
APO’NUN İTİRAFI !
07 Kasim 2025 22:01:45
İlkten şu haberi okuyalım:
PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın yeğeni DEM Parti Urfa Milletvekili Ömer Öcalan 31 Ekim Cuma günü İmralı’daki görüşmeye dair bilgi verdi.
Ömer Öcalan, Türkiye’nin Suriye’deki kaygıları için Mazlum Abdi ve İlham Ahmet ile görüşmesi gerektiğini belirtti.
Öcalan şunları aktardı:
“Başkan, Kürtlerin orada inşa edecekleri sistemin Şam’ı etkilemesi gerektiğini söylüyor. Türkiye devleti de Suriye’nin müstakil bir devlet olmasından kaynaklı olarak daha hassas yaklaşmalıdır. Orada Kürtlerin yetkilileri, siyasetçileri ve öncüleri vardır. Ahmet el-Şara
’dan ziyade Mazlum Kobani ile görüşülebilir.
İlham Ahmet ile de görüşülebilir. Eğer bir hassasiyet varsa, Suriye Demokratik Güçleri yetkilileriyle diyalog halinde olunmalıdır.”
Öcalan CHP’ye de barış süreci için “Oyunlara gelmemesi tahriklere kapılmaması gerekiyor. Bu süreç AK Parti’nin ve MHP’nin süreci değildir; bütün devleti ilgilendiren bir süreçtir. CHP’nin sürece katılımına büyük anlam ve kıymet atfediyor. Böyle büyür” dedi.
Bu haberde öncelikle şöyle bir gerçek gizli: Apo’nun Suriye PKK’sı (SDG vb.) üzerinde belirleyici bir etkisi yok.
Ben bu gerçeğin altını birkaç yazıda üst üste çizmiş ve Bahçeli’nin Apo’ya yaptığı, “SDG’yi lâğvet” çağrılarının hiçbir anlamı olmadığını belirtmiştim.
Suriye PKK’sını, Suriye iç-savaşından bu yana bölgedeki cihatçı terör örgütleriyle birlikte ABD kontrol ediyor. Bu hâlâ böyle. ABD/İsrail ikilisi orada herşeye hâkim.
Esad karşıtı terör örgütlerinden birisi olan El-Kaide kökenli HTŞ’nin lideri Colani’yi (Ahmet El-Şara) Suriye’nin başına getiren ABD.
Niçin Şara derseniz bu bir bakıma doğaldı: PKK’nın yanısıra Esad rejimine karşı savaşan terör örgütleri içinde El-Kaide kökenli sünni terör örgütü HTŞ öne çıkıyordu. Suriye’nin demografik yapısı içinde sünniler yüzde 77’lik bir çoğunluğu oluşturur. Esad rejimi ise demografik yapı içinde yüzde 12’lik bir payı olan Şii/alevi araplara dayanıyordu. Alevi Kürtlerin çoğunlukta olduğu SDG Colani’nin HTŞ’sından daha güçlü bir örgüttü, ama mezhepsel bakımdan Suriye’nin bünyesine uymuyordu. Bu yüzden ABD sünni HTŞ’nin lideri Colani’yi Suriye’nin başına oturttu.
Yukarıdaki habere göre Apo Türkiye’ye tavsiyede bulunuyor, SDG sorunu için El-Şara ile değil, SDG’nin önderleriyle görüşün diyor…
Apo kaçın kurası, hedef saptırıyor ! Şara’yı boşverin Suriye’nin geleceği için SDG ile görüşün diyerek ABD gerçeğini de bilerek ıskalıyor, PKK ile TC’yi muhatap hale getirmek istiyor. Tıpkı DEM’in Apo İLE Türk devletini muhatap hale getirme provokasyonu gibi !..
Şu doğru ama: Şara Suriye’de bugün var, yarın yok birisi. Oradaki konumunu yitirmesi Trump’ın bir telefonuna bağlı. Suriye’ye ilişkin kararları doğrudan Trum’tan aldığını düşünüyorum.
Bu koşullarda Suriye PKK’sı sorununun SDG ile filan değil, doğrudan ABD/Trump’la konuşulması gerekiyor. Bizimkiler de Şara üzerinden onu yapıyorlar zaten. Bu konuda ABD Büyükelçisi ve Trump’ın Suriye özel temsilcisi Barrack en yetkili kişi.
Kişisel görüşüm Suriye’nin geleceğini son analizde ABD/Trump belirleyecek. Umudumuz, Suriye PKK’sının Türkiye için risk olmaktan çıkacağı bir formülde uzlaşılması…
MHP lideri Bahçeli Apo’yu çok fazla önemsiyor. Bir çağrısı ile Suriye PKK’sının silah bırakacağını filan sanıyor.
Halbuki Apo’nun Kandil üzerindeki etkisi bile çok sınırlı. Kandil, eğer arkası boşalmasa, Apo’nun çağrısına evet demezdi. Şu an Kandil’in arkasında ABD/İsrail yok. Eğer olsaydı, Barracak’ın gündeminde olurdu Kandil. ABD’nin Suriye valisi konumundaki Barrack adını bile anmıyor onların oysa !
Şöyle bir durum var bugün:
Kandil, yenilecek kıvamda şu an. Bahçeli bunu gördü, bastırıyor. Cumhurun AKP kanadı tereddütlü. Bir kısım radikal milliyetçimiz ise çözüm sürecine karşı çıkarak gelecek seçim için hamaset çuvalını doldurma peşinde…
Üst üste atılmış iki düğüm diyorum hep. İlkten Kandil düğümü çözülmeli, peşinden Kürt Sorunu… İkisi birlikte çözülemez, çünkü bu ikisi aynı şey değil. PKK, radikal Kürt hareketinin para-militer bir vurucu gücü ya da silahlı aparat. Kürt Sorunun masaya gelmesi ve orada tartışılması için önce PKK’nın tümüyle nötralize edilmesi gerekir. Aksi halde her an harekete geçebilecek silahlı bir şantaj aleti konumunu korur. Kandil tümüyle silah bırakıp teslim olmadan “barışçıl yoldan çözüm” masaya gelemez ve, gelmemelidir. Bahçeli’nin ısrarla bastırması bu yüzden. Zarfa değil, mazrufa bakıyor !..
ETİKETLER : Yazdır







