Kdz.Ereğli

"Terör ve Şiddete Karşıyız"

Kdz. Ereğli Adliyesi önünde toplanan aralarında çok sayıda tanınmış avukatın da yer aldığı kalabalık Gezi Parkında yaşanan olaylara ve Çağlayan Adliyesi’nde avukatlara yönelik müdahaleye tepki gösterdi.

Abone Ol
Ereğli Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu adına açıklamada bulunan Avukat Tayyar Kartal, Gezi Parkı’nda başlayıp tüm yurda yayılan protestolara karşı kolluk görevlileri başta olmak üzere yetkili makam ve mercilerin tutum, söylem, davranışlarının hukuk devleti niteliğine uygun davranılmadığını hatırlattı. 2 haftadır, Gezi Parkı’nda demokratik söylem ve hakların mahiyetine uygun yöntemlerle dile getirilme çabası içeren protesto eylemlerinin tüm yurda hızla yayıldığını dikkati çeken Kartal, demokrasi kavramının ‘halkın, halk tarafından halk için yönetimi’ olarak tanımlandığını hatırlattı. Demokrasinin 4-5 yılda bir kullanılacak oy hakkı olarak algılanmamasını, cinsiyet, ırk, din, mezhep, yaş, sınıf ve zümre farkı gözetmeksizin günün ve yaşamın her anında, haklı taleplerin dile getirilebilmesini gerektiğini vurgulayan Kartal, Çağlayan Adliyesi’nde avukatlara yönelik müdahaleye tepki gösterdi. Kartal konuşmasında şu görüşlere yer verdi:
  
VAZİFE VE SALAHİYET KANUNU
Demokratik hak ve talepler ile özgürlüklerin kısıtlanması, başkaca hak ve özgürlüklerin zarara uğratılması halinde anayasa ve yasalarda belirtilen birtakım zorunlu şartlarda söz konusu olabilir ve bu kısıtlamanın son çare, zorunlu ve orantılı olması gereklidir. Hukuk devletinde kolluğun istediği zaman ve istediği şekilde müdahale etme ve dilediği ölçüde zor kullanma hakkı bulunmamaktadır. Zor kullanma hakkının sınır ve şartları Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda belirtilmiştir. Bu kanun gereğince kolluk, hukuksuz bir direnişle karşılaşması halinde, direnmenin mahiyetine ve derecesine göre ve yalnızca direnenleri etkisiz hale getirecek şekilde ve yalnızca direnen kişilere karşı kademeli olarak artan nispette, ölçülü ve orantılı olarak, ihtarda bulunmak şartıyla zor kullanabilir.
  
“UYGUN DAVRANILMAMAKTADIR”
Son 2 hafta içerisinde İstanbul-Taksim Gezi Parkı'nda başlayıp, tüm yurda yayılan protestolara karşı kolluk görevlileri başta olmak üzere yetkili makam ve mercilerin tutum, söylem ve davranışlarının Anayasanın 2. maddesinde ifade edilen ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin demokratik hukuk devleti niteliğine uygun davranılmadığını gözlemlemekteyiz.
  
“ONUR KIRICI MUAMELE KAPSAMINDADIR”
Kolluk görevlilerinin, kendisine karşı şiddet uygulayan ve demokratik protestoları provoke eden az sayıda eylemciyi, taleplerini demokratik yollarla dile getiren yurttaşlardan ayırt etmesi ve müdahalelerini bu şekilde yerine getirmesi gerekirken, hiçbir ayrım gözetmeksizin kişilerin yüz ve vücutlarına gaz mermileri ile saldırıda bulunması gerek ulusal mevzuatımıza gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı, insanlık dışı, onur kırıcı muamele kapsamındadır. Üzülerek söylemek gerekir ki, yaşanan olaylar sırasında, yaralanan yurttaşlarımız ve kolluk görevlilerimizin yanısıra yaşamını yitiren yurttaşlarımız ve polisimiz olmuştur. Yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet diliyor, Bu konudaki soruşturma ve süreçlerin takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz.
  
“YERDE SÜRÜKLENEN
AVUKATLAR DEĞİL ADALETTİR”
Kolluk görevlileri son olarak, adalet dağıtılan, adaletin tecelli ettiği bir mekanda, Çağlayan Adliyesinde hukuka aykırı olarak zor kullanmasıyla gündeme oturmuştur. Meslektaşlarımıza karşı, mesleğimizin onur ve saygınlığı ile bağdaşmayacak şekilde, bir kısmını cübbelerinden çekiştirmek, sürüklemek suretiyle hukuksuz ve yoğun şiddet kullanarak müdahale gerçekleştirilmiştir. 11 haziran günü yerlerde sürünen avukatlar değil, adalettir.
  
“BU UYGULAMALARI KINIYORUZ”
Yargı görevini ve adaleti yerine getiren avukatların, meslektaşlarımızın, bu görevi icra ettikleri bir mekanda, adaletin dağıtıldığı bir mekanda bu tür bir muameleye maruz bırakılmaları kabul edilemez. Bu uygulamaları kınıyoruz. Unutulmamalıdır ki; Türkiye Cumhuriyeti bir polis devleti değil, demokratik bir hukuk devletidir ve biz avukatlar bu gerçeğin sonuna kadar savunucusu olmaya devam edeceğiz. Hiç kimse onu bulandırmadığı ve ihlal etmediği sürece hukuk, teneffüs ettiğimiz hava gibi görünmez ve tutulmaz bir şekilde etrafımızı kaplar. Hukuk ancak kaybettiğimizi anladığımız zaman değerinin farkına vardığımız sağlık gibi sezilmez bir şeydir. Biz avukatlar, her fırsatta dile getirdiğimiz gibi yine haykırıyoruz; her türlü teröre ve şiddete karşıyız, her türlü terör ve şiddeti lanetliyoruz. Ne zulüm, ne merhamet, yalnızca adalet”
 


Haber : Önder

Abone Ol