Açlık sınırının 28 bin liraya, yoksulluk sınırının da 87 bin liraya ulaştığı açıklandı.
Bu demektir ki emekçilerin yarıdan çoğu aç, geriye kalanlar yoksul !
Buna karşılık Maliye Bakanı Şimşek ekonominin iyiye gittiğinin, enflasyon hızının yavaşladığını söylüyor !
Enflasyon artış hızının yavaşlaması savı (ki TÜİK bunu abartıyor) diyelim ki doğrudur. Ancak sonuçta bir genellemedir bu. Sadece temel ihtiyaç maddelerinin fiyat sirkülasyonunu belirleyemez. Enflasyon düştüğü halde örneğin gıda fiyatları artabilir.
Bunun nedeni ise arz-talep ritminin bozulması, daha açık bir ifadeyle üretimin talebin altında kalmasıdır.
Çare, ücretlerin kısılması, faizlerin artması şeklinde şekillenir. Yani halkın daha az tüketmesine yolaçacak önlemler alınır.
Bizde yapılan bu !
Gerçek çare ise, öncelikle üretim artışının sağlanmasıdır. Talebin ritmine uygun bir üretim ritmi tutturulması fiyatları kendiliğinden dengeler.
Diğer önlemler halkın alım gücünü yükseltme ve vergileri demokratize etmektir.
Bu yapılmıyor. Halkın alım gücünün gitgide düşmesi sorununu temelden çözecek önlemler değil, halkın aleyhine palyatif önlemlere alınıyor.
İktidar da görüyor ki bu böyle gitmiyor!
Yeni Ufuk
Haber :

















