TAŞKÖMÜRÜ 183 YAŞINDA

Taşkömürü, Türkiye'de ilk kez 183 yıl önce Ereğli'nin Köseağzı mevkiinde Uzun Mehmet tarafından Neyren deresi kıyısında bulunmuştu.

Abone Ol

Taşkömürü, Türkiye’de ilk kez 183 yıl önce Ereğli’nin Köseağzı mevkiinde Uzun Mehmet tarafından Neyren deresi kıyısında bulunmuştu.

 
------------------
 
Taşkömürünün ülkemizde ilk kez bulunuşunun üzerinden 183 yıl geçti. Kömürü bir rastlantı sonucu Köseağzı mevkiinde bulan Uzun Mehmet’i saygıyla anıyoruz.
 
 
 
KÖMÜRÜN BULUNUŞ TARİHİ
1933 YILINDA SAPTANDI
 
1933 yılına kadar taşkömürünün net bir bulunuş öyküsü yoktu. Zonguldak’ı Cumhuriyetin ilk sanayi kenti haline getiren taşkömürünün ilk kez bulunuşuna ilişkin bilgiler, söylentilerden ibaretti.
1933 yılında taşkömürünün ne zaman ve kim tarafından bulunduğunu saptamak amacıyla Zonguldak Halkevi’nin bünyesinde bir Komisyon kuruldu. Komisyon; Hüseyin Fehmi İmer, Tahir Karaoğuz ve Ahmet Naim Çıladır’dan oluşuyordu.
Komisyon, birkaç ay süren bir çalışma sonucunda, taşkömürünün Türkiye’de ilk kez Köseağzı mevkiindeki Neyren deresi kıyısında Uzun Mehmet ismindeki bir köy emekçisi tarafından 8 Kasım 1829 yılında bulunduğunu saptadı.
 
SİNA ÇILADIR NE DEDİ
 
Zonguldak kömür havzasının tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla da tanınan Sina Çıladır, konuya ilişkin olarak arkadaşımız Aysun Kaya’nın sorularını yanıtladı:
 
AK- Kömürün bulunuşu öyküsünün hayal ürünü olduğu, Uzun Mehmet’in tarihe yerleştirilen bir hayal olduğu şeklinde iddialar var. Ne dersiniz bu konuda?
 
SÇ- Bunu iddia edenler neden-sonuç ilişkisini ıskalıyor! Şu sorunun yanıtı önemli: Kömüre, bulunduğu varsayılan 1829 yılından tam 104 yıl sonra neden bir resmi bulunuş tarihi saptaması yoluna gidilmiştir? Bu ihtiyaç nereden doğmuştur?
 
Şuradan:
Cumhuriyet Devriminin üzerinden 10 yıl geçtiği halde, kömür havzası Fransızların elindeydi. Ereğli Şirketi’nin! Bu durum, Cumhuriyetin temel ilkeleriyle çelişiyordu. Örneğin, özkaynaklara dayalı kalkınma politikası ile! Cumhuriyetçiler, kömürü her bakımdan içselleştirmek amacındaydılar. Bunun için de kömüre ilişkin ulusal günlere, bayramlara ihtiyaç vardı. Ulusallık fikrinin yerel planda da işleneceği materyale !..
Halkevi’nin Uzun Mehmet’i yaratmasının nedeni budur! Öyküde kömürü bulan Uzun Mehmet’in bir köy emekçisi olarak sunulması ve bir toprak ağası tarafından öldürtülmesi, Cumhuriyet Devriminin temel karakteristiği olan antiemperyalizme ve antifeodalizme koşut kılar öyküyü !..
Soruna bu açıdan bakarsanız, öykünün kendisi değil, nedeni öne çıkar ve ulusal-demokratik bir temele oturur.
Diyelim ki Uzun Mehmet tarihe yerleştirilen bir hayaldir.
Ama, mitolojik öykülerden de bildiğimiz gibi, tarihin bazen hayallere de ihtiyacı vardır !..
Kaldı ki, bir öyküyü yadsırken, onun yerine koyacağınız bir başka ve daha inandırıcı bir öykünüz yoksa savınız boşlukta kalır!
Bazen düşünürüm: 1940’lı yıllarda, Kömür Bayamı, “Kömür Alayı” nın da geçit töreninde boy gösterdiği geniş bir programda kutlanıyordu. 1940’lı yılların sonlarında, küçük bir çocuk olarak ben de coşkuyla izlerdim o törenleri. Çoktandır, Kömür Bayramı, laf olsun diye kutlanmıyor! Neyi gösteriyor bu? Zonguldak’ta da Ulusal bilincin (af buyurun) ayvayı yediğini !..
 
 
1933 yılında taşkömürünün bulunuş tarihini saptayan Halkevi Komitesi… Soldan sağa: Tahir Karaoğuz, Hüseyin Fehmi İmer ve Ahmet Naim Çıladır.
 
 

Haber : 

Abone Ol