İşverenler de desteklenmelidir !

Ekonomileri üzerinde enflasyonist baskının sürekli ve dikine bir seyir izlediği ülkelerde asgari ücretlerin satınalma gücü de sürekli erime süreci içinde olur. Bu yüzden kısa aralıklarla yeniden düzenlenir.

Bizde de böyledir.

Yeni asgari ücret, beklentilerin aksine, yüzde 50’ye yaklaşan bir zamla gerçekleşti. Ayrıca üzerindeki vergi yükü de kaldırıldı.

Bunun sonuçları şunlar oldu:

İşçi çıkartmalar daha etkili şekilde gündeme geldi/gelecek.

Nitelikli-niteliksiz işçiler arasındaki ücret farkları ortadan kalktı. Bir çok işyerinde üniversite eğitimi görmüş nitelikli bir işçi ile ilkokul mezunu niteliksiz işçinin ücretleri eşitlendi; pozitif ayrımcılığın yerini görece olarak negatif bir ayrımcılık aldı. Bu anlamda ücret eşitliği içinde eşitsizlik doğdu.

Özellikle küçük işyerlerinde, kayıtdışı ve ucuz istihdama yönelmenin yolunu iyice açtı.

Madalyonun bir de öteki yüzü var:

İşçilik maliyetinin yükselmesi işverenleri de zor durumda bıraktı. Ya işçi atacaklar ya da yükselen işçilik maliyetini ürün veya hizmetlere yansıtacaklar, bu da fiyatlara yansıyacak, pazarlama sorunu ortaya çıkacak ayrıca.

Hükümet, bu gibi gelişmelere karşı mal ve hizmet üreten işyerlerine karşı koruyucu ve destekleyici politikalar üretmek zorundadır. Çünkü her iki durumda da bunun siyasal faturası iktidara uzatılır.

Yeni Ufuk

Haber :