Çevre savunucusu Nasuh Mahruki Manisalılarla buluştu

Yayınlanma : 01-06-2025 | 10 : 30 01

Güncelleme : 01-06-2025 | 10 : 30 01

Çevre savunucusu Nasuh Mahruki Manisalılarla buluştu

Manisa Büyükşehir Belediyesi'nin, Şehzadeler ve Yunusemre belediyeleri iş birliği ile düzenlediği "Manisa Tarzanı ve Çevre Günleri" kapsamında, Nasuh Mahruki, Manisalılarla buluştu.

MANİSA (İGFA) - Türkiye'nin yedi kıtada zirveye çıkan ilk dağcısı, AKUT'un kurucularından, yazar ve çevre savunucusu Nasuh Mahruki, "Manisa Tarzanı ve Çevre Günleri" kapsamında düzenlenen söyleşi ile Manisalılarla bir araya geldi.

Katılımcılara, çevre bilinciyle örülü yaşam öyküsünü aktaran Mahruki, "Yol yalnızca gidilen değil, gelişilen yerdir" sözleriyle hem fiziksel hem de zihinsel keşfin önemine dikkat çekti. Mahruki, doğayla kurduğu bağdan doğaya en çok zarar veren insan alışkanlıklarına, bireysel çevre bilincinden aşırı turizmin etkilerine kadar pek çok soruya içtenlikle yanıt verdi.

"MANİSA TARZANI, HEPİMİZE YOL GÖSTEREN BİR FİGÜR"

Nasuh Mahruki, "Manisa Tarzanı olarak tanıdığımız Ahmet Bedevi, sadece Manisa için değil tüm Türkiye için çok önemli bir isim. O, yıllar önce doğa için tek başına verdiği mücadeleyle, çevre bilincinin simgelerinden biri olmuştur. Bugün hala hepimize örnek olmaya devam ediyor. Doğaya olan bağlılığı, yaşadığı kente kattığı değer ve bu alandaki öncülüğüyle hepimizin saygısını hak ediyor. Böyle isimleri anmak, hatırlamak ve yeni nesillere tanıtmak, çevre bilinci için çok kıymetli. Çünkü çevreyi korumak isteyen herkesin ilham alabileceği bir yaşam öyküsü var" dedi.

Nasuh Mahruki, iklim krizi, su sıkıntısı, sürdürülebilir bir yaşamın önemi ve yerel yönetimlerin bu konudaki rolüne dikkat çekti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün doğaya olan saygı ve sevgisine de değinen Nasuh Mahruki, Atatürk'ün bu konudaki hassasiyetini dile getirdi.

DAĞCILIĞA BAŞLAMA VE AKUT'U KURMA SÜRECİNİ ANLATTI

Mahruki, "Üniversitede gördüğüm bir ilan sayesinde dağcılığa başladım. Zaten doğa ve hayvanlarla aram her zaman çok iyiydi. Daha sonra dağcılığı denedim ve tam benlik olduğunu gördüm. AKUT'u ise 1996 yılında 7 kişi kurduk. 20 yıldan fazla bizzat yönettim, ama arkasından siyasi baskı süreci nedeniyle istifa etmek zorunda kaldım. Türkiye'deki arama ve kurtarma çalışmalarını gönüllü ve sivil anlamda başlatan ilk oluşum AKUT. 17 Ağustos depreminde, sivil kurum olarak sadece biz vardık. AKUT'u kurduk ve yıllar içerisinde çok büyüdü, sosyal sorumluluk ve eğitim projelerimizi AKUT Vakfı'na kaydırdık, yani AKUT Derneği'nde devam ettik. Sosyal sorumluluk projeleri, sürdürülebilir çözümler bulmak adına yaptığımız projeler ve her yurttaşın üzerine düşeni yerine getirmesi gereken yeni çağdaş dönemin kapılarını bizlere açtı. Bu sayede toplum kazandığının örneğini, AKUT bize sundu. Toplum için özellikle yerel yönetimlerin rolü çok önemli. Çünkü toplumun kültürel, sosyal faaliyetlere katılmasına ve dezavantajlı bireylerin de katılmasına katkı sağlayabiliyor. Bu konuda Manisa Büyükşehir Belediyesi'ni de düzenlediği etkinliklerden dolayı tebrik ediyorum ve ayrıca teşekkür ediyorum" diye konuştu.