Ekonomi

Kıyıslamalar anlamsız !

Yeni Ufuk’un Görüşü

Abone Ol

Fiyat artışları ile ücret-maaşları arasındaki ikincisi aleyhine gelişen hispetizliği, yaşam pahalılığı olarak tanımlamak mümkündür.

Ücret ve maaşlar 5-6 puan artarken; kira, gıda, enerji gibi olmazsa olmaz ihtiyaçların fiyatlarının yüzde 20’lerde artması yaşamın aşırı pahalandığı anlamına gelir.

Yaşam pahalılığı, en genel anlamda, kötü ekonomik yönetimin doğal sonucudur.

Ülkemizde yaz başından bu yana fiyatlar aldı başını gidiyor. Buna karşılık işveren devletle toplusözleşme yapma olanağı bulunmayan kamu memurları ile onların ve işçi, bağkur emeklilerinin maaş ve ücretleri, fiyat artışları ile denge kurmaktan uzak kalıyor daima.

İktidar sözcüleri sık sık kendi dönmelerini aklamak için, 20 yıl öncesinden bu yana asgari ücretin, ortalama gelirin, öğrenci burslarının vb. kat be kat arttığından sözediyor; ama 20 yıl içindeki fiyat artışlarına hiç değinmiyorlar.

Kağıt üzerinde asgari ücretin vb. artması, gerçekte, satınalma gücünün artığı anlamına gelmiyor. Çünkü fiyatlar da durmadan yükseliyor. Altın bazında yapılan kıyaslamalar, ücret ve maaşların 20 yılda reel (gerçek) değer olarak çok düştüğünü gösteriyor.

Asgari ücret ve emekli-memur ücret ve maaşlarının artış oranı, özellikle temel ihtiyaçların fiyat artışlarının daima gerisinde kalıyor ve bu süreç süreklilik kazanmış durumda.

Halkın buna tepki göstermesi doğaldır.

İktidarın hiçbir şey ifade etmeyen kıyaslamaları bir yana koyup halkın satınalma seviyesini enflasyonun üzerine çıkarmak için çaba göstermesi gerekiyor, ama umurunda değil !

Ülkeyi yönetenler ile yandaşları lüks içinde yüzerken,  kirasını ödeyemediği için evinden atılan, elektiriği, suyu, doğalgazı kesilen milyonların acısını acı kabül edecek bir iktidara ihtiyacı var Türkiye’nin.

Yeni Ufuk


Haber : 

Abone Ol