• 

Ankara Vatan gazetesinde çalıştığım yıllar, 1967-68 gibi sanırım. Yazı işleri müdürümüz Ergin İnanç(rahmetli) bir işi nedeniyle gelemediği için, 1. sayfayı yapan Etem Yazgan (rahmetli) Ağabeye yardımcı olmaya çalışıyorum. O sırada Süleyman Demirel?in bir konuşması geldi teleksten. Sanırım Samsun konuşması idi. O zamanlar, bilgisayar yoktu, olmayınca kes-biç-yapıştır işlemi de yoktu. Demirel?in konuşması 25 sayfa vardı. Etem Ağabey ?şu yazıyı kısalt!? dedi. 20 sayfaya indirdim. ?Kısalt kısalt!? dedi. 15 sayfa oldu. Etem Ağabey sanki dediğini anlamamışım gibilerinden bakarak, ?Devam devam!? dedi. Yazı 10 sayfaya indi. ?Kısalt kardeşim!? dedi. Yazı 5 sayfaya indi. ?Anlamıyor musun kardeşim kısalt dedik!? dedi. Yazı 5 sayfaya indi. Etem Ağabey ?Kıı-salt, kııı-salt!? dedi. Yazı 1 sayfaya indi. Etem Ağabey ?Eh!? dedi.
Bu kez de yazıya başlık koymamı istedi. ?Demirel Samsun?da şöyle dedi?. Etem Ağabey ?Olmamış? dedi. ?Demirel böyle dedi? Etem Ağabey ?ı-ııh!? dedi. 10 kadar başlık attım, Etem Ağabey?e beğendiremedim. En sonunda tepem attı, bir üst başlık, bir alt başlık attım: ?Demirel Samsun?da konuştu: Dedim-Dedi? diye yazıp önüne ittim. ?Beğenmezsen artık kendin yazarsın? dedim. Etem Ağabey beklemediğim bir şekilde ?Tamam, işte bu, olmuş!? dedi. Ben şaşkın bir halde bakarken, Etem Ağabey, muhalefet gazetesi olduğumuzu hatırlatarak; ?Dedim-Dedi?, tamam. ?Demek ki Demirel bir şey dememiş? dedi. ?Hemen başlığı düzgün yaz, matbaaya gönder, yazıyı dizsinler? dedi.

Önceki gün Başbakan Erdoğan?ın Zonguldak mitingini izlerken 40-45 yıllık bu anı canlandı gözümde. Etem Ağabey ile yine birlikte çalışsak, önce Başbakan?ın konuşmasını aynı şekilde bir sayfaya kadar indirtir, başlık koy, derdi. Ben de ?Başbakan TTK?yı üfürdü, Filyos Vadisini süpürdü, muhalefete köpürdü? diye başlık atar, beğenmesi için Etem Ağabeye gösterirdim!..
Yazılı ve görsel basın ne kadar abartsa da Başbakan Zonguldak için yeni sayılabilecek, somut, gerçekçi hiçbir şey söylemedi. Ayrıca, Haberal ve Kılıçdaroğlu için ağır cümleler kullanması, Demirel için söyledikleri, dini siyaset arenasına taşımasının da hoş karşılanmadığını belirtmek gerekir. Bir de üniversite(ZKÜ) konusundaki gafı, hepsinin üstüne tuz-biber ekti denilebilir. Miting öncesi günlerde AKP sözcüleri,?En önemli projelerinden birisinin Filyos Vadi Projesi olduğunu? söyleyerek,?beklenti içinde olduklarını? belirtmişlerdi..
Yılların politikacısı Sayın Toptan ise: ?Filyos Projesiyle ilgili teknik olarak yapılması gereken hemen hemen her şeyi yapılmıştır. Liman için çok önemli olarak ifade edilen radarın Bartın?a nakli sorunu çözülmüştür. Sedde çalışmaları sürmektedir. Bundan sonra artık yer tahsisi kalmaktadır. Bir de bunun statüsü ne olacağı yönünde çalışma yapılıyor. Ankara buranın önemini bildiği için yönetimin Ankara?da olmasını istiyor. Ya öyle olacak ya da bildiğimiz klasik organize sanayi bölgesi şeklinde değerlendirilecek. Ama her halükarda burası artık yatırıma, yatırımcıya açılabilir hale gelmiş durumdadır. Bunun mutluluğunu duyuyoruz.?
Başbakan ise konuşması sırasında konuyu çok kısa bir-iki cümle ile geçiştirdi adeta: ?Filyos projesi Karadeniz?in çılgın projesidir. Karadeniz?in kaderini değiştirecektir. Filyos Limanı?nın imar çalışmaları tamamlanmak üzere. Filyos Çayı Taşkın Koruma Projesi 2.Kısım inşaatına süratle devam ediyoruz. İnşallah bu sene içinde bu projeyi tamamlamayı planlıyoruz? dedi.

Proje kapsamındaki Köprübaşı barajının temelinin 2002 yılında Enerji Bakanı Zeki Çakan tarafından atıldığını belirterek proje konusunda bazı hatırlatmalar yapalım ve Vadi Projesinin master planından bazı bilgiler aktaralım: 7 adet pompaj sulaması tesisi; Köprübaşı, Çay, Andıraz, Aktaş, Araç barajları, 8 adet sel kapanı, 7 adet su toplama tesisi ve 6 adet hidroelektrik santralini(HES), taşkın koruma çalışmalarını içeriyor. 13.300 kilometrekarelik bir alanı kapsayan ve Bolu-Gerede, Mengen,Yeniçağa ilçeleri; Çankırı-Bayramören, Çerkeş ilçeleri; Kastamonu-Araç ilçesi; Karabük-Eflani, Eskipazar ilçeleri; Zonguldak-Devrek, Gökçebey, Çaycuma ilçeleri ile Karabük ve Bartın arazilerinin bir bölümünü de içine alıyor.
Filyos Limanı ise 13 adet iskelesi olan 25 ton/yıl kapasiteli bir limandır ve 20 metre su derinliği sayesinde 160- 180 bin tonluk gemilerin yanaşabileceği öngörülür.
Sayın Başbakan, ?İnşallah bu sene içinde bu projeyi tamamlamayı planlıyoruz.? dediği projenin ana-planı bunları içeriyor. Zonguldaklılar iki dönemdir (9 yıl) iktidarda olan bir partinin kendilerine ve kente ne kadar önem verdiğini veya vermediğini yapmadıklarıyla da düşünecektir elbette.
?Zonguldak?ın sorunu var mı? başlıklı yazımızda bir kaç hafta önce şunları yazmışız: ?Filyos Vadisi Projesi? ise ?Binbir Gece Masalları?nı geçmiştir çoktan. Bu proje benim bildiğim 1960?lı yıllardan beri var. 80?li yılların başlarında rahmetli Veysel Atasoy tarafından indirilmişti tozlu raflardan. Kimbilir kaç milletvekili bu bitmez tükenmez pastayı kemirerek oy topladı milletten bilinmez. 1960?tan 85?e yirmibeş, 85?ten bu güne de yirmibeş, eder 50 yıllık macera. Bir reklam cümlesi ne diyordu: ?Dök dök ye!?
TBMM?ye bir başbakan(Ecevit), iki Meclis Başkanı(Cahit Karakaş, Köksal Toptan), 8-10 bakan, bir çok milletvekili gönderdiğimiz halde şu Filyos Vadisi sorunu çözememişiz yıllar içinde.

Başbakan?ın TTK ile ilgili tek bir cümle söz söylemediği de dikkatlerden kaçmadı mitingde. Madenci baretini taktı başına ama, ?Şu kömürü çıkartacağız?, demedi. ?İthal kömürlere paydos? demedi. ?Şu kadar işçi alınacak? da demedi. Böyle bir açıklama yapmadığı için de farklı yorumlar yapılmağa başlandı: ?TTK gözden çıkarıldı mı??. ?TTK satılıp halkın istememesine rağmen bu sahillere enerji santralleri mi yapılacak??. Ayrıca, Mithatpaşa tüneli, Zonguldak-Filyos kara yolu konularında da bir cümle etmedi. Elbette bu konularda milletin merakını giderecek bir açıklama yapan da olur önümüzdeki günlerde.
Ama CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise ?TTK?yı eski günlerine döndüreceğiz? dedi. Kılıçdaroğlu?nun bu sözleri: ?TTK?yı yeniden derleyip toparlayacağız, sadece kömür üreten bir kurum haline getireceğiz, o zaman da gerekli olduğu kadar işçi alacağız? diye de okunabilir.
Zonguldak hayalleri kurarken, bir gerçek durumu da burada belirtmeliyiz. CHP 1. sıra adayı Prof.Dr. Mehmet Haberal adına açıklama yapan Prof.Dr. Ali Haberal ?Zonguldak?a sağlık ve eğitim yatırımları yapacağız? dedi. İlk elde 400-600 yataklı bir hastane sözü verildi halka. ?İktidar olunsa da olunmasa da Haberal ailesinin bu sözünü kesinlikle tutacağını? açıkladı. Bu da ilçelerdeki işsiz gençler için yeni iş ve ekmek kapısı demek oluyor. Bu sözü şöyle okumak da mümkün: ?Zonguldaklı artık sağlık sorununu kentinde çözebilecek, Zonguldaklı çocuklar ise, daha iyi ve güçlü bir eğitim olanağına ve çağdaş eğitim yapılarına kavuşacaklar?.
Prof.Dr. Mehmet Haberal, CHP aday listesinin seçilecek yerinde. Aslında kendini zorlamasına gerek de yok. Ama Haberal, uzun yıllar yaşadığı ve okuduğu kentine böyle ciddi ve önemli olanaklar sunmak istiyor anladığım kadarıyla. Bu sözü vermenin politika gereği olmadığını, kişisel sorumluluk duygusu ve hizmet etme anlayışı nedeniyle olduğunu düşünüyorum. Haydi bakalım, Zonguldak?a hayırlı olsun..