Bölgecilik zarar veriyor !
Yeni Ufuk’un Görüşü
Geçenlerde bu köşede yayınlanan ve ana temasını hemşehriciliğin oluşturduğu yazımıza değişik tepkiler aldık.
Tepkilerden anlaşıldığına göre, konu önemini koruyor.
İlkten bir yanlış algıyı düzeltmemiz gerekiyor:
Biz hemşehricilik derken, tekil değil çoğul bir ifade kullanmıştık. Her türlü hemşehriciliğe karşı çıkıyorduk. Aynı kentte yaşayan insanların yerli-yabancı diye bölünmesinin kente verdiği zararı söylüyorduk.
Bu konuda ısrarcıyız. Geçmişteki kötü örneklerin sıcak tutulmasının dostluk ve kardeşlik duygularını zedelediğini düşünüyoruz.
Yerli-yabancı ayrımcılığını Zonguldak ve Ereğli’ye madencilik getirdi. Ayrımcılık, zaman içinde bölgesel ayrımcılığı da aşarak, yabancı sermayenin kömür madenine sahip çıkmasıyla bu kez etnik ve milli bir ayrım/çelişki şeklinde dönüştü.
Yabancıların, işçileri bölgesel bakımdan bölmek için özel bir çaba gösterdikleri bilinmeyen bir şey değil.
Yabancı sermayenin, bu arada yerli azınlıkların Zonguldak ile Ereğli’nin ekonomik yaşamında belirleyici bir konumda olmaları, çelişkilerin keskinleşmesine yolaçmıştı.
1923’te Rum’ların değişime tabi tutulmasıyla ekonomik yaşamın dizginleri yerlilere geçerken, 1946-40 aralığında da yabancılara ait ocakların millileştirilmesi, yerel çelişkilerin yeniden öne çıkmasına yolaçtı.
- yüzyıldan 20 yıl aldığımız koşullarda bile bölgecilik yapılması, yerli/yabancı ayrımcılığının sürdürülmesi utanç vericidir.
Zonguldak’ın olsun Ereğli’nin olsun birliğe ihtiyacı var. Bölünmeler, liyakatin ve deneyimin her alanda tali plana itilmesine neden oluyor. Bu da kentlere zarar veriyor.
Bunu aşmalıyız.
Örneğin Ereğli’de, iktidar partisinin ilçe başkanı ile onun izinde yürüyenlerin bölgecilik/hemşehricilik yaptığı iddiaları eğer doğru ise, kendi partisine de Ereğli’ye de zarar verir.
Bunun tipik bir örneği yılan hikayesine dönen fakülte sorunudur.
Ereğli’nin uzun yıllardır devletten hizmet alamamasının temeldeki nedeni yetersiz politikacılar ile bölgeciliktir.
Yeni Ufuk
Haber :
bu yörenin çocuğunu uysal koyun kıvırcık diye hakir gören küçümseyen her kimse anasını bacısını nın amına elli bin kere koyayım bu bölgenin çocuğu saf kan türktür geçmişinde pontus kanı hiç yoktur
sosyal barışı bozan toplumun içine bu lanet hastalığı sokanlar belli siyasi odaklardır kendi çıkarından ve hemşehri çıkarlarından başka hesapları olmayanlardır oysa siyaset birleştirici derleyip toparlayıcı hakkaniyetli adaletli olması gerekirken yıllardır tam tersi yapıldı çıkarcılara destek vermek suçlulara kol kanat germek düzgün kişilere kumpas kurmak peki şimdi soralım benim evim barkım burada doğduğum büyüdüğüm yer burası birileri neden bizim huzurummuzu bozuyor siyasetçinin toplumun her katmanına yapıcı aynı mesafede olması gerekirken milletin keramet bulduğu her yere sirayet edip kuruttular huzurkalmadı 8 yıldır ere ... DEVAMI
- s.
- 1
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor