Sokak yanlış !

Siyasal literatürde sokak eylemleri ikiye ayrılır:

Kendiliğinden gelme (spontane) eylemler.

İradeci eylemler.

Spontane eylemler, sosyal reflekstir. Büyük bir çoğunluğu ekonomik karakterdedir. Bunlar, küçük bir sosyal veya mesleki topluluğun kendiliğinden sokağa çıkması şeklinde görülür. Kimisi domino etkisi yaratarak büyüyebilir de. Bunlar, siyasi eylemler değildir. İktidarı hedef almazlar.

İradeci eylemler ise, kökeni ekonomik de olsa iktidarı hedef alan demokratik/siyasi eylemlerdir. Zamları protesto için de yapılabilir, belirli bir yasaya tepki olarak da…

Spontane eylemlerde önderlik yoktur.

Tüm sokak eylemleri gibi bunlar da provoke edilmeye elverişli eylemlerdir.

**

Türkiye’de ekonomik bir kriz var. Ekonomik krizler belirli bir süre içinde ve derinlikte sosyal krize dönüşme potansiyeli taşır. Bu, Türkiye için de geçerli.

Yani bugün Türkiye’de bir sosyal krizin koşulları mevcut.

Ancak, kriz, sosyal patlamalara elverişli bir derinlikte olmasına rağmen, münferit küçük sokak eylemler dışında çaplı sokak hareketleri görülmüyor.

Bunu, muhalefetin sağduyusuna borçluyuz. Muhalefet, şunun farkında: muhalefetin odağı sokağa kayarsa, hem işler çığırından çıkar, hem de siyasal muhalefetin anlamı kalmaz. Bilinçsiz kokak hareketleri iktidarın işine yarar.

Bu politika doğru. Bu aşamada sokağa çıkmak kesinlikle yanlıştır, velevki önderi de olsa, provokasyondur. Partilerin mitingleri bu değerlendirmenin dışındadır.

Kimi koşullarda sessiz muhalefet, sokağa da taşan sesli muhalefetten daha etkilidir.

Muhalefet bunu gördü. Kendiliğinden akıp giden suyun yönünü değiştirecek sokak hareketlerini karşısına aldı.

Tekrar edelim doğru yaptı.

Yeni Ufuk

Haber :