Kdz.Ereğli

KGK ve EGD

Yeni Ufuk’un Görüşü

Abone Ol

Başlıktaki KGK, Küresel Gazeteciler Konseyi’nin kısaltılmış adı. EGD’yi biliyoruz: Kdz. Ereğli Gazeteciler Derneği…

Konsey, adı üzerinde, Küresel çapta örgütlenmeyi öngören bir oluşum.

Nitekim bunun ilk adımları atılmaya başlandı. Yurt içindeki ve yurtdışındaki çeşitli kentlerde ofisler açılıyor bir bir…

KGK, önümüzdeki dönemde bir de Haber Ajansı kurmayı amaçlıyor.

Kdz. Ereğli Gazeteciler Derneği, Konseyin kurucu  üyelerinden.

Onaylayalım onaylamayalım, EGD’nin KGK’nin kurucu kurulu içinde yeralması önemlidir. Bunun somut örnekleri çok çok bir yıl içinde kendisini gösterecek…

Sorulacak elbette:

KGK nasıl ortaya çıktı?

Konsey, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) içinden çıktı.

Her siyasal ve demokratik kitle örgütü gibi TGC’nin de içinde muhalifler vardı.

( Muhalif sözcüğü/kavramı kötü tanıma elverişli bir kavramdır. Çünkü, tıpkı siyasal planda olduğu gibi, dernekler planında da örgütler ideolojik bakımdan homojen bir bütün değildir. Kendi içinde çeşitli ideolojik eğilimleri barındırırlar. TGC de öyleydi).

TGC’nin son genel kurulunda, muhalifler, küçük bir farkla seçimi yitirdi. O genel kurulda, kendi içinden ihanete uğrayan EGD’nin oy kullanması Divan tarafından engellendi. Demokratik bir karar değildi bu.

Türkiye genelindeki birçok Gazeteciler Derneğini temsil eden muhalefet , bunun üzerine, ayrı bir örgütlenmeye gitme yolunu tuttu. KGK böyle ortaya çıktı.

Peki, KGK’nin iktidara yakın gazeteciler tarafından kurulduğu, bu nedenle iktidarın maddi-manevi desteğini aldığı iddiaları doğru mu?

Bu henüz netleşmiş değil. Nitekim, Konsey’in son yaptığı bir bölge toplantısından sonra yayınladığı bildiride, mevcut resmi ilan dağıtımdaki adaletsizlik ile kamu kuruluşlarının özellikle yerel basına yeteri kadar destek olmadığının altı çiziliyor, iktidara da eleştiriler yöneltiliyordu.

Kaldı ki bunun da bir önemi yok:

Çünkü her kitle örgütü gibi, KGK de, kendi içinde farklı eğilimler barındıran demokratik bir yapıya sahip.

Öyle olması kaçınılmazdır. Çünkü her şey gibi, kitle örgütleri de zıdların birliğinden oluşur.

Yani, teorik olarak, KGK içinde de iktidara yakın veya karşı derneklerin bulunması doğaldır.

Örneğin, KGK kurucularının ayrılmasından sonra TGC’nin homojen bir bütün haline geldiğini kimse söyleyemez. TGC içinde de muhalif bir grup vardır halen. Zaman içinde KGK içinde de olacaktır.

Bu, yaşamın temel yasası olan diyalektiğin (zıdların birliğinin) doğal sonucudur.

Buradan bakıldığında, KGK’nin kurucu üyelerinden birisi olan EGD’yi iktidar yanlısı olarak nitelemek, öyle göstermeye çalışmak, eğer bir cehalet örneği değilse, provokatif bir yaklaşım olur.

Bir başka örnek vereceğiz:

EGD içinde de farklı ideolojik eğilimler ve muhalif grup/gruplar vardır.

Şu an EGD’nin Atatürkçü bir çizgisi var. Yarın, örgüt içindeki sağ eğilimliler yönetime gelse, bu çizgi korunacak mıdır, bunun garantisi yok! Korunmazsa, Atatürkçüler bu kez muhalefeti oluşturacaklardır.

Halen EGD’de İ.Necati Günay yönetimine muhalefet edenlere bir de bu açıdan bakmakta yarar var.

Derneğin tüzel kişiliğine karşı çıkanlar ile ona karşı komplo kuranlar ise, gazeteci değildir! Fiilen gazetecilik de yapsalar, kafaca gazeteci değillerdir! Hiçbir gerçek gazeteci, örgütüne tümden karşı çıkmaz, olsa olsa yönetime karşı çıkar! Çok çok, KGK’nin yaptığı gibi, ayrılır, kendi örgütünü kurar.

Çünkü örgütsüz güç, güç değildir!

KGK’ye, EGD’ye bir de bu açıdan bakmak gerekiyor…

Yeni Ufuk


Haber : 

Abone Ol