Ekonomi

Dolar arttıkça…

Yeni Ufuk’un Görüşü

Abone Ol

Ülkemiz, çift para birimli bir ülke. Milli paramızın yanısıra ABD doları da, milli para gibi her yerde işlem görüyor. İthal malların dolarla satıldığı bir süreç içindeyiz şu sıralar örneğin…

Bu yüzden dolar kurundaki dalgalanmalar, herkesi ilgilendiriyor. Çünkü milli paramızın değeri dolarla ölçülüyor. Doların yükselmesi, milli paramız üzerinde ters etki yaratıyor, dolar yükseldikçe TL eriyor, sabit gelirli halkın satınalma gücü düşüyor.

1 dolar=1 TL dengesi sağlanıncaya kadar böyle olacak bu.

Dolar niçin ikinci paramız peki ?

Çünkü TL’nin uluslararası geçerliği yok. Tüm ithalatımız dolara bağlı. Dolar yükseldikçe ithal mallarının fiyatı da yükseliyor, bu da enflasyonist baskı yaratıyor.

Doların fiyatı da, arz-talep tasasına göre belirleniyor. İç piyasada dolar miktarı talebin üzerine çıkarsa, fiyatı düşüyor, aksi durumda yükseliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zaman zaman halka seslenip yastıkaltındaki ya da bankalardaki dolarlarını bozdurmalarını istemesinin nedeni bu.

Ancak süreç aksine işliyor. TL’ye güveni kalmayan halk, tasarruflarını altın veya dolarda değerlendiriyor. O kadar ki, politika fâizinin indirilmesinin kredilere yansıması halinde, “ucuz” tüketim kredileri dolara dönüştürülüyor. Bugün bankalardaki mevduat hesaplarının çoğu dolar ! Çünkü TL’nin getirisi yok…

Bu koşullarda önümüzdeki günlerde saptanacak asgari ücretin ve memurlar ile emekli maaşlarının dolar karşısındaki değeri önem kazanıyor.

Hükümet, asgari ücret ile memur ve emekli maaşlarına zam yaparken, enflasyonu esas alıyor. Ancak enflasyonun saptanmasının sağlıklı olup olmadığı konusunda daima soru işaretleri var.

Enflasyon oranında yapılacak zam, kaybın telâfisi oluyor sadece. Kaldı ki enflasyon hesabı, halkın en çok kullandığı ve aldığı mal ve hizmetler esas alınarak yapılmıyor, genelleme sözkonusu. bu şekilde enflasyonun üzerinde zam da yapılsa, zam oranı, gıda enflasyonunun altında kalıyor.

Çok tartışma olan bu konunun sağlam bir denektaşı da var aslında: Dolar ! Zamların satınalma gücünün ne oranda arttığı veya aksi, dolar fiyatı ile kıyaslanarak bulunabiliyor. Eğer asgari ücret ve memur-emekli zamları, dolar karşısında geriliyorsa, yani maaşların alım gücü dolar kriteri ile hesaplanırsa kayıp-kazanç tablosu gerçek anlamını buluyor.

Geçmişe bakıyoruz. Dolar baz alındığında asgari ücret ile memur ve emekli maaşları, kağıt üzerinde arttığı halde, gerçekte eriyor.

Çift para birimli bir ülke olmak şık değil, ama yararı da yok değil !..

Yeni Ufuk


Haber : 

Abone Ol