Yeni Ufuk’un Görüşü
Demokratik ülkelerde yargı, yasama ve yürütmeden sonra üçüncü erk/güç kabül edilir. Dördüncü erk basındır.
Bir ülkede basın ve yargı bağımsız/özgür değilse, orada demokrasiden sözedilemez.
Türkiye’de yargı önemli ölçüde bağımsızlığını yitirdi, basın da özgürlüğünü..
Son AYM-Yargıtay çekişmesi sırasında AKP’li Hüseyin Çelik; “İktidar olarak kendi militan yargımızı yarattık,” dedi. Tepki veren olmadı, kabül gördü. Nasıl girmesin, FETÖ’cü savcı Bu ve kumpas davaları olayı prototip olarak hâlâ akıllarda…
Çelik’in bu saptamasının örneklerini her yerde görmek olasıdır:
Adaletin terazisi çoğu olayda ve yerde hassasiyetle tartmıyor adaleti, ibre sapıyor:
Bunda yargı üzerindeki siyasi baskıların önemli rol oynadığı biliniyor. Sırtını iktidara dayayan ve talimatla çalışan muhbirlerin yalan ve iftiraya dayalı ihbarlarıyla nice basın mensubu, hakim karşısına çıkarılıyor, kimileri cezaevine gönderiliyor.
İktidar, yargıyı, muhalif basını susturmak için bir araç olarak kullanmak istiyor, zaman zaman kullanıyor da !
Bunun örneklerini her yerde görmek olasıdır.
Tabii ki bunlar münferit olaylar. Yoksa, adaletin terazisini kılı kırk yararak kullanan savcılar ve hakimler de var. Bağımsız, siyasi baskılara boyun eğmeyen, başı dik, vicdanı temiz savcı ve hakimler de…Onlarla gurur duyuyoruz. Her yerde onları görmek istiyoruz.
Yargı bağımsız olmalı, siyasi baskılara direnmelidir. İktidarın yargısı olmayı kabül edenler, gün gelir, hatalı tutumlarının hesabını yine yargıya vermek zorunda kalabilirler.
Yeni Ufuk
Haber :