Gündem belirlemek…

İktidar ile muhalefet arasında bir gündem belirleme yarışı var…

Aslında gündem  kendiliğinden belirlenir. Fiyat artışları, zamlar, doğal felaketler, beklenmedik siyasal gelişmeler, tüm toplumu sarsan kazalar siyasal suikastler, vb. sonuçta, kendiliğinden gelme olaylardır.

Buradan bakıldığında gündem belirleme sözü, gerçekte, gündem saptırma anlamı kazanır. Bir başka deyişle gündemi değiştirme…Gündemi değiştirme, yerine yeni bir gündem oluşturmak, iradeci bir olaydır.

İktidar, ekonomik krizin çeşitli boyutlarının/olaylarının belirlediği gündemi, masabaşında hazırlanan çarpıcı iddia ve çıkışlarla tali plan itmeyeçalışırken, muhalefet de, hem kendiliğinden oluşan gündemi koruma ve hem de onu çeşitlendirme şeklinde bir strateji izliyor…

Sezen Aksu olayı ile gazeteci  Sedef Akbaş’ın tutuklanması olayı ilkine; Kılıçdaroğlu’nun da 6 milyarlık bir yolsuzluk iddiasını belgeleriyle açıklaması ikincisine örnektir.

Erdoğan, “dilini kopartırım derken Sezen Aksu’yu kastetmedim” deyince Sezen Aksu gündem maddesi olmaktan çıktı, manşetlerden indi. Gazeteci Sedef Aktaş’ın tutuklanması olayı ise, tali plana düştü…Kılıçdaroğlu’nun iddiası ise, gerçekte çok önemliydi, ama Türkiye için vukuat-ı adiye bir konu olduğu için manşetlere çıkamadı…

Doğal gündemlere dönüldü. Örneğin doğalgaz ve elektrik kısıntıları ile Merkez Bankasının yılsonu enflasyon tahminini 11 puan yükseltmesi gibi…

Ekonomik kriz öylesine derinlemesine etkiler yaratıyor ki sosyal ve siyasal yaşamımızda, gündemi değiştirmek gerçekten büyük maharet isteyen bir iş haline geldi. Örneğin Erdoğan’ın ikinci Apo-Demirtaş çıkışı bile güdem maddesi olamadı…

Mahalefet bu konuda şanslı. Spontane olarak belirlenen her gündem maddesi onun işine yarıyor çünkü…

Mevcut koşullarda gündemi uzun süre değiştirecek olaylar olması pek beklenmiyor, ama yine de beklenmedik bir gelişme,  ekonomik temalı gündemin değişmesine yolaçabilir…

Yeni Ufuk

Haber :