Haklar kağıt üzerinde kalmamalı !
Bugün İnsan Hakları Günü.
İnsan hakları, antik Yunan Stoacılığından etkilenen Roma hukukundan bu yana çeşitli evrelerden geçti.
İnsanın en temel hakkı yaşama hakkıdır. Ancak bu tanım soyut bir tanımdır. Tanımın somutlaşması için yaşama hakkının içeriği üzerinde de durmak gerekir.
18-19. yüzyıllardaki devrimlerle gelen ve insanları bireysel anlamda kucaklayan özgürlük, eşitlik vb. haklar, sonuçta soyut haklar sayılır.
Burada önemli olan özgürlük, eşitlik. Vb. hakları gerçekten yaşanabilir haklar şeklinde somutlaşmasıdır.
Bu da sosyalliği devreye sokar. İşsiz aç, evsiz bir birey de görünüşte en temel hakkı olan yaşam haklarına sahiptir, hatta öteki insanlara kağıt üzerinde eşittir, özgürdür vb. ama, gerçekte insanca yaşama hakkı elinden alınmış bir bireydir O.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonunca hazırlanan ve 1948’de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi de insanların soyut haklarının yanısına ekonomik, sosyal ve kültürel haklarını da teminat altına alır.
Bu hakların yaşama geçirilmesinde devletin belirleyici rolü vardır.
Bildirge yaşama, özgürlük, eşitlik ve kişi güvenliğinin yanısıra keyfi tutuklamaları, âdil olmayan yargılamaları, sürgünleri vb. de reddeder.
Ayrıca insanların insanca yaşama koşullarına kavuşturulmasını insan hakları kavramı içinde mütalaa eder.
İnsan hakları bireylere verilen soyut hakların yanısıra onların yaşam içinde somutlaşmasını öngören haklarıdır.
Bu da akıla sadece demokratik bir rejimi/devleti değil. sosyal bir devleti de getirir. Çünkü haklar kağıt üzerinde kaldığı sürece somut bir işlev kazanamaz.
Yeni Ufuk
Haber :





















