DEM partisinin eşbaşkanı Hatemoğluları, CHP’ye yapılan baskıların süreci sabote ettiğini söyledi.
İki anlamı var bunun:
Birincisi, CHP’ye yönelik yargısal yaptırımlar bu partiyi zorunlu olarak birtür özsavunmaya itiyor. PKK/Kürt Sorunu gibi mutlaka katkı vermesi konulara bu şekilde uzak düşüyor.
İkincisi, DEM, süreci sadece Cumhur İttifakı ile yürütmek istemiyor. CHP’nin de sürece katkı vermesini, böylece sürecin siyasetin de milli bir soruna dönüşmesini istiyor.
PKK ve Kürt Sorunu zaten milli bir sorundur. Ancak milli bir bakış açısı ve güçbirliğiyle çözülebilir bu sorun. Siyaset kendi içinde kavgalı iken milli bir sorunun çözümünde tabii ki bir araya gelemez. İktidar-CHP çekişmesi doğal olarak süreci olumsuz şekilde etkiliyor.
O kadar ki Komisyon henüz İmralı ile görüşme sorununu bile çözemedi.
Kürt Sorunu’nun çözümü siyaseten birliğine bağlı iken, değiştirilmek istenen anayasanın çözümünde buna bağlı.
CHP’yi dışarda bırakacak bir anayasa değişikliği, yani mecliste 400 oyun bulunarak gerçekleştirilecek bir anayasa değişikliği halkın nezdinde de eksik kalır.
Neresinden bakarsanız bakın, milli süreçlere CHP’nin de katılması gerekiyor. 20 milyonu aşkın seçmeni olan bir partiyi kenara itmek demokrasimize de zarar verecektir.
DEM eşbaşkanının açıklaması bu açıdan uyarıcı oldu.
Yeni Ufuk
Haber :
















