
GAZETECİLİK ÜZERİNE…
08 Aralik 2025 22:08:56
Daha önce de açıklamıştım:
Ben muhalif bir kalemim, ama muhalefetin kalemi değilim.
Bunu biraz açacağım:
Muhalifim derken, terimi toplumsal anlamda kullanıyorum. Kapitalist sisteme ve onun çeşitli yönetim biçimlerine muhalifim. Bu tanımın içine, kapitalizmi başının üstüne koyan tüm siyasi partiler/hareketler giriyor.
Mevcut sistem içinde ise, (bakış açımı koruyarak) kalemime gazeteciliğin temel ilkeleri yön veriyor:
Sık sık yazıyorum. Tarafsız gazete/tarafsız gazetecilik diye bir şey yoktur. Bağımsız gazetecilik/nesnel (objektif) habercilik vardır.
Bağımsız gazetecilik hiçbir ekonomik ve siyasal odağa bağlı olamamak demektir. Tümüyle özgür olmak demektir. Nesnel habercilik ise, her haberi, haber değerine göre formatlayarak toplumla buluşturmak demektir. Haberin nesnelliğini/gerçekliğini bozmadan, eğip bükmeden…
Yandaş basın bunu yapmaz/yapamıyor. Bu yüzden önüne gelen haberi, haber değerine göre kullanmıyor. Çünkü yandaşın “değer” kavramı nesnel değildir, özneldir. Önüne gelen haber yandaşı olduğunun işine yaradığı oranda “değer” kazanıyor.
Nesnel (objektif) habercilik, haberleri haber değerine göre kullanmayı öngörür. Haberin kimin/hangi siyasi odağın işine yarayıp yaramayacağı bağımsız gazetecinin sorunu değildir. Onun sorunu halk kitlelerin gerçeklerle buluşturmaktır. Buluşturmanın yayındaki yerini haberin değeri oluşturur. Bir haberin değeri, ilgilendirdiği kitleyle doğru orantılıdır.
Gazetecilik/habercilik budur. Habercilik ile haberlerin yorumlanmasını birbirine karıştırmamak gerekir. Haberleri/olayları yorumlama değişik biçimlerde olur. Burada gazete yazarlığını esas alıyorum:
Gazete yazarlığının temel kuralı özgürlüktür.
Bu noktada yazarın dünyanın bakış açısı devreye girer: Sisteme, o sistemin yönetimine muhalif bir kalem, her alandaki olayları, gelişmeleri bu pencereden bakarak yorumlar. Tam doğrulara ulaşmanın yolu sınıfsallık ve nesnelliktir.
Kalem eğer bağımlı/yandaş ise, ideolojik bir bakış açısından söz edilemez. Bu tür bir kalemin yorumlarını sahibinin bakış açısı belirler. Bu, siyasi muhalefeti de iktidarı kapsayan bir durumdur.
Yalakalık ideoloji değildir.
Siyasi iktidara veya muhalefete angaje olmuş bir kalemin öznel bakışı açısı olmaz. Efendisinin sesidir !
Şu da var:
Son zamanlarda “bağımsız gazetecilik/habercilik” yaftası altında örtülü yandaşlık yapanlar çoğalmaya başladı.
Bunun en inandırıcı yolu, muhalefete muhalefet cephesinden muhalefet etmek şeklinde gözleniyor.
Tarafsızlık kisvesi altında iktidara yandaşlık yapmanın en kurnaz yöntemi budur.
Bir yandan iktidara atıp tutarken, öte yandan muhalefete de öznel eleştiriler yöneltmek, ilk bakışta özgürlük gibi algılanır ama gerçekte örtülü yandaşlıktır.
Bağımsız kalemler de muhalefeti eleştirir zaman zaman, aradaki fark, bağımsızların eleştirilerine nesnel, ötekilerin ise öznel .bakışın damga vurmasıdır.
Nesnel habercilik ve özgür yorumculuk gazeteciliğin belkemiğini oluşturur.
Burada önemli olan haberleri nesnel gerçekliğini bozmadan ve haber değerine göre formatlayarak kitlelere ulaştırmaktır. Gazetecilik budur. Özgür yorumculuk, her alanda gerçeği yakalayabildiği ve özgürce ifade edebildiği oranda anlam ve değer kazanır. Farklı bakış açıları farklı sonuçlar ortaya çıkartabilir elbette. Gerçek tek’dir oysa. Ama farklı görünümleri de vardır. Olayların sosyal derinliğine inemezseniz gerçeğin çekirdeğini yakalayamazsınız.
İki taraf arasında tarafsızsanız kişi olarak yoksunuz anlamına gelir bu. Nesnel açıdan ise güçlüden yana olduğunuz anlamına…
ETİKETLER : Yazdır







