8 KASIM

Yeni Ufuk'un Görüşü...

Abone Ol
Türkiye’de taşkömürü, 8 Kasım 1829 tarihinde Uzun Mehmet ismindeki bir emekçi tarafından Ereğli’nin Köseağzı mevkiinde bulundu.
Taşkömürünün bulunuş tarihi, 1933 yılında, Zonguldak Halkevi’nin saptadığı bir Komisyon tarafından ortaya çıkarıldı. Üç kişilik komisyonu, Halkevi Başkanı ve madenci H.Hüseyin Fehmi İmer, gazeteci-yazar Ahmet Naim Çıladır ve Zonguldak gazetesinin sahibi Tahir Karagöz oluşturuyordu.
1933 yılından bu yana, 8 Kasım, Uzun Mehmet’i anma Kömür Bayramı olarak kutlanır.
Taşkömürü 1829 yılında bulundu, ama 1848 tarihinde işletmeye açılabildi.
İlk işletmeci, “İngiliz Kömür Kumpanyası”ydı.
Dönem, Osmanlı’nın çöktüğü ve yabancı sultası altına girdiği, yarı-sömürgeleştiği bir dönemdi. 19.yüzyılın başlıca enerji kaynağı olan taşkömürü Batılı ülkelerin peşinde koştuğu stratejik bir madenci.
Nitekim, Zonguldak/Ereğli Kömür Havzası, 1848’den 1936/40 yılına kadar, yaklaşık olarak 88 yıl yabancıların elinde kaldı, sömürüldü. Emperyalistlere bu kapıyı açan, Sultan 1.Mecit’ti.
Batılı emperyalistler, Zonguldak’a sadece sermaye transferi yapmamıştı, onun yanı sıra kültürlerini de taşımışlar, küçük bir koloni oluşturmuşlardı.
Bu arada her yılın 8 Kasım’ında, “madenciliğin azizi” olarak bilinen Sainte Barbe adına bir de “maden yortusu” kutlanıyordu.
1923’teki Cumhuriyet Devrimine rağmen, ta 1936 yılına kadar, kömür madeni, Fransız emperyalizminin elinde kaldı.
Zonguldak Halkevi, devrim kültürünü Zonguldak’ta da yaymaya çalıştığı 1930’lu yıllarda, emperyalist kültürün belli-başlı ritüellerine karşı ulusal bir karşı hareket başlattı. Sainte Barbe Maden Yortusu’na karşı, Uzun Mehmet Kömür Bayramı’nın çıkarılması bir antiemperyalist tepkiydi.
Şimdi bakıyoruz, neoliberaller ve dönek solcular, binbir argümanla; kömürün bulunuş öyküsünü karalamak, yok saymak için çabalayıp duruyorlar.
Çabaları boşunadır ! Çünkü Uzun Mehmet Bayramı, ulusal bir gündür ve ulusla birlikte yaşayacaktır…
Uzun Mehmet’i ve onu tarihin karanlıklarından çıkartan Halkevi Komisyonu üyelerini sevgi ve minnetle anıyoruz.
Ulusal kaynaklarımız, ulusa ait olmalıdır ! Batılı emperyalistler ile onların maşalarına değil !..


                                                                                             Yeni Ufuk

Haber : 

Abone Ol