Kürt sorunu, HDP’nin değil, Türkiye’nin sorunudur !

CHP lideri Kılıçdaroğlu, son çıktığı bir TV programı “Kürt sorunu mesrû HDP ile çözülür” şeklinde bir lâf etti. Çok geçmedi hatasını anladı. Kürt sorununun çözüm yerinin TBMM olduğu sözleriyle ilk güdüsünü revize etti…

İyi yaptı.

Çünkü azınlıklar sorunu, ülkenin iç-sorunudur. Çözüm yolları TBMM’nde atanır ve karara bağlanır. Demokrasilerde böyledir bu.

Sorunun çözümü için tüm enstrümanlar kullanılabilir.

Örneğin Kürt sorununda muhataplardan birisi de HDP’dir, ama bir tek o değildir. Kürt halkının bütün kesimlerini temsil eden kanaat önderlerinden aydınlara STK’lara kadar çok geniş bir kesimin görüşlerine başvurulmadan, onları muhatap almadan sorun çözülemez.

Bu da TBMM’nin görev alanı içinde kalır.

**

Burada önemli olan Kürt sorununun ülke bütünlüğü ve demokratik bir çerçevede çözülmesidir.

Aslında çözülecek çok şey de kalmadı:

Kürt yurttaşlarımız kendi dilini kullanıyor, TRT’nin Kürtçe yayın yapan TV’si var. Partileri, ibadethaneleri, kültürel kimliklerini yaşayan kültür-sanat kurumları var.

Kürt halkı hiçbir şekilde ayrımcılığa uğramıyor. Üzerlerinde siyasi, kültürel, etnik hiçbir baskı yok. Anadolu topraklarında bin yıldır Türklerle ve öteki azınlıklarla iç-içe kardeşçe yaşıyorlar.

Eğer Kürt sorununun çözümü demokratik hakların genişletilmesi sorunu ise, Türkün-Kürdü ile tüm halkın sorunu değil mi ?

Burada önemli olan sorununun ülke bütünlüğü içinde çözülmesidir.

PKK’nın gölgesini üzerinden atmış bir HDP, Kürt sorununun çözümü sürecinde bir aktör olabilir, ama dedik ya, tek aktör değil !

Yeni Ufuk

Haber :