Tutkun'dan vekil Candan'a ağır sözler: "Sen madenciyi aptal mı sanıyorsun?"
Yayınlanma : 25-12-2012 | 19 : 00 05
Güncelleme : 25-12-2012 | 19 : 00 05
Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Osman Tutkun, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Üzülmez Müessesi Asma İşletmesi'nde 25 Aralık 2012 tarihinde, 08-16 vardiyasına gelen ve 24-08 vardiyasında ocaktan çıkan maden işçisine konuştu.
Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Osman Tutkun, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Üzülmez Müessesi Asma İşletmesi’nde 25 Aralık 2012 tarihinde, 08-16 vardiyasına gelen ve 24-08 vardiyasında ocaktan çıkan maden işçisine konuştu.
Konuşmasında TTK Yönetimi ve İktidar milletvekillerini sert bir dille eleştiren Tutkun alaycı bir tarzla; TTK Yönetimi için "Soma çalışmalarını durdurmasını TTK'ya yüklemeye çalışmış. Dışarıdaki dedikodulara bakarsan, bunların hepsi cemaat mensubu, bunlar yalan söylemez!.." derken vekil Candan için "Sen madenciyi aptal mı sanıyorsun. Ne yani milletin akıllısı sen misin?", şeklinde konuştu.
2013-2014 dönemini kapsayacak 25. Dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS)Hazırlıkları, TTK’ya işçi alımı konusu ve İnağzı-Bağlık sahasında sondaj ve galeri açma çalışmalarına ara veren SOMA A.Ş ile ilgili kamuoyundaki söylentiler hakkında bilgi veren Tutkun’un madenciye yaptığı konuşmada GMİS Üzülmez Şube Yöneticileri de hazır bulundu.
GMİS Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Tutkun yaptığı konuşmada şunları söyledi.
“Sevgili dava arkadaşlarım;
Bu aralar sizlerle sık sık bir araya gelemedik.
2 ay önce bir sağlık problemi yaşadım. Kalp ameliyatı geçirdim. Ve uzunca bir süre istirahatli kaldım. Bu nedenle de sizlerden istemeden de olsa uzak kaldım.
Allah’ıma çok şükür şimdi çok iyiyim. Yani motoru yenilemiş olduk. Bundan sonra mücadelemiz daha güçlü olacaktır.
Sevgili arkadaşlarım;
Yeni bir toplu sözleşme sürecine girmiş bulunmaktayız. Taslak çalışmalarımız tamamlandı. Bu sözleşme önceki sözleşmelerden daha çetin geçecek. Onun için hepimiz mücadeleye hazır olalım.
Sevgili madenci arkadaşlarım;
Bildiğiniz gibi 2 yıldan fazla zamandır TTK işçi alımı gündemde.
Sayın Genel Müdürümüz göreve gelir gelmez işçi alımında performans sistemi diye bir tanım gündeme getirdi. Neydi bu?
Ne kadar kömür çıkarsa o kadar ücret. Yani kömür çıkarsa para, taş çıkarsa para yok.
Bu sistem kölelik düzeninde bile görülmemiştir. Arkadaşlar bu sistem İş Kanunu ve Anayasa’ya aykırıdır. Sen daha yeraltında aynı işi yapan farklı farklı farklı ücret alan arkadaşlarımızın durumunu düzeltememişsin, üstüne üstlük işçi alırsak performans uygularım diyorsunuz.
Bu ülkenin yıllık taşkömürü ihtiyacı 25 milyon tondur.
TTK ve Özel sektör eliyle bu ihtiyacın 2.5-3 milyon tonunu karşılayabiliyoruz.
Yıllık dışarıya taş kömürüne verdiğimiz para 4 milyar dolardır.
Kömür son yılların altın çağını yaşıyor.
Sayın Genel Müdür ve iktidar milletvekilleri, kurumun devlet tarafından sübvanse edilen parayı konuşuyorlar.
2006 ve 2009 yıllarında işe alınan madenci arkadaşlarımızın ücretleri yarı yarıya düşürülerek fedakarlık yapıldığı halde, çalışan işçi sayısı düştüğü halde, zarar nasıl aynı kalıyor diye sormak yerine, hala işçi maliyetlerinden bahsetmek hangi akıl ziyanıdır.
Biz emek yoğun çalışan, en zor iş kolunda çalışmaktayız.
İşçi açıkları çığ gibi büyüdü. Bu kurum ne zaman işçi aldıysa üretim artmıştır. O nedenle işçi alınsın üretim artsın diyoruz.
Tabi ki yıllık 5 milyon ton üretim kapasitesi ile kurulan TTK, bugün 1-5- 2 milyon ton üretirse zarar eder. Yerin altında karaelmas var. Çıkarılmayı bekliyor.
Bu üretimi artırması gerekenler maden işçisi değil bu kurumun başındakilerdir.
Maden işçisi kendine verilen görevi her şart altında fazlasıyla yerine getiriyor.
Bizde sendika olarak bu haklı sebeplerimizle performans sistemine karşı çıktık.
Ama bu arada kuruma işçi aldırmak için yoğun bir çalışma sürdürdük.
Sayın Enerji Bakanımız Sendikamızı ziyaret etti.
Ziyaretinde, “TTK yetkilileri ile ücret konusunda anlaşın. Hazineyi ben ikna ederim” dedi.
Bu görüşmelerden sonra Sendika olarak Genel Başkanımız öncülüğünde, Ankara’da Zonguldak Milletvekilleri, TTK yetkilileri ve Türk-İş Yöneticilerinin de katıldığı bir dizi toplantılar yaptık.
TTK’nın gündeminden performansa dayalı ücreti kaldırdık. Kuruma alınacak yeni işçilerin ücreti konusunda TTK yetkilileri ile Sendika olarak aşağı yukarı çok az fark olsa da anlaştık.
Ve Enerji Bakanımız ile Ankara’da yapılan görüşmeleri de an be an Zonguldak kamuoyuna aktardık, bilgilendirdik.
Sevgili Madenci kardeşlerim.
Sizler bu süreci, gerek bizim verdiğimiz bilgilerle ve gerekse yazılı ve görsel medyadan takip ettiniz. Öyle ki yaklaşık bir yıldır iktidarın yöremiz milletvekilleri sık sık işçi alımı konusunda açıklamalarda bulundular.
Kuruma şu kadar işçi alınacak, yok 2492 kişi alınacak, yok sonbaharda alınacak, yok 2012 yılının sonunda alınacak.
Yok, Enerji Bakanı bizzat Zonguldak’a gelerek müjdeyi kendisi verecek türünden açıklamalarda bulundular.
Ülkemizin en fazla işsizinin bulunduğu bölgemiz insanını umutlu bir beklenti içine soktular.
Ve öğrendik ki tüm bunlar birer oyalama, dikkatleri başka yöne çekme taktiğiymiş.
Bizlerin dikkatini işçi alımına yönlendirirken kapalı kapılar ardında başka hesaplar, planlar yapılıyormuş.
Değerli madenci arkadaşlarım,
Dava kardeşlerim;
Bildiğiniz gibi yaklaşık 1,5 sene önce SOMA A.Ş diye bir şirket kömür çıkarmak için Zonguldak’a geldi. İnağzı-Bağlık kesimindeki Rödovans sahasını aldı. Hep izledik, takip ettik. Okuduk, kendi ağızlarından dinledik.
Büyük iddialarda bulundu ve Üzülmez’e, yanı başımıza şirketini yerleştirdi. Ve buradan Desendre çalışmalarına başladı. Biz önce dedik ki bu ne iş?
Hepimizde biliyoruz ki Zonguldak’ta derin kömür işletmeciliği yapmak için önce derin kuyu açılır.
Sonra galeri, anayol, taban yolu sürülür. Onlar dediler, “Biz farklı ve yeni bir yöntem izleyeceğiz”. Ve aradan aylar geçti. Bomba patladı. SOMA A.Ş çalışmaları durdurmuş.
Niye? TTK Yönetimi bunları kandırmış. Allah çarpar. Bizimkiler yalan söylemez. Hepsi cemaat mensubu. Ne yalanı?
Zonguldak’ta bunlar konuşulurken birden işçi alımı gündemden düştü. İktidarın Zonguldaklı vekilleri ve yerel yönetimi birden ağız değiştirmeye başladılar.
Yine Zonguldak’ta SOMA’nın TTK’dan Üzülmez Müessesini istediği fısıltı dedikodularıyla yayılmaya başladı. Ankara’ya milletvekillerimizle görüşmeye gittiğimizde gördük ki, bu oyun çoktandır oynanmakta ve bizzat iktidar milletvekilleri de bu kumpanyanın içindeler.
Nasıl ki? Daha geçen gün Sayın Ercan Candan’ın açıklaması var yerel basında.
Ne diyor Sayın Vekil?
TTK’yı kapatmayacağız. Verimsiz yerleri özelleştireceğiz. Ne yani milletin akıllısı sen misin?
Madenciyi aptal mı sanıyorsunuz? Doğru siz Afrika’da yaşadığınız için madenciyi tanıma fırsatınız olmamıştır. Ama diğer arkadaşlar size yeterince madenciyi anlatmamışlar anlaşılan.
Hangi özel şirket verimsiz yerlere yatırım yapar da oralardan kar etmeyi düşünür.
Senin verimsiz dediğin yerler 7 düvele yetecek kömür rezerviyle dolu.
Sayın il başkanı çıkmış kokuşmuşluktan bahsediyor ama sadece çalışan madenciden örnek veriyor.
Her dönemin adamı olan, sadece amaçları kurumun tükenişine çanak tutan, özelleştirme yanlısı, kurumu verimli kılmak için hiçbir proje üretmeyen, kafa kol ilişkileri ile gününü gün eden Genel Müdürlükteki yatanları tepeden tırnağa değiştireceksin.
Aldığımız bilgiler doğrultusunda, kurulan komisyondaki kişilere bakın. Fen Tekniğe bakın. Satına almaya bakın. Ne demek istediğimi anlarsınız. MEKSA’ya verdiğimiz işlere bakın.
Sevgili madenci dostlarım,
Gelelim Sayın Genel Müdürümüze; Sayın Genel Müdür ne diyor? Bu kurum bundan öncede zarar ediyordu. Ne yani? Sen niye geldin o zaman? Çözüm bulamıyorsan gereğini yaparsın.
Zararın arkasına sığınamazsın. Ama Genel Müdürümüz hala görevinin başında.
Sevgili arkadaşlarım;
Biz herşeye rağmen üretmeye devam edeceğiz. Çalışırken, üretirken canımızı verdik, kanımızı akıttık. Kolumuzu, bacağımızı feda ettik. Ama çalışmaya devam ettik.
Sevgili arkadaşlarım;
Hepiniz bizzat yaşadınız; Üzülmez Müessesinde çalışan işçilere yani bizlere diğer müesseslerden farklı keyfi baskılar uygulanmaya başlamıştı. Hatta bu keyfi baskılara karşı zaman zaman eylemlerde yaptık. Öyle yıldırma politikaları yaptılar ki üzerimize kapı kilitlediler.
Günümüzde cezaevlerinin kapıları bile kilitlenmezken, bize çağdışı köle muamelesi yaparak psikolojik baskı uyguladılar. Ama başaramadılar. Bu kurum dedelerimiz, babalarımız döneminde 40 bin 30 bin işçi çalıştırırken kurum 5-6 daire başkanlığı ile idare edilirken işçi sayısı 10 bine düştü daire başkanlığı 14-15’e çıktı.
Niye?
Yandaşlara daha iyi imkan sunmak için.Peki görevlerini yapabiliyorlar mı? Biliyorsunuz bir eylemimiz oldu. Toplu sözleşmemizden doğan yakımlık kömür hakkımızı alamadığımız için.
Suçlu biz olduk. Demediler ki haklarını arıyorlar.
Demediler ki, Kömür Satın Alma Daire Başkanlığının görevi ne?
Ama kolayı var. Suçlu kim işçi.
Vurun abalıya. Ama takke düştü kel göründü. Bütün hesaplar Üzülmezi altın tepside birilerine peşkeş çekmekmiş.
Sevgili dostlarım;
Bizler bu oyunu bozmak zorundayız ve bozacağız.
Bizler alın terini, kömür tozuyla karıştırıp dünyanın en zor işini yapan maden işçileriyiz.
Bizler ölümü göze alarak ekmeğimizi kazandığımız bu ocakları kimseye peşkeş çektirmeyiz.
Yine arkadaşlar şu an son zamanlarda gizli gizli komisyon söylentileri olurken birde 5 tonluk araba meselesi çıktı ortaya.
Zonguldak’ın gündemi SOMA ile meşgulken neymiş efendim Üzülmezin müdürleri Soma’ya 5 tonluk araba almaya gitmişler. Sağolsunlar, varolsunlar zahmet etmişler.
Arkadaşlar şu an Üzülmez müessesinde çıkan kömür 1800 ton. Elimizde olan araba sayısı 450 tane 5 tonluk. Nasıl ihtiyaç oluyor da 300 tane 5 tonluk almaya Soma’ya gidiyorsunuz? Açıklamasını, izahını bir yapın Allah aşkına.Ya! bırakın bu işleri, kim neyin peşinde, biz hepsini biliyoruz.
Kimse kafa kol ilişkileri içine girmesin. Bizler özel sektör düşmanı değiliz. Bizler ekmeğimize, aşımıza göz konulmasına karşıyız.
Bugün Armutçuk ve Amasra’da özel sektör olarak çalışan HEMA var.
Oradaki maden işçilerini örgütledik.
Genel Maden İşçileri Sendikası’nın aile fertleri oldular. Amasra’da HEMA bugün büyük yatırımlar gerçekleştirmiş durumda. HEMA bugün Amasra’da 3 tane kuyu açmış durumda.
Biz özel sektör düşmanı değiliz. Özel sektörün, bizim çalıştığımız hazır alanlara göz koymasına karşıyız.
Ben buradan siyasi iktidara, TTK yetkililerine ve ocaklarımızda gözü olanlara sesleniyorum.
Bu düşüncelerinizden vazgeçin. Bu düşünceleriniz sakat düşüncelerdir. Huzur bozacak düşüncelerdir. Maden işçisinin moral ve motivasyonunu bozmayın.
Bizler bu Vatan ekonomisine katkı verirken, 5 bin şehidi olan,doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine her bölgeden insan barındıran mozaik bir şehiriz.
Osmanlı döneminden, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne bu ülkenin ekonomisine canımızla, kanımızla karaelmasımızla katkı veriyoruz.
Bu ülkenin Zonguldak’a borcu vardır.
Bizim milletvekillerimiz devletin verdiği sübvansiyonu bile zarar olarak anlatıyor.
Milletvekilinin görevi zararı konuşmak değil, bu kurumu yaşatmaya çalışmaktır.
Şayet bu düşünceleri hayata geçirmeye kalkarsanız biz kavgaya hazırız.
Bunu da böyle bilin.
Geçmişte maden işçisi bunun örneğini verdi.
Ocaklarımızı, ekmek teknemizi, çocuklarımızın geleceğini buralarda gözü olanlara teslim edecek miyiz?
Etmeyeceğiz.
Buyursunlar gelsinler de görelim.Biz buradayız.
Hazır mıyız arkadaşlarım?
Sevgili arkadaşlarım;
En doğru bilgileri sendikanızdan alınız.
Bu dönemde fitne, fesat, dedikodu çok olur.
Bilgi kirliliği çok olur.
Şubenize, temsilcinize, sendikanıza güvenin.
Zaman birlik, beraberlik zamanı.
Zaman, mücadele zamanı,
Zaman omuz omuza verme zamanı.
Sevgili madenci kardeşlerim
Önümüzdeki süreçte sık sık bir araya geleceğiz.
Şuna emin olun ki, şartlar ne olursa olsun.
Sizin emrinizde olduğumuzu bilin.
Bizim eğileceğimiz, önümüzü ilikleyeceğimiz tek yer maden işçisidir.
Bu duygu ve düşüncelerle işten çıkan arkadaşlara geçmiş olsun, iyi istirahatler,
İşe giden arkadaşlara da hayırlı işler, kazası belasız çalışmalar diler, en içten sevgi ve saygılarımı sunarım.
Uğurlar ola maden işçisi arkadaşlarım.”
Haber :
ETİKETLER : Yazdır