Bir evladın feryadı!..

"30 yıldır cezaevinde yatan 12 Eylül mağduru baba ne zaman çıkacak?.." Yeni Ufuk'a mektup gönderen İlhan Canan, 12 Eylül'de siyasi nedenlerle mahkum olan babasının mağdur edildiğini belirtti. İLHAN CANAN'IN MEKTUBU

Abone Ol

“30 yıldır cezaevinde yatan 12 Eylül mağduru baba ne zaman çıkacak?..”
Yeni Ufuk’a mektup gönderen İlhan Canan, 12 Eylül’de siyasi nedenlerle mahkum olan babasının mağdur edildiğini belirtti.

 

İLHAN CANAN’IN MEKTUBU

 

30 yıl 7 ay dır. Cezaevinde. ve 2025 yılına kadar cezaevinde tutulmak   isteniyor. Üstelik 2003 yılına almış olduğu ceza sonuçları ile   birlikte ortadan kaldırıldığı halde. Ben 33 yaşındayım ve babam 30 yıldır Cezaevinde ADALAET arıyorum, HUKUK arıyorum ÖZGÜRLÜK arıyorum  

 

İNSAN HAKLARINA SAYGI arıyorum......
 

DGM VE SIKIYÖNETİM MAHKEMELERİ TARİH OLDU ANCAK TAHİR CANAN CEZAEVİNDE
 

Babam Tahir Canan hâlâ Bandırma Cezaevinde. 1979’da yani 12 Eylül’den önce cezaevine girdi.
O günden bugüne Türkiye’de neler neler oldu. Darbe oldu, hükümetler değişti, Sıkıyönetim Mahkemesi kalmadı, DGM’ler kaldırıldı, Anayasaya yapıldı... Birkaç yıldır da ülkemizde demokrasi kavramı , darbelerle hesaplaşma konuları sürekli gündeme geliyor. Ancak bütün bunlar Tahir Canan’ın cezaevlerinde geçirdiği sürenin bugün  
itibarıyla 30 yıl 7 ay'a ulaşmış olması gerçeğini değiştirmiyor. Bu nedenle de ben Tahir Canan'ın oğlu İlhan Canan  “Tahir Canan cezaevinde yattığı sürece, 12 Eylülle hesaplaşılmış olmaz” diyorum.
 

Tahir Canan, ilk kez 25 Mayıs 1979 tarihinde gözaltına alınarak tutuklandı. 1991-1993 arasındaki iki yıl hariç 30 yıldır cezaevinde.  
Tahliyesi için başvurular ise şimdiye kadar reddedildi. Son olarak Kanun Yararına Bozma Bürosu Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne 105-34-6820-2011 Dosya numarası ile yapılan başvuru da reddedilince, Adalet Bakanlığından ‘Yazılı Emirle Bozma’ talep edildi.
Babamın cezaevinde olmasına neden olan idari ve hukuki skandalların biran önce giderilmesi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi kavramların yaşamda karşılığını bulması için babamın bir an önce serbest bırakılması gerekmektedir.
 

Bu bağlamda Babamın Avukatı  Sn. Yıldız İmrek Koluaçık tarafından 21 Ekimde 2011 tarihinde Yazılı Emirle Bozma talebimiz Kartal Savcılığına gönderilmek üzere Kadıköy Savcılığına teslim edilmiş ve Başvuru Kartal Savcılığı tarafından Adalet Bakanlığına iletilecektir.  
Başvuruyla, Kartal 3. Ağır Ceza Mahkemesinin Tahir Canan hakkındaki “Gebze Ağır Ceza Mahkemesinin kararının kaldırılmasına” ilişkin kesin kararının yazılı emirle bozulması istenmektedir.
İnfaza ilişkin hususlarda kesin hükmün söz konusu olamayacağına dikkat çekilen başvuru dilekçesinde, Anayasanın 19. maddesinde yer alan kişi özgürlüğü ve güvenliğini koruyan temel hakkın ihlal edildiği  
belirtimektedir.
Dilekçede, tutukluluğun yasal dayanağının kalmadığı halde Canan’ın özgürlüğünden yoksun bırakıldığı; bunun da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesine aykırı olduğu ifade edildi.
 

Babam Tahir Canan’ın hâlâ cezaevinde bulunmasına neden olan kararın yanlış olduğuna dikkat çekilen dilekçede, hükümlünün cezalarının infazında gözetilmesi gereken sıraya uyulmadığı, ilk mahkumiyetin infazı yerine, sonraki mahkumiyetin infazından başlandığına dikkat çekildi. 5275 sayılı Yasa’nın açık hükmüne rağmen başka türlü  
uygulama yapılmasının mümkün olmadığının vurgulandığı dilekçede, lehe olan yasanın da geçmişe yürürlüğü olacağının tartışmasız olduğu ifade edildi.
Babam Tahir Canan’ın tahliye edilmesini gerektiren bir başka gerekçe ise Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 14.01.2005 tarihli genelgesi. Genelgede, “TCK’nin 17 maddesi uyarınca şartla salıverilme kararı geri alınan hükümlülerin, öncelikle alınan cezasından, yeni suçundan dolayı tutuklulukta geçirdiği günlerin  
mahsubundan sonra kalan sürenin tamamı infaz edilerek, bihakkın cezanın infazını takiben şartla salıverileceği diğer cezalarının infazına geçilecek …” deniliyor.
 

Bu genelgeye dikkat çekilen başvuruda babam’ın mahkumiyetlerinin infazında ilk önce şartla tahliyesinin geri alındığı mahkumiyetin infazı gerekirken tam aksine hareket edildiği, ikinci suçun infazına başlandığı ve bu ikinci suçtan şartla tahliye kararı kurulduğu belirtildi. Bunun hem infaz hukuku anlamında hem de genel hukuk anlamında ciddi bir hata olduğu ve babam’ın ağır mağduriyetine yol açtığı belirtilmiştir.
 

İlk suçun infazına önce başlanması halinde, içtima sonucu 36 yıl olarak belirlenen mahkumiyetin aynen infazı söz konusu olsa dahi 30 yıl olarak infaz edilecek ve Malatya 1 No’lu DGM tarafından verilen hüküm, bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmış olduğundan infazına başlanmayacak, dolayısıyla da Babam Tahir Canan’ın salıverilmesi  
gerekecekti.
Şartla tahliyenin geri alınmasına neden olan hukuki-maddi olay tüm sonuçlarıyla ortadan kalktığından, şartla tahliyenin geri alınmasına dair mahkeme kararının da geri alınması ve babam’ın tahliye edilmesi  
gerekirdi. Ancak, idari ve hukuki skandallar yüzünden babam tam 30 yıl 7 dır cezaevinde.
 

12 Eylül Darbesiyle hesaplaşıldığının söylendiği bir ülkede babam Tahir CANAN  30 yıl 7 aydır cezaevindedir. Babam Sıkıyönetim mahkemeleri ve Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kararlarıyla cezaevindedir, bu uzun hükümlülüğün nedeni idari ve hukuki skandallardan kaynaklanmaktadır.  
Babam, Tahir Canan cezaevinde yattığı sürece, 12 Eylülle hesaplaşılmış olunmayacaktır.İnsan hakları, hukukun üstünlüğü gibi kavramların yaşamda karşılığını bulması için babamın bir an önce serbest bırakılması gerekmektedir.
 

1953 doğumlu 58 yaşında ve tam 30 yıl 7 aydır cezaevinde olan babam Tahir CANAN'ın özgürlüğüne kavuşması için desteğinizi rca ederim.
 


Haber : 

Abone Ol