Yeni Ufuk Gazetesi  - Kdz Ereğli ve Zonguldak bölgesel haberler
 
logo
  •  
    •  » TEKNOLOJİ
    •  » MEDYA
    •  » FOTO GALERİ
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » TÜM HABERLER
    •  » YAZARLARIMIZ
    •  » ARŞİV ARAMA
    •  » HABER ARA
    •  » SEKTÖR
    •  » KÜNYE
  • ZONGULDAK
  • KDZ.EREĞLİ
  • ALAPLI
  • GÜLÜÇ
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • SPOR
  • POLİTİKA
  • MAGAZİN
  • YAŞAM
  • DÜNYA
  Kdz. Ereğli’de silah kaçakcılığı operasyonu: Üç şüpheli adliyeye çıkarıldı
  Futbolda bahis operasyonu derinleşiyor! 17 ilde 35 gözaltı!
  CHP Zonguldak’ta İktidarı İstifaya Davet Etti
  Özgür Özel Zonguldak’ta, Mansur Yavaş’a soruşturma iznine sert tepki gösterdi
  Kdz. Ereğli’de Yağışla Birlikte Trafik Kazası: Şans Eseri Yaralanan Olmadı
  Film Gibi Uyuşturucu Operasyonu! Zonguldaklı Esnaf Tutuklandı
  Emekli polis kahvehanede dehşet saçtı: 2 ölü, 2 yaralı
  Zonguldaklı iki hakem listede
  İşletmeci’den itiraf: “Kiranın 22 bin TL’si TTK’ya, gerisi Derya Akbıyık’a veriliyordu”
  Zonguldakspor șike yüzünden küme mi düştü?
15 Aralık 2025 Pazartesi
12 Eylül döneminde Atatürk’ü Anma..

12 Eylül döneminde Atatürk’ü Anma..
11 Kasim 2013 15:47:14

Yazar :

  • Whatsapp ta Paylaş

Fener Lisesi’nde çalıştığım yıllar. Yöneticilik dönemimdi.  12 Eylül 1980 darbesi daha yeni yapılmıştı. Yine her zaman büyük bir önem ve değer verdiğimiz Atatürk’ü Anma Töreni çalışması içindeydik. Bu kez okul olarak “Valilik” adına bir “Atatürk’ü Anma Töreni” düzenleyecektik.  Ancak bir de “sıkıyönetim dönemi” olması da tedirgin ediyordu bizleri. Program; metinler, şiirler, tablolar, o güne özgü Fener Lisesi Gazetesi taslağı, kitap sergisi listesi, salona asılacak pankart yazıları, yapılacak işler ayrıntıları ile anlatılarak Milli Eğitim Müdürlüğü’nün onayına gidiyordu. Sadece orada kalsa iyiydi. Oradan da Sıkıyönetim Komutanlığı’na gidiyordu. Onların onayından sonra program uygulanabiliyordu.

“Fener Lisesi 10 Kasım 1980 Atatürk’ü Anma Programı” Halk Eğitim Başkanı Pakize Başçelik’in çabalarıyla “onay” alabilmişti. Ama Pakize Başçelik, özel olarak benimle de görüşmek istemişti. Gittiğimde “bir şiirdeki bazı kelimelerin çıkarılması veya yumşatılması istenildiğini” belirtmişti. “Dikkatli olun!” diye de uyarmıştı. Pakize Hanım, bu isteğin hangi makamdan geldiğini söylememişti .

 “Atatürk’le Yürümek” adlı kendi yazdığım şiirin bu bölümü şöyleydi.:      

“Yüzyılların ihmali cehalet ve taassup

Karasakallarla kaplamış Anadolu’yu

Miskinlik yuvası tekkeler, tarikatler

Erkekler fesle, sarıkla, cüppeyle uyuşmuş

Çarşaf-peçe içinde kadınlarımız kaybolmuş.

Uygar insan olduğumuzu göstermek için

Örnek olmuş Büyük Ata ulusuna

Kaldırmış bu çağ dışı giysileri

Ve Medeni Kanunla kul, yurttaş olmuş” .

Bu uzun “koral şiir”in bu bölümündeki ilk 5 dizenin  düzeltilmesi  söylenmişti. Bu “istek”  şaşırtmıştı beni. Anlatılan 1920’ler Türkiyesi idi. Cumhuriyet’le ve Atatürk Devrimi ile çağdaşlaşma yolunda nelerin değiştiği anlatılmak isteniyordu. Ayrıca şiirdeki  düşünsel ve anlamsal bütünlük de bozulacaktı. Bu “baskı” veya “istem” konusunda arkadaşlara herhangi bir  şey söylememiştim. Ama “şiir korosu”nun okuduğu şiir,  tarafımdan nasıl yazıldıysa anma töreni sırasında da öyle okunmuştu. 

                  Atatürk’e Son Mektup

 Program içinde Halim Yağcıoğlu’nun “Atatürk’e Son Mektup” adlı ünlü şiirini güçlü ve tok sesi ile öğrencim Gürdal Mutlu okuyordu. Okuyordu ama şiirin “Siz beni hâlâ anlayamadınız / anlayamayacaksınız çağlarca da” gibi bölümlerini elini öne doğru sallayarak, sanki önde oturanlara hitap ediyor gibi okuduğunun farkına varan  bir öğretmen arkadaşım beni uyardı. “Hocam, Gürdal’ın elini salladığı yerde protokol oturuyor, başımıza bir iş gelmesin!”. Baktım ki  Gürdal Mutlu, farkında olmadan parmağı ile sanki öndekileri işaret ediyor gibiydi. Ne olur ne olmaz bu görüntü başımıza iş açabilirdi.

Öğrenciyi çağırdım: “Oğlum Gürdal, bak şiiri tam sahnenin ortasında okuyorsun. Hemen ön tarafta da Vali, Paşa, Belediye Başkanı oturuyor, sonra diğer ilgililer, yetkililer var. Sen elini farkında  olmadan onlara doğru sallıyorsun ya, sanki parmağınla da onları işaret ediyormuşsun gibi görüntü veriyorsun. Orada oturanlar da seni bizim yönlendirdiğimizi sanabilirler, öyle düşünebilirler. Ondan sonra ayıkla pirincin taşını. Tamam mı oğlum. Elini yukarılara doğru kaldır, balkona doğru bak, oraya salla. Tamam mı oğlum, haydi bakalım!”. Gürdal “Tamam Hocam!” dedi ama, bir tedirginlik yaşadığı da belli oluyordu.

Program sırasında bizim Gürdal, sahneye çıktığında kendini şiire öyle kaptırdı ki, yapılan bütün uyarıları unutmuş, şiiri kendi bildiğince, fakat büyük heyecanının verdiği coşkuyla gürül gürül okumuştu. Ama yapma dediklerimizi de yaparak!. Çok büyük de alkış almıştı salondan. Program sunucusu öğretmen Sevda Orhan öğrenciye, “çok güzeldi” dedikten sonra bana dönerek “inşallah bir sorun yaşamayız” demişti.

Atatürk’ü Anma Programı, 10 Kasım 1980 günü aynı saatte EKİ Radyosu’ndan da yayınlanıyordu. Konuşma ve şiirlerin eleştirel oluşu, bir-kaç EKİ yöneticisini de hoplatmış, derhal Radyo görevlisini arayarak “Ne oluyor? Ne yapıyorsunuz? Kim koydu bu programı?” gibi sorular sormuşlar. Görevli de “Vilayetten izinli Fener Lisesi programı” olduğunu bildirmiş  arayanlara.

Gürdal Mutlu’nun anımsadıkları

Değerli öğrencim Gürdal Mutlu, yıllar sonra bana şu notu gönderdi. “O günü hiç unutur muyum Hocam, anlatmaya kalksam kitap olur. İsterseniz ufak bir ayrıntıyı anlatayım. Hatırlarsanız bu şiiri okuma konusunda zorlandığımı hissederek provalar sırasında size “Öğretmenim ben bu işi yapamıyacağım” demiştim.   Siz o anda gözlerimin içine bakarak, “Bu şiir okunacak ve bu şiiri de Gürdal Mutlu sen okuyacaksın” demiştiniz. O anda benim o şiiri okumaktan baksa çarem olmadığını anlamıştım. Peşinden şöyle bir cümleniz daha oldu  “Gürdal Mutlu, devekuşu gibi toprağa gömdüğün kafanı kumdan çıkar. Sana verilen görevi layıkıyla yapacağından hiç şüphem yoktur.”   Sizin bana olan güveninizi  işte o zaman daha iyi anladım.

Bu işin bir başka boyutu daha var Hocam. Program bittikten sonra protokolden ve yetkililerden çok kişi bizleri tebrik etti. Biz de o coşkuyla şaka-şamata içinde okula geldik. Ama babamın arkadaşları hem program sırasında hem de sonrasında EKİ’den babamı aramışlar. ‘İhsan Bey, oğlun radyoda bir şiir okudu ki sorma. İnşallah içeri atmazlar!’ diye. Şimdi siz babamın halini bir düşünün. Çakılıp kalmış olduğu yerde..”

Biz okul olarak Atatürk’ü Anma Törenini, Belediye sinemasının dış kapısındaki ilan tahtalarına koyduğumuz afişler, giriş holündeki kitap sergisi, salondaki pankartlar, programdaki konuşmalar, okunan şiirlerle, o güne özgü çıkardığımız Fener Lisesi Gazetesi içeriğiyle tam bir bütünlük içinde, Atatürkçülüğü eleştirel bir bakış açısıyla anlatmaya çalışıyorduk. Öğrencim Ayşe Danacıoğlu’nun (şimdi Mert), kompozisyon yarışmasında il birinciliğini kazanan konuşması da öğrenci gözüyle aynı içerikteydi. Program sonrasındaki kutlamalardan bunu başardığımızı anlıyorduk.

                “Frak ve Sarık”

O gün çıkarılan Fener Lisesi gazetesindeki “Frak ve Sarık” başlıklı anektodu özetle bir kez daha okuyalım. Türk Ocaklarının kurultayı yapılacaktır. Üçyüz kadar delege Ankara’da toplanmıştır. Gençlerin isteği üzerine Mustafa Kemal Paşa,  Büyük Millet Meclisi’ndeki salonunda Kurultay delegelerini kabul eder. Gazeteciler ve delege olmayanlar dışarı çıkarılır ve kapılar kapanır.

Mustafa Kemal Paşa, İtalya ile aramızdaki gerginlik ve eğitim üzerindeki sözlerinden sonra karşısındaki delegelerden bulundukları şehirler ve ocakları hakkında ayrı ayrı bilgi alır. Mustafa Kemal’in konuşmasının tam da bu noktasında, delege arkadaşlardan biri, heyecanla atıldı:

-Paşam!..dedi, müsterih ol…Bu devrim yerleşmiştir. Millet bunu anlamıştır, benimsemiştir. Devrimlerimizin, halk tabakalarına kadar her tarafta kökleşmiş olduğu muhakkaktır. Bundan emin ol, Paşam!..

Mustafa Kemal, bir an durdu. Sonra, hepimize teker teker sordu:

-Arkadaşınızın bu fikrine ne dersiniz?

Verilen cevaplar içinde, bu fikre kesin şekilde iştirak edeni yok gibiydi. Herkes aşağı yukarı belirsiz konuştu. Bunun üzerine Paşa;

-Arkadaşlar…dedi, devrimimiz henüz yenidir. Dedikleri gibi; kökleşip, benimsendiği hakkındaki kaanatlerimiz ancak ileride karşılaşacağımız olaylarla tahakkuk ve teeyüt edecektir. Fakat şimdi şuna emin olmalısınız ki, bugün başına şapka giyen, sakalını bıyığını tıraş eden, smokin ve frakla cemiyet hayatında yer alanlarımızın çoğunun kafalarının içindeki zihniyet hâlâ sarıklı ve sakallıdır.

Büyük Ata’nın olaylarla gerçekleşen bu sözü, hâlâ kulaklarımdadır. Anlatan:Tevfik Noyan: “Nükte ve Fıkralarla ATATÜRK”- Niyazi Ahmet Banoğlu- (2.Baskı) Sayfa: 679-682- İnkılap ve Aka Kitabevi -1981 İstanbul.)

ETİKETLER : Yazdır

      Yorumlar
    Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
    Henüz bir yorum yapılmamış

    Diğer Yazıları


    • Zonguldak İçin!
      13-05-2011 | 21 : 55 18
    • Yorgun Proje!..
      31-05-2011 | 17 : 50 17
    • YURTTAŞLIK BİLİNCİ..
      02-11-2011 | 14 : 20 09
    • Atatürk?ü Anlamadan!
      10-11-2011 | 17 : 33 24
    • Karadeniz sahilinin kraliçesi..
      14-05-2011 | 10 : 30 08
    • ÜSLÛB-I BEYAN AYNIYLE İNSAN..
      29-01-2015 | 00 : 50 04
    • Demokles?in Kılıcı!
      03-02-2012 | 17 : 09 47
    • Umut Fakirin Ekmeği
      14-05-2011 | 02 : 20 07
    • Çarşı ortasında üç ulu çınar!
      29-12-2011 | 21 : 52 29
    • Filyos Vadisi Masalları
      14-05-2011 | 10 : 30 47
    • Çocuklar NUTUK okuyor..
      20-02-2017 | 19 : 25 03
    • Anadil, Anadili, Dil Ailesi..
      14-01-2012 | 01 : 53 58
    Tüm Yazıları

    Köşe Yazarlarımız


    • Sina Çıladır
      PAZAR(TESİ) SOHBETİ
    • Sina Çıladır
      VERGİ YÜZSÜZLERİ
    • civileme
      MÜZEYYEN
    • Gamze Gayret
      KAPISININ ÖNÜNDE PİSLİKTEN GEÇİLMEYENLER SATILMIŞ GEBEŞ'İ ELEŞTİRİR OLMUŞ.../ÖZCAN ÖZMEKİK'İN ARKADAŞINA NASIL CEZA KESERSİN SEN ABDURRAHİ
    • Zehra Çıladır
      “MOR DÖNÜŞÜM”
    • Hasan Hüseyin Yalvaç
      SEVGİLİLER GÜNÜ
    • M.Kademoğlu
      EYLÜL DEYİNCE..
    • Melda Yenin
      ELEŞTİRİ.. ONARMAK MI, YIKMAK MI?

    Çok Okunan Köşe Yazıları


    • BUGÜN
    • BU HAFTA
    • BU AY

    » Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor
    • Sina Çıladır
      VERGİ YÜZSÜZLERİ
    • Sina Çıladır
      PAZAR(TESİ) SOHBETİ
    • Sina Çıladır
      UFUK TURU
    • Sina Çıladır
      KÜRTLER KİME OY VERİR ?
    • Sina Çıladır
      SOSYAL DERİNLİĞİ OLMAYAN HAKLAR FASA-FİSODUR !..
    • Zehra Çıladır
      “MOR DÖNÜŞÜM”
    • Gamze Gayret
      KAPISININ ÖNÜNDE PİSLİKTEN GEÇİLMEYENLER SATILMIŞ GEBEŞ'İ ELEŞTİRİR OLMUŞ.../ÖZCAN ÖZMEKİK'İN ARKADAŞINA NASIL CEZA KESERSİN SEN ABDURRAHİ
    • Sina Çıladır
      VERGİ YÜZSÜZLERİ
    • Sina Çıladır
      ÖZLEMİŞİZ
    • Gamze Gayret
      DENİZ YAVUYILMAZ'I KİMSE DOĞRU BİLDİĞİ YOLDAN ALIKOYAMAZ.../KENDİ KUSURLARINI GÖREMEYEN ULUPINAR...
    • Bize Ulaşın
    • Künye
    • Reklam
    Yeni Ufuk Gazetesi  - Kdz Ereğli ve Zonguldak bölgesel haberler

    © yeniufuk.com.tr

     Künye - iletişim
     

    Mobil uygulamayı indirmek için tıklayınız


      Müftü Mahallesi Ateş Ahmet Sokak Cerrahoğlu İşmerkezi Kat:5 no:2
    Kdz.Ereğli/Zonguldak
      03723121008
      eregliyeniufuk@gmail.com
     
    İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
    Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.