İyi Parti

Sıkıntıların neler olduğu üzerinde durmaksızın (çünkü biliniyor), nedenleri üzerinde durmak daha doğru bir yaklaşım olur. Toplumsal ve siyasal olaylarda sonuçlar değil, nedenler önemlidir.

İyi Parti’nin sıkıntılı bir döneme girmesinin nedenleri üzerine belli başlı iki hipotez geliştiriliyor:

Birincisi, İyi Partinin ittifak politikası; daha doğrusu yerel seçimlerde hiçbir parti ile ittifak yapmayıp kendi adayları ile seçime katılma kararı alması.

Diğeri ise, partinin kendi iç yapısı ile ilgili. Bu da parti-içi demokrasinin hiçe sayıldığı savıyla açıklanıyor.

Aslında ikisi iç-içe.

Şu da soruluyor:

İyi Parti bu sıkıntılı süreçten güçlenerek mi çıkacak, yoksa tersi mi olacak ?

Aslında bu sorunun yanıtı seçim sonuçlarına bağlı değil. Partinin ne oranda kendisi olacağı sorusuna bağlı. İyi Parti, tabanındaki ve kadrolarındaki kendisine yabancı siyasetçi ve eğilimlerden tümüyle ayrışabilirse, yani kendisi olabilirse, sonuçta kazanacaktır. Çünkü belirli ilkeler çevresinde sımsıkı birleşmiş bir parti, başlarda küçülse de aslında büyüme potansiyelini içinde taşır.

**

İyi Parti’nin bu süreçte teşkilatları da hareketli. Kimi teşkilatlar Akşener yönetimine başkaldırıyor. istifa ediyor veya içerde kalıp hizipçilik yapıyor. Çoğu ise parti ve demokratik ilkeler temelinde sımsıkı birleşiyor…

Ereğli teşkilatı bunlardan hangisi ? Hizipçi mi, isyancı mı, yoksa Akşener’e sımsıkı bir bağlı bir teşkilat mı ?

Bir başka deyişle merkez yönetiminin talimatlarını, tavsiyelerini tartışmasız uygulayan bir teşkilat mı yoksa tersi mi ?

Yeni Ufuk’a ulaşan bazı bilgiler bu konuda İyi Parti Ereğli teşkilatının tam fikir birliğine varılamadığını gösteriyor.

Yeni Ufuk bu konunun aydınlanması için üzerine düşen mesleki görevini yapacaktır.

Yeni Ufuk

Haber :