20 Ağustos tarihinde Alaplı’da kanlı bir infaz gerçekleştirildi.

Yavuz Beşikçi ve yanında bulunan Emine Arslan öldürüldü.

Bu cinayet ‘gizemiyle’ bölgenin aurasını değiştirdi.

Hatta, medya haber atlatmak için birbiriyle yarışırken Emine’ler karıştı.

‘Öldü’ diye haberlere konu olan kızcağız, 1 gün sonra adliye’de ortaya çıkarak; ‘Ben ölmedim’, dedi.

Gazeteciliğin hamurunda ‘1’e 1’ katmak doğaldır.

Okuyucu karşısında haberin ‘zararsız’ süslenmesi, haberin okunma oranını arttırır.

Gazeteciler genelde böyle yöntemlere başvururlar.

Ama bu senaryoda ipin ucu kaçtı!..

1’e 1000 katıldı.

İlk günden bu yana senaryo kartopu misali büyütülüyor.

Mesela, medya kanallarının ısrarla yazdığı gibi, Beşikçi cinayetinde ‘uzun namlulu silah’ falan kullanılmadı. Cinayet, 2 adet 9 mm silah ile işlendi.

Gerçi bu abartının en masum olanıydı.

Sonrası tam bir film senaryosu..

Bazı medya kanallarına düşen haber aynen şu:

“Yavuz Beşikci ve Emine Aslan cinayetinin failleri, 12 Eylül Cumartesi günü Karadeniz Ereğli’ye gelip öldürecekleri 5 kişinin evlerini tespit edip, kamera görüntülerini çekip ilçenin belli noktalarına Kaleşnikof ve Uzi marka silah yerleştirdi. Şüpheliler satın aldıkları jetski ile denizden gelip, cinayeti işledikten sonra denizden kaçacaklardı. Havanın kötü olması nedeniyle deniz yolunu kullanamayan zanlılar, Jandarmanın film gibi operasyonu sayesinde Sakarya’da saklandıkları yerde yakalandı.”

Tamamen uydurmaca!..

Hiçbir resmi kayıtta böyle bir bilgi yok!..

Valiliğin basına servis ettiği haberde kamera kayıtlarından söz edilmiyor bile..

Yine basına servis edilen görüntülerde de Kaleşnikof ve uzi marka silahlar yok!..

Jetski zaten hayal ürünü..

Anlayacağınız, bu habercilik değil, senaristlik!..

Valilik ve jandarma’nın bu senaryoya el atması ve kamuoyu ile doğru bilgiyi paylaşması gerekiyor.

İşin diğer ilginç tarafı ise şu:

Nedense, Jandarma’nın ‘film gibi’ operasyonundan da en ufak bir görüntü yok!..

Umarım yakın zamanda bu görüntülerde servis edilir.