
Haritacılık İşinin El Değiştirmesi: İngilizler Yerine Amerikalılar...
02 Haziran 2011 10:37:25
Bence haritaların ABD eyaletlerinde ve Birinci Dünya Savaşı sonundaki OrtaDoğu devletlerinde olduğu gibi dümdüz sınırlarla çizilmesi, bir devamlılık, bir misyonun süregelmesi anlamı taşıyor. Unutmayalım ki ABD sınırları da, Osmanlı’nın mirası üzerine kurulan OrtaDoğu ülkelerinin sınırları da İngiliz kökenli askerî istihbarat misyonerlerinin işidir… [Herhalde bunun tarihsel nedeni, harita işçiliğinin (uzmanlığının), öncelikle silâhlı kuvvetleri ilgilendiren bir devlet sırrı olduğu eski dönemlerden kaynaklanıyor.] Ama ilk kez aşağıdaki haritada buna son verilmiş gibi gözüküyor; yani, ABD’li uzmanlardan meydana gelen yeni bir misyonerler dönemi başlamış: Kılı kırk yarmışlar; girintiler, çıkıntılar mümkün olduğu kadar incelmiş, aşiretlere, dinsel ve etnik grupların yaşadığı alanlara dikkat gösterilerek düzenlenmiş. Gerçekten de bu nezaketleri için, yani Dünya’nın geri kalmış bu yöresine gösterdikleri hassasiyet için kendilerini kutlamak gerekir diye düşünüyorum; yanlış mı düşünüyorum? (Neyse…)
BÜLTEN-4’ten DEVAM:
Ben—Bülten-4’te gösterdiğim—o haritayı gazetecilerin bilgisine aktardıktan yaklaşık altı ay sonra, ABD’de yayınlanan aylık “Silâhlı Kuvvetler Dergisi”nin Haziran 2006 sayısında yeni bir harita ortaya çıktı ve bilindiği üzere NATO toplantılarından birinde ABD’li komutanlar bizim temsilcilerimizin önüne bu haritayı koyuverdi… Bizim askerler bu durumu şiddetle protesto etti ama bu vesileyle de “daha uyum(?) içinde bir OrtaDoğu yaratmak” falan gibi emperyalist gerekçelerle farklı birçok haritanın gündemde olduğu da bu vesileyle anlaşıldı.

ABD kökenli NATO zâbitleri tarafından bizimkilerin önüne konan bu haritanın biraz fazlaca abartılı—ama ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Irak’ın üçe bölünmesi planına da uygun—olduğu görülüyor. Bu harita Türkiye’nin, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’la olan sınır komşuluklarını/yakınlıklarını tamamen ortadan kaldıran bir Kürdistan kurmuş. (Üstelik bu Kürdistan’ı önce Tebriz’i de içine alacak kadar İran’a sokuşturmuş, sonra da taa Karadeniz’e kadar da çıkarmış. Ne diyeyim, vatana ve millete hayırlı-uğurlu olsun…) Her nasılsa lütfedip Antakya’yı Türkiye toprakları içinde bırakmış; Allah razı olsun!.. Haritayı çizen değerli kartografyacı albay emeklisi, Lübnan’ı büyütüp Ürdün’ü de iyice Hicaz’a doğru sarkıtırken, Suudî Arabistan’ı küçültmüş ve ondan bağımsız olarak Mekke-Medine çevresinden bir “Kutsal İslâm Devleti” çıkarmış. (Bilemediğim bir nedenden ötürü Yemen’i de büyütmüş). Afganistan ve Pakistan’dan arazi alarak—aynı Kürdistan gibi—bir Özgür Belûcistan oluşturmuş. Bütün bunları da, zaman zaman sağ alttaki izahatta söylediğinin tam tersine, toprak kaybedenler ile kazananları birbirine iyice karıştırarak, yani harita okuyucularını kandırmaya yönelerek yapmış. [Lütfen mevcut sınırlarla (“before”=önceki başlığiyle) çizdiği haritayla da karşılaştırınız.]
Ama haritalar bitmiyormuş; meğerse emekli Albay’dan çok önceleri—Haziran 2002’de—devreye CIA (ABD’nin Merkezî İstihbarat Örgütü) girmiş. Yani CIA, aynı yılın 3 Kasım tarihinde yapılan Türkiye’deki genel seçimlerden 4 ay kadar önce 3200x2200 çözünürlüklü okadar büyük bir Türkiye haritası yayınlamış ki, akıllara sezâ… (Dört parçaya ayırmışlar; ancak öyle görülebiliyor). Tamamen Türkçe olarak düzenlenmiş; bir tek Antakya’yı atlamışlar, “Antioch” yazmışlar hernedense… Ayrıca haritanın dört bir yanına da, Ege, Kıbrıs, Kürt ve Su (yani barajlar) sorunlarımıza(?) dair minik dokunduruşlar yapmış… Ben burada, konuşlanma itibariyle birbiriyle neredeyse tamamen örtüşen SU ve KÜRT yerleşim yerlerini gösteren haritaları veriyorum. Çünkü, ne tarihî (isterseniz “tuhaf” da diyebilirsiniz) bir tesadüftür ki, OrtaDoğu’ya su taşıyan Fırat ve Dicle nehirleri ve onların üzerine inşa edilmiş ve edilecek olan barajlarımız ile Kürt halkının yaşadığı adresler aynı. (Tabii, ayrıca petrol kuyu ve hatları ile rezerv alanlarını saymazsak). “Soğuk”, “geri kalmış”, “kurak” falan denilen topraklarımızın önemini gördünüz mü? Hadi bakalım şimdi, verin verebilirseniz…
Bir başka deyişle—kuzeyiyle birlikte—Irak garantiye alınmış durumda; geriye, iyice borçlandırılmış Türkiye kalıyor… Düşünün bakalım…

[Kaynak: Texas Üniversitesi; ”www.lib.utexas.edu/maps/turkey.html“ adresli site. Ayrıca, “CIA Map Number: 802565” yazsanız da görebilirsiniz]
ETİKETLER : Yazdır








