IMF’ye doğru…

Şu söz pek popülerdir.

Üç tür yalan vardır:

Yalan… Büyük yalan..İstatistikler.

TÜİK yıllık enflasyonu yüzde 68 olarak açıkladı. ENAG iki katı, ortasını buldu.

Enflasyon oranları hangi niyete yenirse o tadı veren ananasa döndü. Enflasyon sepetine atılan ürünler farklılaştıkça, rakamlar da farklılaşıyor.

Ama, çarşı pazardan az çok haberi olanlar, TÜİK’in rakamlarına baştaki özdeyişin penceresinden bakıyor !..

Şimşek yönetimi parayı kısarak talebi düşürmeye çalışıyor.

Vatandaşın elinde para yoksa alışveriş de kısıtlanır. Bu şekilde fiyatların düşmesi hesaplanıyor.

Piyasaya bakıyorsunuz, hakikaten alışveriş durmuş, AVM’ler sinek avlıyor. Vatandaş bazı temel ihtiyaçlarından ya vazgeçmiş durumda veya taneyle, gramla alışveriş yapıyor.

Dolara bakıyorsunuz, MB’nin faizi yüzde 50’ye çıkartmasına ve hazinenin bolca döviz satmasına rağmen ciddi bir iniş göstermiyor.

Bu yüzden özellikle gıda fiyatlarındaki tırmanma sürüyor.

Enflasyon dolar kuruna endekslidir. Dolar kuru düşerse enflasyon da düşer, ama düşmüyor işte !

Nedeni, halkın liraya güveni kalmadı. Elinde üç-beş kuruş birikse gidip altına dolara yatırıyor. Talebin çok olması bu kez altın ve doların fiyatını arttırıyor, o da enflasyonu…Şimşek ne yaparsa yapsın, ekonomi durmadan başa sarıyor…

Bu politikanın bir diğer göstergesi de ücretlerin mümkün olduğu düşük tutulmasıdır. Erdoğan seçim öncesi Şimşek’in kafasına uydu ve ortalama 20 milyonu aşkın oyu olan emeklileri dışladı, 31 Mart’ta göreceğini gördü sonunda !

Çıkış yok mu peki ?

Maliye Bakanı ile MB Başkanının IMF ve Dünya Bankası kapısına düşmeleri bir çıkışın (!) olduğunu işaret ediyor.

IMF denetiminde yeni bir kemer sıkma çıkışı yahut !..

Hayırlara vesile olsun !..

Yeni Ufuk

Haber :