile uygulayıcı (yani engizitör) olarak o kararların altına imza atanlar bugün öyle bir sebep yaratmışlardır ki, bu sebep, yarın kendileri için bir sonuç(!) sağlayacaktır
Çünkü ateşi yakmayı başardıktan bugüne kadarki süreçte insanoğlunun ne düşüncesi durdu, ne de sınıflı toplumların yeşermeğe başladığı dönemlerden bu yana egemenler onu durdurabildi
Hiç tarih bilmeyenler ne kadar mâsumdur; ama tarihi böylesine tersinden okuyanlara ne diyebiliriz; üstelik bir de söylediklerine gerçekten inanıyorlarsa?.. Öyle anlaşılıyor ki, insanlara konu-komşusunu ve/veya gıcıklaştıklarını ihbar ettirerek ateşlerde yakıp ortadan kaldıran OrtaÇağın engizisyon sistemi kendini reforme etmiş. Modern OrtaÇağda artık suç sayıldığı için yakmıyorlar; insanları demir kapıların ardına kilitleyerek anahtarları denize atıyorlar
Böylece de hem ebedî bir iktidara sahip oldukları duygusuyla tatmin oluyorlar, hem de düşünceyi durdurduklarını varsayarak sevinç duyuyorlar
5 Ağustos 2013 tarihinden itibaren uzun bir süre&8213;ana akım medya vasıtasiyle&8213;bu cezaların nekadar yerinde olduğuna ve haklı gerekçelere dayandığına dair yoğun bir propaganda savaşı verilecek. Koca koca proflar, asık suratlı hocalar, yani utangaç ekonomi tanrıları ile dış ilişkilerin mahcup peygamberleri boy gösterip Türkiyenin iyi yolda olduğunu, hatta büyüdüğünü falan ıspatlamak için uğraşacak; rakamlarla bizi dolandırmaya devam edecekler. Ama o allâmelerden hiç birisi, mülk sahibi orta sınıf ailelerin 10 yıl öncesine oranla nasıl olup da bukadar gerilediğine dair bir soruya cevap bulamayacak. (Örgütsüz işçilerden, fukara köylülerden sözetmiyorum bile). Çünkü buna cevap vermek için sadece emperyalizm olgusundan haberdar olmak yetmez, onun işletim sisteminin yarattığı sonuçları da bilmek gerekir
Meclisin tatilde olduğu bir zaman aralığına getirilen bu cezalandırma (tedip) operasyonuna karşı, aklı başında kişilerin tavrı açıktır. Bundan böyle işin zor kısmını, AKPnin oy potansiyeli olarak gördüğü kesimler yaşayacak. Bu cezalar kendi başlarına, çocuklarının, akrabalarının başına gelseydi diye düşünürlerse, yanlarına-yörelerine bakıp olayı vicdanlarına sığdırmaya, daha doğrusu kendilerini yeniden ve yeniden kandırmaya çalışacaklar
Yani halkımızın içinde maalesef potansiyel şizofren olan büyükçe bir kesimini muazzam bir aklî zorlanma süreci beklemekte. (Onlara Allah kolaylık versin demekten başka bir faydam olmaz). Çünkü vicdan kavramı, tüm memeliler arasında sadece insanoğluna ait anonim bir olgudur; bir başka deyişle vicdan özgürlüğü denilen şey, aklı zorlamaya yönelik bir büyük yalandır!.. İsterseniz, özgürlüğü olmayan tek hadise vicdandır da diyebilirsiniz
Unutmamak gerekir ki bizim cumhuriyet tarihimiz, boyunlarına asılmış idam fermaniyle kurtuluş mücadelesine&8213;gözünü kırpmadan&8213;atılanların tarihidir. Dolayısiyle, ülkenin bir çok yerinde yaşayan önder nitelikli yüzbinlerce insan, kendilerine dayatılan bu mantıksızlığı tereddütsüzce reddetti. Bir başka deyişle, düşüncesi durmamış/durduralamamış kişiler her zaman olduğu gibi bugün de işbaşındadır; diridir ve gözüpektir
Ayvalıktaki ilerici-devrimci aydınlar da onlar arasındaki yerini gözünü kırpmadan almıştır. Beni de çağırdıkları 6 Ağustostaki Basın Açıklamasına tabii ki katıldım: Cumhuriyet Halk Partisinin Ayvalık ilçe başkanı Cihan Şişman, Atatürkçü Düşünce Derneği başkanı Ahmet Üzgeç ve İşçi Partisi başkanı Deniz Tuğhan Arbak, aklın yolu birdir! söyleminin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha kanıtlarcasına konuştular. Sadece meydanda bulunanların sloganlarla desteklemesine değil, tüm çevredeki insanların yürekleriyle onaylamasına da tanık olduk
AKP yönetimi ise&8213;akıllara sezâ bir fütursuzlukla&8213;geri sayıyor; farkında bile değil: 7
6
5
4

NOT: Fotoğraf: METİN UĞRAL; Hürses Gazetesi, Ayvalık - BALIKESİR.
[Fotoğrafta Aydınlık Gazetesini gösteren FİKRET ÇAVDAR, bu yazının ana fikrini tek cümlesiyle peşinen saptamış olan kişidir. (En sağ köşede de beni görüyorsunuz).]
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış








