Kdz.Ereğli

Yerel çevre sorunları…

Yeni Ufuk’un Görüşü

Abone Ol

Yerel (Kdz.Ereğli) Çevreciler Platformu’na yeni oyuncular katıldı; Platform bu şekilde daha geniş bir zemine ayak basan ve daha güçlü bir örgütlenmeye dönüştü.

Bu Ereğli için bir şanstır.

Çünkü bir ağırsanayi ilçesi olan Ereğli’nin çevre sorunları, doğal olarak, turizme ya da tarıma dayalı bir ilçeden daha fazladır.

Bu değerlendirme, turizme ve tarıma dayalı yerlerde çevre sorunu yaşanmadığı anlamına gelmiyor, onların da sorunları var. Aradaki fark, Ereğli’deki çevre sorunları içinde sanayinin payının görece yüksek olmasıdır.

Ereğli’deki çevreciler, şimdiye kadar, sadece sanayi kuruluşlarının yarattığı çevre sorunları ile ilgilendiler. Bunun dışında sorunlara sadece medikal açıdan yaklaştılar, hedefe de daima öncelikle Erdemir’i koydular.

Soruna, ne sosyo-ekonomik açıdan yaklaşan oldu, ne de sosyo politik açıdan…

Demir-Çelik, çimento, termik santral gibi sanayi kuruluşlarının ve hatta tersanelerin çevrekirliliği yaratması kaçınılmazdır. Bir yerleşim alanında özellikle bacalı sanayi varsa, çevrekirliliği de vardır. Burada önemli olan kirliliğin kabül edilebilir ölçülerde olup olmadığıdır. Bunu dikkate almadan yapılan çevre itirazları, son analizde, sanayi kuruluşlarına tümüyle karış çıkmak gibi bir sonuca varır ki, böyle bir yaklaşım, bilimsel ve mantıklı bir yaklaşım olmaz.

Örneğin Erdemir, tarıma dayalı bir ilçe olan 6 bin nüfuslu Ereğli’yi, hazırlık dönemini de içine alırsak, 60 yıla yaklaşan bir süre içinde çağdaş, kişi başı gelir ortalaması görece yüksek 200 bin nüfuslu bir kente dönüştürdü.

Bunu görmezden gelip Erdemir’e sadece bir kirlilik odağı olarak bakarsak, ekonomik ve sosyal profili düşük, ayrıca önyargılı bir yaklaşım olur bu.

Sanayinin getirdiği avantajlardan bol bol yararlanırken, sanayinin karşısına çevreyi dikmek sanayii aforoz etmek, soruna sadece medikal açıdan yaklaşan bir körlük olur. Doğru tutum, medikal bakış açısını da terketmeden, çevrekirliliğini kabül edilebilir ölçülerde tutacak bir mücadele örgütlemektir.

Yetmez.

Çevreyi sadece sanayi kuruluşları mı zarar veriyor ? Orman varlığımız olması gerektiği şekilde korunuyor mu örneğin ? Geçenlerde defne yaprağı toplayacağız diye dağlardaki, hatta tapulu arazilerdeki ağaçları kökünden sökenlere karşı niçin sesinizi yükseltmediniz ? Kaldı ki sorunun siyasi boyutu da vardı: Afganlı işçilere ağaç söktüren müteahhit AKP’liydi !

Denizkirliliği, dere yataklarındaki yapılaşmalar,ormanların içini oyan taş ocakları, olası orman yangınları vb. de, çevre sorunudur, insan kaynaklı çevrekirliliği de. Çevrecilik, aynı zamanda, çevrecilik, çevre bilinci yaratmak değil midir asıl ?

Umuyoruz  tabanı genişleyen çevre platformu bunların tümünü içine alan bir rapor hazırlar, halkı aydınlatır, ilgili kurum ve kuruluşları uyarır…

Hiçbir bilimsel çalışma yapmadan gözükapalı bir şekilde sanayi kuruluşlarına yüklenmek, çevrecilik değildir; öyle görünmeye çalışmaktır !..

Yeni Ufuk


Haber : 

Abone Ol