TÜRK EĞİTİM-SEN..
12 Nisan 2018 01:55:46
Yerel’de gazetecilik zor iştir.
Bunu bu günlerde fiilen yaşıyoruz..
Araştırmaya konu olan haberin ucundan tanıdıklar çıkınca eliniz kolunuz bağlanır.
Bir yanda mesleğiniz, diğer yandan ‘hatırlar’ beyninizi kemirip durur.
Ve genellikle düğüm ‘Dost-Arkadaş’ olgusunda çözülür.
Bu bir yandan iyidir, diğer bir yandan da kötü!..
İşin kötü yanı farklı amaç ve kişisel menfaatler durumunda basının kullanılmaya çalışılması, iyi yanı ise, haberin muhatabına ulaşmak yada muhatabın gazeteciye ulaşmasının kolaylığıdır.
Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Gürol Keserci’nin milli eğitim ile ilgili iddialarının haber yapılmasının ardından Eğitim camiası neredeyse 2’ye bölündü..
Bir kısım, ‘eğitim’ göz önüne alındığında devlet okullarının, bölgedeki özel okullarla yarışır hale geldiğini savunurken, diğer bir kısım tam tersini söyledi.
Tarafsız gözle bakmak gerekirse, ‘Tekli Eğitim’ e ramak kalan Ereğli’de milli eğitim başarılıydı..
Tabi bu aşamada da ‘kirli bilgi’ havada uçuşmaya başladı..
Bu kirli bilgilerden biri de bizim kucağımıza düştü.
Keserci’nin 2016 yılında paylaştığı “Ben ihraçtan değil, yer değişikliğinden yanayım. Bu 14 bin kişi okul ve hapishane arasında yer değiştirmeli” sözünün FETÖ’den ihraç edilen öğretmenlere yönelik yapıldığı iddia edildi..
İddia sahibine güvenerek yapılan haber, dolayısıyla bizleri boşluğa düşürdü ve konun aslından sapmasına zemin hazırladı.
Halbuki açığa alınan 14 bin öğretmen o dönemlerde PKK sempatizanlığı nedeniyle alınmıştı.
Bu doğruyu öğrenmemin ardından ilk önce Gürol Keserci ile ardından da Türk Eğitim Sen İl Başkanı Şahin Ören ile telefonda görüştük. Yeni Ufuk’u ziyaret edip, konuya açıklık getirmek istediklerini belirttiler.
Fakat şehir dışında olmam nedeniyle buluşma sağlanamadı. Fakat bir düzeltme metni göndermeleri halinde yayınlayabileceğimi söyledim.
Düzeltme metnini beklerken, Keserci’nin savcılığa suç duyurusunda bulunduğuna dair haber yayınlandı, medyada..
Konu belli ki, amacından ve iyi niyetten sapmıştı.
Yerel’de gazetecilik yapmanın avantajı işte tam burada devreye girdi.
Ortak arkadaşlar vasıtasıyla Keserci ile bir araya geldik..
Türk Eğitim Sen gibi bir kuruluşun FETÖ ve PKK ile bağdaştırılamayacağını, olayın verdiği rehavet nedeniyle sert bir mizaçla bana anlatmaya çalışan Keserci, bu haberle Türk Eğitim Sen camiasının haksızlığa uğradığını düşünüyordu..
Haklıydı da..
Türk Eğitim Sen’in muhakkak eleştirilecek yanları vardı, ama sorgulanacak taraf terör örgütlerine sahip çıkmak değildi!.. Bunda hem fikirdik..
Gazetecilikte önemli olan kural, hatayı kabul edecek erdemliği göstermektir.
‘Ben yaptım oldu’ düşüncesiyle hareket edilmesi kurum ve kişilerce telafi edilemez sonuçlar doğurabilir.
Bu nedenle Keserci’nin hicvini yanlış yorumladığımız için kendi nezdinde Türk Eğitim Sen camiasının ve kamuoyunun affına sığınıyoruz.
ETİKETLER : Yazdır
Hatayı telafi edip özürdilemek de erdemliktir.. haberciliğin gereğide zaten dürüstlükten geçmez mi..!! Sina hocam hatır işi habercilik olmaz kanısındayım biliyorum ki siz değerli gazetecilerimiz de aynı fikirde umarım bundan sonra konuya hakim olup haberlerinizi yaparsınız yoksa haberler tek kişinin üzerinde değil etkisi birçok öğretmenimizin üzerinde olur ve belli bir kitleyi karşınıza almış olursunuz.Bir gazeteciye eğitimcileri karşısına almak yakışmaz ozaman zaten mesleğinize ihanet etmiş olursunuz. teşekkürler...
Yanlıştan dönmek erdemdir. Babanız bir duayeni. Tarafsız olmak, araştırmak, gazeteciliğin olmazsa olmazıdır. Yazı güzel olmuş. Başarılı çalışmalar diliyorum.
- s.
- 1